Güncelleme Tarihi:
Hendek Cumhuriyet Başsavcılığı 7 kişinin öldüğü, 126 kişinin de yaralandığı patlamayla ilgili soruşturmayı genişletti. Tanık olarak dinlenen işçiler ve eski çalışanların anlattıkları ihmaller zincirini göz önüne serdi. İşçiler özetle şunları söyledi:
DAHA ÇOK ÜRETİN
Havai fişek bölümünde çalışan Ali S.: “İmalathanelerdeki kadın işçilere daha fazla mal üretimi yönünde baskı yapılırdı. Öğle ve ara istirahatlere çoğu zaman kadın arkadaşlar çıkamıyorlardı. Kadın işçiler çalışmazlarsa işten çıkartılmakla tehdit edilirdi.
Kamu kurum ve kuruluşlarının yapacağı denetimler 1 hafta önceden haber alınırdı. Bize denetim olacağı bilgisi verilirdi. Denetim günü her yer temizlenir, hazırlanırdı. Çin mahallesi (bir çeşit torpil) ve kimyasal malların üretimi yapılan bölümler kapatılırdı. Bu bölümlere denetleme heyeti zaten girmezdi.”
BURADA ÜRETİM YOK
4 yıl boyunca fabrikada çalışan Recep G.: “Denetimden bir hafta önce bize söylenirdi. Çin mahallesindeki tüm üretim durdurulup, orada bulunan personelse denetlemenin yapılacağı bölümlere kaydırılırdı. Denetleme heyeti, idarece Çin mahallesine getirilmiyordu. Burasının kapalı olduğu ve herhangi bir imalatın ve üretim işlemin yapılmadığı heyete beyan ediliyordu.”
HER ŞEY KAĞIT ÜSTÜNDE
İş güvenliği uzmanı Çiğdem S.: “Fabrikada 2014-2015 yılları arasında İSG Uzmanı olarak görev yaptım. Yalnızca kağıt üzerinde İSG Uzmanı olarak görev yaptım, çünkü işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak herhangi bir endişeleri yoktu. İşverenler için önemli olan tek husus üretimdi. Bu konuda da eksiklikleri işverenlere dile getirmeme rağmen dikkate almıyorlardı.”
İş güvenliği uzmanı Faruk E.: “Aksaklıklardan biri de işçilerin yanında bulunması gerekenden fazla miktarda patlayıcı malzeme bulunmasıydı. Yönetmeliğe göre üretim yapılan bir binada en fazla 1 kg kadar patlayıcı malzeme bulunabiliyordu ancak işçilerin yanında zaman zaman bilhassa üretimin yoğun olduğu günlerde bulunması gerekenden fazla miktarda patlayıcı malzeme olduğunu görüyordum. Kendileri bana, hedeflenen miktara ulaşamadıkları takdirde işveren Ali Rıza Ergenç Coşkun tarafından kendilerine kızıldığını söylüyorlardı.”