OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 15, 2001 00:00
11 Eylül'de New York ve Washington'a düzenlenen saldırıların 'bir numaralı zanlısı' ilan edilen Suudi Arabistan asıllı Usame bin Ladin'in adı, son 10 yılda radikal İslamcılar'ın gerçekleştirdiği onlarca saldırıya karıştı. Fransa'da radikal İslamcı Cezayirli örgütlerin bombalı saldırılarından Mısır'da Batılı turistlerin öldürülmesine ve hatta Mısır lideri Hüsnü Mübarek'e düzenlenen başarısız suikast girişimine kadar pek çok olayda hep onun ismi gündeme geldi. Dünya Ticaret Merkezi'ne 1993'te gerçekleştirilen bombalı saldırının 240 yıl hapis cezasına mahkum faili Remzi Ahmet Yusuf'u Pakistan'daki evinde, bu saldırıyı planlamaktan sorumlu tutulan Cemaat-i İslam örgütünün lideri Kör İmam adıyla anılan Şeyh Ömer Abdülrahman'ı ise Afganistan'da barındırdığı söylendi. Yalnız geçtiğimiz birkaç ayda Hindistan, Kanada, Ürdün ve Avrupa'nın çeşitli köşelerinde yakalanan terörist grupların arkasında gösterilen adres bin Ladin'di. Kimi onun bu gruplara maddi destek verdiğini öne sürdü, bazılarıysa onun, isminin karıştığı eylemlerin ardındaki asıl beyin olduğunu iddia etti. ABD Bin Ladin'i, 'bir numaralı terörist' ilan edip, arananlar listesinin en başına oturttu. Ancak Bin Ladin, bu denli 'ortada' olmasına rağmen, bir türlü yakalanamadı. El bebek gül bebek gençlikKamuoyunun daha çok 'karizmatik', 'birkaç karısı var', 'kalaşnikofu elinde uyuyor' gibi '
magazin' boyutuyla tanıdığı Ladin, 1957'de Suudi Arabistan'da Yemen kökenli bir ailenin 52 çocuÄŸunun 17.'si olarak doÄŸdu. Babası Muhammed, 1930'da geldiÄŸi Suudi Arabistan'da hızla yükselip OrtadoÄŸu'nun en büyük müteahhitlerinden biri olmuÅŸtu. 1968'de bir kazada öldüğünde mirası 11 milyar dolardı. Bin Ladin ailesinin oÄŸulları, hep Suudi prensleriyle birlikte büyüdü, aynı okullarda okudu.Bin Ladin, zengin ailesinin kanatları altında, daha sonra kanlı bıçaklı olacağı Suudi Kraliyet ailesiyle yakın dostlukla geçen ilk gençliÄŸinde, 'Müslüman KardeÅŸler' teÅŸkilatının fikirlerinden etkilenerek savaşçılığa soyunmaya karar verdi. Hep dindar olarak bilinen bin Ladin, Suudi Arabistan'da iÅŸletme ve mühendislik okudu.Ä°ngiliz gazeteci Simon Reeves'in, 'Yeni Çakallar' kitabında yazdığı gibi; "Usame'nin yaÅŸamı için bir savaÅŸa ihtiyacı vardı. Bunu ona veren, 26 Aralık 1979'da Afganistan'a savaÅŸ açan Sovyet lideri Leonid Brejnev oldu". 1979 Aralık ayında, aynı zamanda arkadaşı olan, Suudi Gizli Servisi Åžefi Prens Turki bin Faysal tarafından Pakistan'ın PeÅŸaver kentine gönderildi. Buradaki kamplarda, dünyanın dört bir yanından gelen müslüman gençler askeri eÄŸitim görüyordu. ABD, Suudi Arabistan ve Pakistan'ın ortak çalışması olan bu projeyi Pakistan Gizli Servisi ISI yürütüyordu. Kampların yöneticiyse Filistin asıllı Abdullah Azzam'dı. Bin Ladin baÅŸta sadece Pakistan'dan gelen paralara göz kulak olmakla sorumluydu. Daha sonraysa, Azzam'ın 'baÅŸ asistanı' olan Usame bin Ladin, Afganistan'da ön saflarda iki yıl bizzat savaÅŸtı ve Celalabad yakınlarında yaralandı. Usame Bin Ladin, 9 bin adama komuta ettiÄŸi bu dönemi, "Ä°ki yılda cephede yaÅŸadıklarımı, baÅŸka yerde 100 yılda yaÅŸayamazdım" diye anlatıyor. SSCB birliklerinin 30 metre kadar yakınına geldiÄŸini ama kendisinin hiç ölümden korkmadığını, beklediÄŸi ÅŸehitlik anı gelince cennete gideceÄŸini bilmenin kendisini hep sakin tuttuÄŸunu da dile getiriyor. Bu sakinliÄŸin, cephede ateÅŸ hattında uyuyakalmasına da neden olduÄŸunu söylüyor.Aynı dönemde, Afgan komünist öğretmenler, öğrencilerini kız-erkek karışık sınıflarda okutuyorlar diye Afgan mücahitler tarafından öldürülüyorlardı. Batı basınıysa, mücahitleri "özgürlük savaşçısı" olarak adlandırıyordu. Onlara bir tek Ruslar, "terrorist" diyordu.   Bin Ladin, 1986'da kendi kamplarını kurmaya baÅŸladı. Serveti, eli açıklığı, sade yaÅŸantısı ve cephedeki cesareti nedeniyle efsaneleÅŸti. 1988'de ülkesine 'kahraman' olarak döndü. Bugün dünyanın dört bir köşesine yayılan örgütü 'El Kaide'nin temelini, müslüman gönüllüler hakkında bilgileri içeren bilgisayarda ortamında bir veritabanı kurarak attı. Suudi Arabistan, her fırsatta 'cihat' çaÄŸrısı yapan Ladin'den korkmaya baÅŸladı ve 1989'da pasaportuna el koydu.Ä°pleri Körfez Savaşı kopardıHaziran 1990'da Irak lideri Saddam Hüseyin Kuveyt'e girince Usame bin Ladin, Suudi sınırlarının korunması görevinin kendisine verilmesini istedi. Kral Fahd bu çaÄŸrıya kulak asmayıp Amerikan askerlerini çağırınca, bin Ladin küplere bindi. Önce Pakistan'a, ardından Afganistan'a gitti. Sonunda Sudan'da yaÅŸamaya karar verdi. SSCB'ye karşı 'lejyoner' görevi gören ve SoÄŸuk SavaÅŸ'ın bitmesiyle "zorunlu emekliliÄŸe" itilip tasfiye edilmek istenen binlerce 'mücahit'i Sudan ve Yemen'e yerleÅŸtirdi, onlara birçok ülkede iÅŸ buldu. Büyük ihtimalle, Hartum'un çöllerinde ABD'ye karşı giriÅŸeceÄŸi savaşı planlamaya baÅŸladı. Eski dostlarından Cemal Fadıl (ÅŸimdi ABD'de tanık koruma programında), Sudan'dayken bin Ladin'in, ABD'ye karşı giriÅŸeceÄŸi savaşı finanse etmek için yasal iÅŸler kurduÄŸunu ve para akışını saÄŸladığını söylüyor. ABD'ye karşı ilk cepheyi Somali'de açan ve 1994'te Suudi vatandaÅŸlığından çıkarılan Usame bin Ladin, 1996'da Afganistan'a geçti. Daha Sudan'dayken 1995'te destek verdiÄŸi Taliban'ın himayesinde Afganistan'ı kendine mesken seçti. Rus istihbaratının 14 Eylül 2001 tarihli raporuna göre, halen Afganistan'da Kandahar yakınlarında bir kampta bulunuyor. 23 Åžubat 1998'de Londra'da Arapça yayınlanan 'El Kudüs el Arabi' gazetesinde Åžeyh Usame bin Muhammed Bin Ladin, Mısır Cihad örgütü lideri Ayman el Zevahiri, Mısır Ä°slami Cihad örgütü lideri Ebu Yasir Rifa'i Ahmed Taha, Pakistan Cemiyet-ül Ulema yöneticisi Åžeyh Mir Hamza ve BangladeÅŸ Cihad Hareketi lideri Fazlul Rahman'ın, 'Dünya Ä°slam Cephesi' adı altında kaleme almış oldukları fetva yayınlandı. Fetvada, "El Aksa Camii ve Mekke'yi iÅŸgalden kurtarmak ve ordularını Ä°slam topraklarından söküp atmak için, -ister sivil, ister asker olsunlar- Amerikalıları ve onların müttefiklerini, hangi ülkede mümkünse orada öldürmek, her Müslüman için farzdır" deniyordu.ABD'nin, üç yıl once başına 5 milyon dolar ödül koyduÄŸu Usame bin Ladin, hiçbir eylemi açıkça üstlenmiÅŸ deÄŸil, ama hep bunları gerçekleÅŸtirenleri tebrik etmesiyle dikkat çekiyor.Bir numaralı düşman...Onunla röportaj yapan gazetecilerin çoÄŸu, ilk iÅŸ olarak ellerindeki yeni gazetelere saldırdığını ve kendilerini dünyada olup bitenle ilgili sıkı bir sorguya çektiÄŸini söylüyor. Öyle gözüküyor ki, bin Ladin "terörize" ettiÄŸi dünyayı çok da yaından takip edemiyor. Oysa eski baÅŸkan Clinton, Afganistan'da Kandahar'ın daÄŸlarında yaÅŸadığı söylenen bu adamı, "ABD'nin bir numaralı düşmanı" ilan etmiÅŸti. Ama ABD, bu iddialı tanımlamaya raÄŸmen bin Ladin'e, eski bir numaralı düşman SSCB'ye verdiÄŸi önemi vermedi.Bin Ladin gibi binlercesi, 1979'dan itibaren Afgan Savaşı sırasında, SSCB'ye karşı savaÅŸmaları için için silahlandırılmış ve Batılı istihbarat örgütlerince eÄŸitilmiÅŸti. Bin Ladin, o zaman ABD istihbaratınca, "Afganistan'daki en iyi savaşçılardan biri" olarak niteleniyordu. Tıpkı Irak lideri Saddam Hüseyin'in, Ä°ran'la uzayıp giden savaÅŸ sırasında ABD'nin en iyi müttefiki olması gibi. Ya da tersine, Yaser Arafat'ın teröristlikten devlet adamlığına geçiÅŸi gibi dengeler zamanla tersine döndü. SoÄŸuk SavaÅŸ sonrası emekliye ayrılmayı reddeden radikal Ä°slamcılar, Somali'den Bosna'ya, Ä°slam adına mücadeleye devam etti. Bir yandan da, dünyanın dört bir yanında bombalar patlatmaya da...Bin Ladin'in 1996'da bir röportajında, "Ä°nancımı korumak teröristlikse, bundan onur duyarım" demiÅŸ ve eklemiÅŸti "Asıl yüzbinlerce Iraklı çocuÄŸun ölümü, Filistinliler'e yapılanlar terörizm". Clinton'un kendine yönelttiÄŸi aynı kelimelerle ABD'yi suçlayan bin Ladin, ÅŸimdiki baÅŸkan Bush'un tavrıyla "Bütün bunların sonucunda adalet yerine gelecek" demiÅŸti. Bin Ladin'in, büyümek için en çok ihtiyacı üç ÅŸeyi ise ona istemeden ABD vermiÅŸ oldu. Askeri eÄŸitim, "en büyük düşman" ilan edilip dünya çapında efsaneleÅŸtirmek ve buna raÄŸmen kendine fazla güvenip tehdidi umursamamak.TERÖRÃœN TEMELÄ°: EL KAÄ°DE Dünyanın dört bir köşesinde birbirinden bağımsız hücrelerden oluÅŸan El Kaide'nin birimleri, yalnızca kendilerine verilen görevleri yerine getiriyor. Böylece birimlerden biri yakalanacak olursa diÄŸerlerini ele veremiyor. Birbirinden bağımsız hücrelerin, son olayda da yaÅŸandığı üzere, Boston gibi ülkenin ABD'nin en büyük ÅŸehirlerinden birinde FBI'ın olup biteni anlamlandıramadan faaliyet gösterebilmesi böylelikle mümkün olabiliyor. Bin Ladin'in her olayla artan ünü, kendini kenara itilmiÅŸ hisseden müslümanların büyük bir istekle El Kaide'ye katılmasına yol açıyor. Bin Ladin'in, tamamen bu mücadaleye yönlendirdiÄŸi 900 milyon dolarlık kiÅŸisel serveti ve radikal Ä°slamcı gruplar ile silah tüccarlarından aldığı iddia edilen destek de bu hücrelere akıyor. Harvard Ãœniversitesi'nden terör uzmanları, Washington Post'a, bin Ladin'in örgütünün "hükümet gibi" çalıştığını, üyelerinin de bürokratlar misali yalnız kendi masalarındaki iÅŸle meÅŸgul olduÄŸunu anlatıyor. Londra merkezli bir Arap gazetesi olan El Kuds, olaydan iki hafta kadar önce, Ladin'in yandaÅŸları tarafından ABD'de "ÅŸimdiye dek görülmemiÅŸ" bir eylem gerçekleÅŸtirileceÄŸini ihbar eden esrarengiz bir telefon almıştı. Telefonu eden bin Ladin ya da yakın çevresinden biri deÄŸildi. Yerlerinin tesbit edilmemesi için her seferinde baÅŸka bir hücre arama görevini üstleniyor. Hücreler, büyük eylemlerden haberdar oluyor ama eylemin içeriÄŸini, gerçekleÅŸene kadar bilmiyorlar. Bush yönetiminde görevli istihbarat uzmanlarıyla dirsek temasını sürdüren eski istihbarat görevlileri, bin Ladin'in örgütünden bazı hücrelere 11 Eylül olaylarından sonra telefonla "iki hedef vuruldu" haberinin verildiÄŸini bildiriyor.    El Kuds'a gelen telefonun benzerleriyse daha önce de defalarca, dünyanın dört bir yanındaki Arap yayın organlarında gerçekleÅŸmiÅŸti. Bin Ladin, o denli "hayali" bir imaj çizmiÅŸti ki, bu gazeteler de kendilerine gelen ihbarları rutin ÅŸekilde yayınlıyor ama pek de dikkate almıyorlardı. Ä°ÅŸin kötüsü, ABD'nin kendisi de bu tip ihbarlardan sonra yalnızca büyükelçiliklerindeki güvenlik önlemlerini arttırmakla yetiniyordu. Ama kimse, hatta Boston yakınlarında bin Ladin'in örgütü üyelerinin yuvalandığı noktalarda son bir yıldır "normalin üzerinde" hareketlenme olduÄŸunu tesbit eden FBI bile bu çapta bir eylemi tahmin edemiyordu. Aralık 1999'da Kanada sınırında yakalanan Bin Ladin'in 'öğrencisi' Cezayirli Ahmed Ressam, El Kaide'nin kamplarında "füze fırmalatma, kentlerde savaÅŸma, sabotaj ve suikast" üzerine eÄŸitim gördüğünü söylemiÅŸti. Ressam, El Kaide'nin bazı hücrelerinin hedeflerini kendi seçme ve maddi kaynak için gerekirse özellikle Kanada'da banka soyma yetkisine sahip olduÄŸunu da söylemiÅŸti. Ressam, Afganistan'da kamptan ayrılmadan önce son gördüğü derslerden birinin "bir ÅŸehirde yaÅŸamı çökertmek" olduÄŸunu anlatmıştı. Bu yıl, ÅŸubat-haziran arasında New York'un göbeÄŸinde gerçekleÅŸen bir mahkemede de, bin Ladin'in örgütü hakkında çok önemli bilgiler elde edildi. 1998'deki büyükelçilik saldırılarıyla ilgili tutuklanan ve El Kaide üye dört kiÅŸinin yargılanmasının mahkeme tutanağı, 1 milyon kelimeden oluÅŸuyordu. Yargılanmanın bir noktasında Hakim Leonard Sand, bu örgütün günün birinde New York'a nükleer silah yüklü bir uçakla intihar saldırısı düzenleyebileceÄŸini bile söylemiÅŸti. LADÄ°N'Ä°N ADININ KARIÅžTIÄžI EYLEMLERAralık 1992: Yemen'deki ABD'li askerlerin kaldığı bir otel bombalandı. Ä°ki Avustralyalı turist öldü. 1993: Somali'nin baÅŸkenti MogadiÅŸu'da 18 ABD askeri öldürüldü.Åžubat 1993: New York'ta Dünya Ticaret Merkezi bombalandı. Bin Ladin'in de adı olaya karıştı. Ocak 1995: Filipinler'de Papa'ya suikast giriÅŸimi yapıldı.1995: Cezayirli Silahlı Ä°slami Grubun (GIA) Fransa'ya karşı yürüttüğü savaÅŸta çeÅŸitli bombalamalar gerçekleÅŸtirildi.Haziran 1995: Etiopya'nın baÅŸkenti Adis Ababa'da Mısır Devlet BaÅŸkanı Hüsnü Mübarek'e yönelik suikast planlandı. Kasım 1995: Suudi Arabistan'ın baÅŸkenti Riyad'da beÅŸ ABD'li askerin ölümüne yol açan kamyonla bombalama olayı gerçekleÅŸtirildi.Kasım 1995: Pakistan'daki Mısır BüyükelçiliÄŸi bombalandı, 17 kiÅŸinin öldü.Haziran 1996: Suudi Arabistan'ın Hobar kentinde 19 Amerikan askerinin ölümüne yol açan patlama gerçekleÅŸti.23 AÄŸustos 1996: 'Kafirleri kutsal topraklardan kovun' çaÄŸrısıyla ABD'ye cihat ilan etti.Åžubat 1998: Mısır, BangladeÅŸ ve Pakistanlı birkaç küçük grupla birlikte "Yahudilere ve Haçlılara karşı Uluslararası Ä°slami Cephe"yi kurdu. KuruluÅŸ bildirgesinde "Her Müslümana, dünyanın her köşesinde, sivil veya asker Amerikalı öldürmek farzdır" dendi.7 AÄŸustos 1998: Amerikan askerlerinin Kutsal Topraklar'a giriÅŸinin sekizinci yıldönümünde Kenya ve Tanzanya'daki ABD büyükelçilikleri havaya uçuruldu, toplam 257 kiÅŸi öldü, 5 bin 500 kiÅŸi yaralandı.20 AÄŸustos 1998: ABD misilleme olarak Sudan'da bir fabrikayı ve Afganistan'daki eÄŸitim kamplarını bombaladı. Usame bin Ladin'in yakalanması için 5 milyon dolar ödül kondu.12 Ekim 2000: Yemen'in Aden limanında USS Cole destroyerine yönelik intihar saldırısında 17 Amerikan denizcisi öldü.Â
button