Güncelleme Tarihi:
Hendek ateş hastalığı bilim insanlarını şaşkına çevirdi. En son 1918 yılında görülen hastalığa, üzerinden 100 yıl geçmesinin ardından Kanada'da rastlandı. Kötü hijyen koşulları nedeniyle ortaya çıkan hendek ateşinin belirtileri arasında yaygın olarak beş gün boyunca kesintisiz devam eden 40 derece ateş, bacak ağrısı, göğüste kızarıklık, baş ağrısı ve baş dönmesi görülüyor. Ortalama iyileşme süresi bir ay olmasına rağmen, bazı hastalarda semptomlar üç aya kadar devam edebiliyor. Ancak, hastalığın uzun iyileşme süresine nedeniyle ölümcül olabilen ağır kalp problemleri ve beyin hasarı ortaya çıkabiliyor.
HENDEK ATEŞİ KANADA'DA GÖRÜLDÜ
Kanadalı doktorlar, adı açıklanmayan 48 yaşındaki evsiz adamın yoğun göğüs ağrısı nedeniyle acil servise başvurduğunu ve hastalık nedeniyle kalp sorunları yaşadığını ifade etti. Ekip ayrıca, hastanın derisinde bit ısırıklarına dair izler, akciğer damarlarında tıkanma ve kalp kapakçıklarında iltihaplanma görüldüğünü söyledi. Kalbindeki hasar nedeniyle ameliyat edilen adamın tedavisinin sürdüğü belirtildi.
Ayrıca söz konusu adamın bir bakımevine yerleştirildiğini belirten uzmanlar, ilk vakanın ortaya çıkmasının ardından geçen 6 ay süre içinde 3 evsiz de daha hendek ateşine rastlanıldığını aktardı. Uzmanlar, söz konusu kişilerden birinin hendek ateşi nedeniyle beyin kanaması geçirerek felç olduğunu söyledi.
Bununla birlikte, Manitoba Üniversitesi'nden Doktor Carl Broodman, hendek ateşinin düzenli olarak yıkanamayan evsizlerde ve mültecilerde son yıllarda sıklıkla görüldüğünü, ancak doktorların hastalığı teşhis edemediğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Toplumdaki aşırı yoksul insanların çoğu, tedavisi oldukça kolay olsa bile hastalıkları teşhis edilmediği için hayatını kaybediyor. Son zamanlarda artan hendek ateşi vakaları, bize savunmasız insanlarda düzenli sağlık kontrolünün önemini gösteriyor. Birinci Dünya Savaşı'nın amansız koşullarında ortaya çıkan hastalık, mülteci kamplarını ele geçiriyor ve endüstrileşmiş modern toplumları hala tehdit etmeye devam ediyor. Bu durum bize toplumun ne kadar kırılgan olabileceğini gösteriyor."