Güncelleme Tarihi:
"Chi! Chi! Chi! Le! Le! Le! Viva Chile!" (Åži! Åži! Åži! Li! Li! Li! YaÅŸasın Åžili!) 13 Ekim sabahı iÅŸ arkadaÅŸlarım birer birer ofisten içeri girmeye baÅŸladığında, dilimde bu slogan vardı. Bu slogan Åžili'nin Atacama çölündeki San Jose bakır ve altın madeninde kurtarılan işçileri karşılayan coÅŸkulu kalabalığın aÄŸzından dilime dolanmıştı.Â
Ofise giren arkadaşlarımın neredeyse tamamı bana aynı soruyu soruyordu: "Ne oldu kurtarıldı mı Şilili madenciler?"
Gerçekleşen mucizeden hâlihazırda haberdar olanlar ise "Hadi gözün aydın" diye takılıyorlardı. Zira o gece Şili'de yaşananları ofiste sabahlayarak takip etmiş ve anında hurriyet.com.tr okurlarına aktarmaya çalışmıştım.
Haftalarca süren hazırlık ve o gece yaşanan birkaç saatlik gecikmenin ardından TSİ 06.10'da ilk madenci "Zümrüdüanka Kuşu" adı verilen 4 metre uzunluğundaki kapsülle yukarı çekildi.
DUYGUSAL ANLAR
31 yaşındaki madenci Florencio Avalos'u eşi Monica ve 7 yaşındaki oğlu Bairo ile birlikte Şili Devlet Başkanı Sebastian Piñera karşılarken, sevinç çığlıkları havada uçuştu, gözyaşları sel oldu.
İtiraf etmeliyim ki babasını görünce hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayan Bairo karşısında ben de gözyaşlarımı tutmakta zorlandım. Şanslıydım ki mesai saatlerinde yaklaşık 50 kişinin olduğu ofiste tek başınaydım.
Neredeyse tüm dünya televizyonlarından canlı yayınlanan ve 1,500 gazetecinin yerinde takip ettiği kurtarma operasyonu yaklaşık 24 saat sürdü. Teker teker omuz genişliğindeki kapsülle yukarı çıkarılan madenciler, en uzun süre yer altında hayatta kalma rekorunu da kırdı.
5 Ağustos’tan bu yana oturma odası büyüklüğünde bir sığınakta mahsur kalan 33 işçi, hayatları konusunda umutların kesilmeye başladığı 17’nci günde, kurtarma ekiplerinin sığınağa gönderdiği sonda aletine "Hepimiz, 33'ümüz de sığınakta iyi durumdayız" şeklinde bir not iliştirince yaşadıkları anlaşılmıştı. Madencilere o tarihten sonra açılan 6 ayrı 15 cm’lik delikten yiyecek, içecek ve oksijen gönderilmişti. Madenciler yerin altında geçirdikleri 2 aydan fazla süre boyunca çıkış kapsülüne sığabilmek için diyet ve egzersiz yapmıştı.
Dünya tarihine geçen bu mucizevi kurtuluş hikayesinin ardından, San Jose madeni, ekonomik nedenlerle satışa çıkarıldı. Zaten 33 Şilili madenci de bir daha madene inmeye niyetleri olmadığını açıkladı. Çok sayıda film ve kitap teklifi alan madenciler, söz konusu ürünler üzerindeki telif haklarını ve imajlarını korumak için bir anonim şirket kurdu bile.
1 MUCÄ°ZE 2 FELAKET
Yazımın girişinde de belirttiğim gibi, "San Jose mucizesi" başta Şili halkı olmak üzere tüm dünyaya iki acı olayı da unutturdu.
Şili, 27 Şubat'ta tarihinin en büyük ikinci depremini yaşadı. Dünya tarihinin en büyük 10 depreminden biri olarak da gösterilen 8.8'lik sarsıntıda 700'den fazla kişi hayatını kaybetti, yüz binlerce kişi de evsiz kaldı.
Dünyanın bir numaralı bakır üreticisi Şili'nin altyapısına da büyük darbe indiren bu depremin ülke ekonomisine maliyeti 30 milyar dolar civarında oldu.
DÜNYANIN DÖNÜŞ SÜRESİNİ BİLE ETKİLEDİ
Uzmanlara göre, Şili depremi, günleri bile kısalttı. NASA uzmanları, 8.8'lik depremin gezegenin ekseninde 7.6 santimetre bir kaymaya neden olarak Dünya’nın kendi etrafında dönüş süresini kısalttığını tahmin ettiklerini açıkladı.
Ama bu denli büyük bir depremle sarsılmasına rağmen göreceli olarak az can kaybı veren Şili, bu konuda tüm dünyaya da bir ders verdi. Uzmanlara göre, Şili böyle bir olaya yıllardır hazırlandığı ve gerekli tüm önlemleri aldığı için, 12 Ocak'taki Haiti depreminden tam 1,000 kat daha güçlü bir depremle vurulmasına rağmen, felaketin boyutları beklendiği kadar yıkıcı olmadı.
Latin Amerika ülkesi Şili'nin bu yıl içinde yaşadığı bir diğer felaket de 8 Aralık'taki yangın faciasıydı. Başkent Santiago’daki San Miguel Cezaevi’nde çıkan yangında 81 mahkûm yanarak can verdi.
Ülke tarihinin en büyük üçüncü yangını olarak kayda geçen olayın, aynı zamanda Şili cezaevlerinde yaşanan en kötü kaza olduğu belirtildi.
Sonuç itibarıyla, Şili, büyük acı ve sevinçleri art arda yaşadığı 2010’un sonunda yılın ülkesi olarak nitelendirilmeyi fazlasıyla hak etti. Kim bilir belki de 2010 da Şili tarihinin en sıra dışı yılı olarak hatırlanacak.