Hem Adem’e, hem Darwin’e inanmak...

Güncelleme Tarihi:

Hem Adem’e, hem Darwin’e inanmak...
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2006 11:34

İzni olmadan, eski Diyanet İşleri Başkanları’ndan, İlahiyat Profesörü Süleyman Ateş hocanın bu konudaki iki yazısını alt alta okutacağım size. Hem din bilgisi, hem de inancı tam bir bilimadamının görüşüne başvurmak herhalde en iyisi...

*

Âdem, ilk halife yapılan insandır

Bir okuru Süleyman Hoca’ya soruyor:

İnsanlığın başlangıcının Hz. Âdem ve Hz. Havva'dan olduğunu biliyoruz. Ancak çocuklarının kardeş olması sebebiyle insanlığın üremesi ve artması nasıl olmuştur?

Hocanın cevabı:

“Vaktiyle bu anlamdaki bir soruyu şöyle yanıtlamıştım: İnsanların sadece Adem'den gelmiş olması Kur'ân'ın ifadesi değildir. Kur'ân'ın ifadesinden Adem'in, hilafet makamına ulaşmış, sorumluluk kazanan ilk insan olduğu anlaşılır. Bakara 30. ayette, "Allah'ın Âdem'i yaratacağı" değil, "Allah'ın Âdem'i halife yapacağı" belirtiliyor. Âdem, sorumluluk makamına yükseltilip ilk halife yapılan insandır. Ondan çok önce, insanlığın yaratılış şartları oluşunca dünyanın birçok yerinde insanlar yaratılmış olabilir.”

“Fakat ne zaman ki insan olgunlaşıp çevresini yönetecek akıl düzeyine gelmiş, o zaman Allah'ın yer yüzünde halifesi olmuştur. İşte ilk halifelik makamına yükselen insan, Hz. Âdem'dir. Bu bakımdan o, sorumluluk kazanan insanlığın atasıdır. Gerçeği Allah bilir. Aksi takdirde gemilerin bulunmadığı ve okyanuslarla ayrılmış kıtalararası ulaşımın mümkün olmadığı dönemlerde Avustralya'da, Amerika'da, Japonya'da insanların var olması izah edilemez.”

“Yapılan yorumlar değil de Kur'ân'ın yalın söylemleri üzerinde dikkatle düşünülürse, Kur'ân'la bilimin hiç çatışmadığı görülür. Elbette öyledir. Çünkü Kur'ân, insan sözü değil, meleğin vahyidir. Yücelerden gelmiştir.”

Gerçeklere uygun değil

“Âdem'in çocuklarının birbirleriyle evlenip insanlığın ürediği düşüncesi, Kur'ân'ın ifadesi değildir. Bu düşüncenin, İbrani geleneğinden Araplara geçmiş olduğunu sanıyorum. Ama klasik kitaplarda bu düşünce kabul görmüş ve bir inanç haline getirilmiştir. Tabii Âdem eğer ilk insan kabul edilirse, onun neslinin devamı için bacı-kardeşin birbiriyle evlenmesi kaçınılmaz olur. Çünkü başka seçenek yoktur. O zaman henüz insan toplulukları oluşmadığı için dinin şeriat kısmı da yoktu. Bacı-kardeş evlenmelerinin yasaklanmasının, insan topluluklarının oluşmasından ve bu zorunluluğun ortadan kalkmasından sonra olduğu belirtilir.”

“Biraz önce ifade ettiğim gibi bu izah, doyurucu olmadığı gibi yaratılış gerçeklerine de uygun değildir. Eğer insanlar aynı anne ve babadan türemiş olsaydı, bu kadar ırk farklılıklarının, siyah, beyaz, esmer, sarı, kırmızı derili, kan grupları farklı insanların olmaması gerekirdi. İnsanlar gerek tek ana babadan, gerekse çeşitli ana babalardan türemiş olsun, yaratan Allah olduktan sonra ne fark eder ki? Bu konuda ayrıntı için Reşid Rıza'nın Tefsîru'l-Menâr'ına ayrıca "Kur'ân Ansiklopedisi" adlı eserimizin "İnsan" maddesine bakınız.”

(Vatan Gazetesi, 19.07.2004)

*

İlk yaratılış aşamasını kimse bilemez

Prof. Dr. Süleyman Ateş, bir diğer suale cevap verirken de şöyle söylüyor:

“İyice düşünün: Eğer Tevrat'ın anlattığı gibi bütün insanların tek atası Adem ile Havva olup birincisi doğrudan çamurdan, diğeri de Tevrat'ın ifadesiyle onun kaburga kemiğinden yaratılmış ve bütün insanlar bu iki kişinin cinsel birleşmesiyle üremişseler, o zaman insanlar nasıl üremiş olabilirler? Bu durumda Adem ile Havva'dan doğan çocukların birbiriyle evlenmesinden başka bir seçenek var mı? Olabilir mi? Hayır.”

“Ama Kur'ân'da bütün insanların Adem ile Havva'dan yaratılmış olduğu hakkında bir söylem yoktur. İlk yaratılış aşamasını Allah'tan başka kimse bilmez.”

“Benim kanaatime göre şartlar doğunca, dünyanın her tarafında insanlar yaratılmıştır. Bir tek ana babadan değil, birçok ana babadan. Çünkü bu yaratılma şartları dünyanın sadece bir yerinde değil, birçok yerinde oluşmuş olmalıdır. İnsanlar farklı atalardan yaratıldıktan için renkleri, beden yapıları fark göstermiştir. Nisa Suresi'nin başında insanın kendisinin de, eşinin de nefs-i vahideden yaratıldığı belirtilir. Nefs-i vahide, nefes alan canlıdır.”

“En küçük insan hücresi spermdir. Kadın da erkek de, erkekte üreyen spermlerden yaratılır. Erekte iki tür sperm vardır. Erkil karakterli (y), dişil karakterli (x). Babanın verdiği erkil sperm tek tip olan yumurta (x) ile birleşirse (xy) çocuk erkek, dişil karakterli sperm ile birleşirse (xx) çocuk kız olur.”

“Demek ki erkeğin de kadının da cinsi sperme bağlıdır. Aynca erkek de kadın da yumurtayla spermin buluşmasıyla oluşup, zigot adını alan tek hücreden yaratılmaktadır. Bu yaratılış olayı dünya kurulalıdan beri böyle sürüp gitmektedir. Herhalde Nisa Suresi'nin baş tarafında işaret edilen nefs-i vahide ile bu olay anlatılmaktadır. Gerçeği Allah bilir.”

(Vatan Gazetesi, 03.11.2004)

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!