Güncelleme Tarihi:
Tema, ‘Haydi Hayallerimizi Çizelim’di. 1981’den bu yana Yaşar Holding Onursal Başkanı Selçuk Yaşar’ın önderliğinde gerçekleştirilen yarışmaya bu yıl rekor başvuru oldu. Tam bir milyon 68 bin 440 resim gönderildi. Prof. Hüsamettin Koçan önderliğinde jüri tarafından değerlendirilen resimler arasından 23 küçük ressam Çeşme Altın Yunus Otel’de 11–15 Haziran tarihlerinde kampa girecek ve ressam Prof. Hüsamettin Koçan’dan yeni yöntemler öğrenecek.
Tüm bunların yanı sıra her yıl daha fazla öğrencinin daha çok resimle katıldığı Pınar Resim Yarışması, sosyolojik bir araştırma yapılmasına da olanak verdi. 2009-2010 öğretim yılında düzenlenen 29. Pınar Resim Yarışması’na katılan 887 bin 660 adet resim sosyolojik bir araştırmanın ilham kaynağı oldu. Bakın ortaya ne tür sonuçlar çıktı...
TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ
‘Doğa ve İnsan’ ile ‘Sosyal Çevre ve İnsan’ temaları, hem kız hem de erkek öğrencilerde ağırlıklı kullanılmasına rağmen, cinsiyet değişkeninin seçilen tema üzerinde önemli bir etkisi olduğu da görüldü. Toplumsal cinsiyet ayrımlaşmasının ve bu ayrımlaşmaya bağlı olarak ilgi alanlarının henüz çok küçük yaşlardan itibaren empoze edildiği sosyal yaşam içerisinde, erkek öğrencilerin bilişim, bilgisayar, teknolojik araçlar ve uzay gibi daha karmaşık yapıları resmettikleri bulgusuna varıldı. Kızlar ise kutlama, eğlence ve rekreasyonu barındıran ‘Boş Zaman Değerlendirme’ temalı resimlerde yaratıcılıklarını sergiledi.
DOĞU VE GÜNEYDOĞU’DA SOSYAL ETKİLEŞİM ÖNE ÇIKIYOR
Bölgelere göre bakıldığında, Doğu Anadolu Bölgesi’nden gelen resimlerin ağırlıklı olarak ‘Sosyal Çevre ve İnsan’ temasında olduğu görülüyor. Öğrenciler, insanları sosyal çevrelerinde resmetmiş. Büyük kent merkezlerinin azlığı, il ve ilçe merkezleriyle kırsal nüfusun yoğun olması, çocukların yüz yüze ilişkileri resmetmesine neden oldu. Özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nden gelen resimler içerisinde, köy meydanında toplanan ve birbirleriyle etkileşim içerisine giren insanları işleyen resimlerin çokluğu ilgi çekici. Karadeniz Bölgesi’nin küçük yerleşim birimlerinden gelen resimlerde de deniz ve insan ilişkisi, balıkçılık bağlamında ön plana çıktı.
DENİZİ GÖRMEYEN ÇOCUKLAR KARTPOSTAL GİBİ RESMEDİYOR
Denizi olmayan bölgelerden gelen deniz temalı resimlerde insan figürünün bulunmadığı, sadece denizin, güneşin ve kumun resmedildiği görüldü. Denizi olan bölgelerden, özellikle de Ege, Akdeniz ve Marmara Bölgeleri’nden gelen resimlerdeyse deniz kenarında oynayan çocuklar, yüzen insanlar, bunun da ötesinde denizaltında balıklarla yüzen insan figürleri yer aldı. Sonuç olarak deniz kenarında yaşayan çocukların denizle olan ilişkilerini bir yaşam alanı olarak ön plana çıkarırken; diğer bölgelerden gelen resimlerde denizin bir ‘kartpostal’ anlayışıyla peyzaj olarak verilmesi dikkati çekti. Bu bağlamda, denizi görmeyen çocuklar için denizin, bir rekreasyon alanı olarak günlük yaşamlarına yansımadığı ileri sürülebilir.