Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2002 00:00
BUGÜN size ‘‘Müslümanlık’’ adına yayın yapan bir ‘‘şeriatçı’’ gazetenin pazar günü 1. sayfadan verdiği haberden söz edeceğim. Bunların olayları nasıl çarpıttığını, nasıl yalan söylediğini ve hangi ölçüde cahil olduğunu somut olarak göstereceğim. ‘‘Dedesini aratmıyor’’ başlıklı
haber özetle şöyle: ‘‘Bülent Arınç'ın eşine başörtülü olduğu için saldıran Emin Çölaşan, çok sayıda masumu inancından dolayı asan Kastamonu İstiklal Mahkemesi'nin üç üyesinden biri olan Refik Şevket İnce'nin torunu çıktı. Refik Şevket İnce, yüzlerce din adamını ve alimi asan Kastamonu İstiklal Mahkemesi'nin üç reisinden biri.’’ Yazılarımda defalarca anlattığım, kitaplarımda yazdığım bir gerçeği yeni keşfetmişler! Annemin babası Refik Şevket İnce, 1920 yılında ilk Meclis'te Saruhan (Manisa) milletvekili, İstiklal Mahkemesi üyesi. 1921 yılında
Atatürk'ün Adalet Bakanı. (Sonra 4 dönem daha milletvekili, Milli Savunma ve Devlet Bakanı.) İstiklal Harbi sürüyor. Düşman ordusuyla boğuşurken, bir de iç düşmanlarla savaş veriyoruz. Asker kaçağı sayısı korkunç boyutta. Eşkıyalık, casusluk, cephedeki asker ailelerine tecavüz almış yürümüş. TBMM 23 Nisan 1920'de açıldıktan sonra çıkardığı 2. kanun Vatana İhanet Kanunu oluyor. Bunu tamamlayan İstiklal Mahkemeleri Kanunu Eylül 1920'de yürürlüğe giriyor. İstiklal Mahkemeleri asker kaçaklarını, bunlara yardım ve yataklık edenleri, eşkıya ve ırz düşmanlarını yargılayıp Anadolu'da yok olan devlet otoritesini kuracak. Mahkemelerin başkan ve iki üyesi Meclis tarafından milletvekilleri arasından seçilecek. Mahkemelerin kararı kesin.İşin şakası yok, ölüm kalım savaşı veriyoruz. Kanun teklifini verenlerden biri dedem. Meclis'te (tutanaklardan aktarıyorum) haykırıyor: ‘‘Biz (İstiklal Mahkemeleri) köylü ve kentli ile geçineceğiz. Gideceğiz, asılacağız, asacağız, hapsedeceğiz. Ve ancak bu suretle muvaffak olacağız efendiler. Muvaffak olmak için de asacağız, keseceğiz, kesileceğiz.’’İlk mahkemeler Ankara, Konya, Kastamonu, Isparta, Sıvas, Diyarbakır ve Pozantı'da kuruluyor. Meclis tarafından seçilen üçer kişilik heyetler göreve başlıyor. Dedem Refik Şevket İnce, Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyeliğine seçiliyor. ***Bu mahkeme 5 ay görevde kalıyor ve -yüzlerce din adamını asmak bir yana- sadece 9 idam kararı veriyor. (Prof. Dr. Ergün Aybars. İstiklal Mahkemeleri Kitabı-sayfa 129. Bilgi Yayınevi.) Asılanlar asker kaçakları, soyguncular, Türk ve Rum casuslar. Yani bunların iddia ettiği gibi ‘‘Kastamonu İstiklal Mahkemesi yüzlerce din alimini’’ falan asmadı. Bunu söyleyen varsa, belge göstermek zorunda. Çeşitli cezalara çarptırılan diğer sanıkların işlediği suçlar ise şöyle: Eşkıyalık, ev basmak, asker kaçağını korumak, adam öldürmek, kadın kaçırmak, tecavüz, eksik ekmek üretimi, vatana ihanet, Türklük aleyhinde bulunmak, görevi kötüye kullanmak, yolsuzluk.***Din tüccarları dedemi haber yapıyor (!) ve onu kullanıp bana vuracak (!) ya, mutlaka süslemek gerekir! O halde Refik Şevket İnce için ek bir şeyler yazmalı. Haber şöyle sürüyor:‘‘İnce'nin kökeni Anadolu değil, Midilli Adası. Midilli'nin Polihinit Kasabası'nda doğdu.’’ Bu cingözlükle kafa karıştırmaya çalışıyorlar! Midilli, dedemin doğduğu 1885 yılında Osmanlı toprağı. Vatan şairi Namık Kemal orada mutasarrıf olarak görev yapıyor. (Osmanlı'da vali ile kaymakam arasında bir makam.) Şimdi TBMM 1920-1991 Albümü'nü açıp ilk Meclis'e seçilen bazı milletvekillerinin doğum yerlerine resmi kayıtlardan bakalım: Yanya, Bosna, Selanik, Kafkasya, Magosa, Gümülcine, Batum, Rodos, Filibe, Tuna, Debre, Priştine, Manastır, Pirlepe, Köstence, Halep, Lefkoşa, Girit, Yemen...Buraların tamamı, onlar doğduğunda Osmanlı toprağı. Hepsi zamanla elimizden çıkmış, oralarda doğanlar Anadolu'da toplanmış. Ama onlar hain olmamış, vatanın kurtuluşu için ilk Meclis'te toplanmış. ***Bu yalan, saptırma ve cehalet dolu haberleri ‘‘Müslümanlık’’ adına yazanlar, hiç değilse okurlarından utansınlar. Özellikle İstiklal Harbi süresince görev yapan İstiklal Mahkemeleri, Türk bağımsızlığı ve vatanın kurtarılması açısından birer onur anıtı'dır. Cephe gerisinde vatana ihanet edenleri, ‘‘Şeriat isterük’’ diye ayaklanıp ordumuzu arkadan vuran yobazları, asker kaçaklarını, ırz düşmanlarını, soyguncuları, vurguncuları onlar kelle koltukta yargılayıp gereken cezaları verdi. Bu yazıyı niçin yazdım? Şimdi iktidar olan bu kafaların bir yalanını ve cahilliğini daha yüzlerine çarpmak için. Belki utanırlar diye!
button