Güncelleme Tarihi:
Ahmet ve arkadaşları Zeytinburnu’ndan taksiye binmişler, 4 araçlık bir konvoy halinde Edirne’ye gelmişler. Şehir girişindeki kontrol noktasında durduruldular. Kısa bir kontrolün ardından yollarına devam ettiler. İleride 4 taksi tekrar buluştu. Yanlarına yaklaştığımda “Abi acelemiz var, çok bekleyemeyiz” dediler. Yüzleri gülüyordu. Heyecanlıydılar. “Sadece kıyafetlerimizi aldık” dediler. Nereye gideceklerine dair bir planları yoktu. Tek hedefleri sınırı geçmekti. “Sonrası Allah Kerim”diyorlardı. Edirne’de en kestirme yoldan Meriç kıyısına dizildiler.
SAL GEÇİŞİ 20 TL
Meriç kenarındaki Doyran köyü, geçişin yoğun olduğu noktalardan. Burada bir salcı var. Kişi başı 20 liraya karşıya geçiriyor. Suriyelilerin yanı sıra Afganlar da var. 24 yaşındaki Hamit eşi ve iki çocuğuyla gelmiş. ‘Abim Selanik’te, bizi bekliyor’ diyor. 3 yaşındaki kızı Mercan etrafında olup biteni anlamaya çalışıyor.
YUNANLAR DÖVÜYOR ABİ
16 yaşındaki Şahin, genç yaşına rağmen çok tecrübeli. Üç kere geçmiş Meriç’i... ‘Yunanlar hem dövüyor hem de telefon ve paramızı alıp geri yolluyor’ diyor. O yüzden geçmekte kararsız. Akşam Yunan askerinin yakalayıp geri göndereceğinden korkuyor.
SİLAH SESLERİ VIZ GELİYOR
“Nasıl bir akıbetleri olacağı henüz belirsiz” diye düşünüyorum ki silah sesleri duyuluyor. Ardından Yunan sınır muhafızları ağaçların arasından beliriyor. Ama göçmenler korkmuyor. Top sesleri ve uçak bombardımanlarından kaçan bu insanlar için birkaç el silah sesi ne kadar ürkütücü olabilirdi ki...