Güncelleme Tarihi:
ADAMKAYALAR anıtı Silifke-Erdemli karayolu üzerinde Kızkalesi’ne yaklaşık 3-4 kilometre mesafede bulunuyor. Bir gözetleme karakolu olduğu tahmin edilen Helenistik dönem kulenin yanına kadar araçla gidilebiliyor. Sonra sarp bir dağın başından antik dönemden kalma yıpranmış basamaklar ve patikadan dağın yamacına doğru zorlu bir yoldan ilerleniyor. Her yıl bu yamaçtan birilerinin düşüp öldüğü bölgede yaşayanlar tarafından ifade ediliyor. Dağ yamacında yön bulmak için taşların üstüne boyalı ok işaretleri kazınmış. Dik dağ yamacında anıtın bulunduğu alana yaklaşık yarım saatlik zorlu bir yürüyüşten sonra ulaşılabiliyor. Definecilerin hedefindeki Adamkayalar anıtının bulunduğu noktaya araç gereç indirmesi organize bir çalışma olduğunu gösteriyor. Anıtı koruyacak bekçi ve güvenlik kamerası yoktu.
UNESCO Dünya Kültür Mirası’na girebilecek kadar güzel olan Şeytan Deresi Kanyonu tam bir nekropol alanı. Dağların etekleri kaya mezarlarıyla dolu. 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk, bir dağ keçisi ve kartal kabartmalarından oluşan Adamkayalar anıtının ilk eserlerinin M.Ö. 3’üncü yüzyılda yapımına başlandığı kaynaklarda ifade ediliyor. Yaklaşık 500 yıl boyunca yeni kabartmalar eklenerek günümüzdeki son şeklini alan anıt, 1980’li yıllarda Kültür Bakanlığı’nca tescillenerek sit alanı ilan edildi. 11 çerçeve içerisinde yer alan Adamkayalar kabartmalarında dört ölü ziyafeti sahnesi sıkça tekrarlanıyor. Ölüler eşleri ve oğullarıyla beraber gösteriliyor. Bir kabartmada, bir adamın sol eliyle bir keçiyi boynuzlarından tutarak getirdiği, diğer elinde bir üzüm salkımı taşıdığı görülüyor. Adamkayalar’daki veda sahnesinde de ayakta duran ve ölmüş olan kişiyi temsil eden erkek, oturur vaziyette gösterilmiş karısıyla el sıkışırken resmediliyor.
FOTO KAPAN KURULMALI
Arkeolog editör Nezih Başgelen, Helenistik dönem kabartmalarının acilen bir arkeolojik park halinde düzenlenmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Helenistik Anadolu arkeolojisi açısından çok değerli eserlerdir. Yörede Adamkayalar olarak bilinen yan yana yapılmış bu kabartmalara plato yüzeyinden yamaçtaki kayalara oyulmuş oldukça aşınmış antik merdivenler kullanılarak inilmektedir. Kabartmalarının yer aldığı vadi 130-140 metre derinlikte bir kanyon halindedir. 1981 yılında Bonn Üniversitesi’nden W.G. Klein tarafından belgelenmiş ve 1989 yılında Serra Durugönül tarafından doktora çalışması çerçevesinde ayrıntılı olarak bilim dünyasına tanıtılmıştır. Benim de 1980’li yıllarda Tarsus Donuktaş kazısında çalışırken pek çok kez gidip görme imkânı bulduğum bu kaya kabartmaları yapıldıkları dönem açısından oldukça değerli eserlerdir. Adamkayalar’ın son yıllarda maruz kaldıkları defineci tahribatı ise bu eşsiz eserlere çok büyük zarar vermiştir. Alanın sarp oluşu dikkate alınarak bir an önce buraya foto kapanlar kurularak sağlam kalan diğer kabartmaların koruma altına alınması ve titizlikle izlenmesi gerekmektedir. Ülkemizin UNESCO kriterlerine uygun bu önemli Helenistik dönem kabartmalarının acilen bir arkeolojik park halinde düzenlenmesi gerekmektedir.”
BARUT KOKUSU HÂLÂ VAR
- EŞSİZ bir görsel şölen sunan Adamkayalar kabartmaları son yıllarda definecilerin uğrak yeri haline geldi. Kabartmaların yüzleri, ayakları, sunak alanı ve hatta kabartmaların bulunduğu kaya bloğunun arkasına kadar dinamitle patlatılmış. Hazine bulma tutkusuyla kayanın içine altın gömüldüğüne inanacak kadar gözü dönmüş defineciler, anıtın çevresini köstebek yuvasına çevirmişler. Geçen hafta sonu kabartmaları görmeye gittiğimizde kayada henüz yeni açılmış dinamit delikleri duruyordu. İçleri barut kokan deliklere yerleştirilen dinamit lokumlarıyla anıt paramparça edilecek. Kabartmanın arkasına doğru yaklaşık 3 metrelik bir tünel kazılmış. Kabartmaların her yerinde defineci tünellerinin izleri görülüyor. Acil güvenlik önlemi alınması gerekiyor. Aksi halde anıt kısa sürede yok edilecek.