Hedefteki adam konuştu

Güncelleme Tarihi:

Hedefteki adam konuştu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2000 00:00

Haberin Devamı

500 bin öğretmeni ilgilendiren 'Norm kadro'nun mimarı MEB Personel Genel Müdürü: Bu sistem uygulandıktan sonra hiçbir öğretmen mağdur olmayacak

MİLLİ Eğitim Bakanlığı, Türkiye genelindeki dengesiz dağılım nedeniyle ‘‘Bir varmış bir yokmuş’’la başlayan masallara benzeyen ‘‘öğretmensizlik’’ sorununa çözüm için Norm Kadro Yönetmeliği'ni uygulamaya koydu. Her okul için branşlar bazında sabit kadrolar tespit edilmesini öngören ve önemli sayıda öğretmenin ‘‘norm fazlası’’ ilan edilmesine neden olacak uygulama, sayıları 500 bine ulaşan öğretmenleri ayağa kaldırdı.

Norm kadronun uygulanmaması yolundaki istekleri değerlendiren Personel Genel Müdürü Hüseyin Acar, norm kadronun, ‘‘Her çocuğun sahip olduğu eğitim hakkını, istediği yerde kullanma imkanına sahip olma’’ anlamına geldiğini vurguladı. Acar, norm kadroya ‘‘hayır’’ demenin, ‘‘çocukların okumasına, dolayısıyla demokrasiye hayır demek’’ anlamına geldiğinin altını çizdi. Norm kadronun perde arkasındaki ‘‘isimsiz’’ mimar, 17 yıllık personelci Acar, öğretmenlerin Türkiye genelinde dengeli dağılımını sağlamak için uygulamaya konulan norm kadro hakkında ilk kez Hürriyet Ankara'ya konuştu. Sistemin öğretmenlere ülke içinde yer değiştirme istek ve işlemleri açısından rahatlık sağlayacağını vurgulayan Acar, ‘‘Bunu görmek için çok değil, birkaç seneye ihtiyacımız var. Bu şansı yakalayabilmek için de norm kadronun artık Milli Eğitim Bakanlığı'nın değil ülkemizin olmazsa olmazı olduğunu kabul etmek lazım’’ diye konuştu. Uygulamanın kamuoyunda yanlış algılandığını savunurken, öğretmenlerden ‘‘müsterih olmalarını’’ isteyen Acar, uygulamaya yönelik tüm iddialara da yanıt verdi:

İLİŞKİLENDİRME YAPILACAK- Öğretmenlerin norm kadroyla ilişkilendirilmesi yapılacak. Yani bir okulda bir branştan kaç öğretmen olması gerekiyorsa, o öğretmenler o okula en önce gelen başlayarak ilişkilendirilecek. Örneğin, Ankara Atatürk Lisesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı branşı norm kadrosu 9 ise ve bu branştan 12 öğretmen varsa, okula en önce gelen öğretmenden başlayıp sıralanacak ve 9'u norm kadro ile ilişkilendirilecek. 3 öğretmen norm kadro fazlası olacak.

KIDEME BAKILMAYACAK- İlişkilendirmede kıdem değil, okula önce gelen esas alındı. Bu konuda çok eleştiri geliyor. Ancak, bunun bir nedeni var ve bu da tamamen hukuki. Okullarda standart kadro öngören 1990 tarihli yönetmelik uygulansaydı, bugün hiçbir okulda fazla öğretmen olmazdı.

BUNLAR ZATEN FAZLA- Yani o zamandan bu yana okullarda, olmayan standart kadrolara atama yapılmıştır. Şimdi yapılan ise olmayan kadroya yapılan fazla atamaların çekilmesidir. Son geleni norm fazlası olarak değerlendirme nedenimiz budur.

TERSİNİ SÖYLESEYDİK- Değerlendirme yapılırken son gelen değil de, kıdemi az olan gidecek deseydik ne olurdu? 20 yıllık bir öğretmen, 8 sene önce A okuluna gelmiş. Bir de 25 yıllık bir öğretmen var. O da 2 yıl olmuş okula geleli. Kıdemi az diye 8 yıl o okulda görev yapan öğretmeni alıp da, kıdemi fazla diye 2 yıl o okulda bulunan öğretmeni bıraksak daha mı adil olacaktı?

HİÇBİR ÖĞRETMEN ZARAR GÖRMEYECEK- Norm kadro fazlası öğretmenlere maaş ödenmeyeceği ve norm kadro fazlası öğretmenlerin başka illere gönderileceği yolundaki iddialar tamamen gerçek dışıdır. Altını çiziyorum ki, norm kadro fazlası olan hiçbir öğretmen şu anda okulunun bulunduğu yerleşim merkezinin yani belediye hudutlarının, eğer bulunduğu yer köy statüsündeyse köy tüzel kişiliğinin sınırları dışına, isteği olmaksızın kesinlikle çıkarılmayacak.

İSTEYENLER GİDECEK- Bu öğretmenlerimizden, bulunduğu eğitim bölgesinde, bulunduğu ilçede, yerleşim yerinde, ilde ya da başka ilde branşında norm kadro açığı bulunanların, ancak istemeleri halinde kadro açığı bulunan okul ve kurumlara atamaları yapılacak.

DEĞİŞİK ALANLARA ATAMA- Yine örneğin resim öğretmenleri, okul ve branşta norm fazlası iseler, iş eğitimi, iş teknik öğretmenliğine atanabilecekler. Almanca, Fransızca öğretmenleri branşlarında ihtiyaç yoksa Türkçe öğretmeni gibi atanacaklar. Orijini sınıf öğretmeni ama yıllarca beden, müzik, resim branşlarında alan öğretmenliği yapmış. Bu öğretmenlerden de yine ihtiyacı karşılayamadığımız alanlarda yararlanacağız.

KOORDİNATÖR OKUL- Aksi halde, norm kadro fazlası öğretmenlerimiz eğitim bölgelerinde oluşturulan koordinatör okullarda toplanacak. Bu öğretmenler bankamatik memuru gibi, aydan aya maaşı almaya gelmeyecek. Bunlar, ders kitabı yazma, program geliştirme, eğitsel kol çalışmaları, sosyal etkinlik gibi çalışmalarda görevlendirilecekler. Yine branşlarına yakın branşlarda bölge içinde boş geçen derslere girecekler.

BİRİKİMLER ERİYECEK- Bize göre, koordinatör okullarda toplanan norm fazlası öğretmenlerin eritilmesi yıllar almayacak. Lokal birikimler var. Bunların eritilmesi biraz daha zaman alabilir ama altını çizmek lazım; norm kadro, fazlanın üstüne fazla koymayı kesinlikle durdurmuştur. Şimdi süreç, fazlanın eritilmesine yönelik işleyecek.

EŞ DURUMUNUN DURUMU- Öğretmen fazlalığında eş durumu tayinlerin etkili olduğu savunuluyor. Anayasada aile bütünlüğü ilkesi dile getirilirken, kamu zararına rağmen aile bütünlüğü öngörülmüyor. Nitekim 657 sayılı yasanın 72. maddesi, ‘Yer değiştirme işlemlerinde eş durumu dahil, kurumlar birbiriyle diyalog kurar ve bu diyalog sonucunda, aile bütünlüğü ile kurumun ihtiyacı bütünleştirilir’ der. Yani biz, her ikisi de çalışan eşleri mutlaka filan ilde çalıştırmak zorunda değiliz. Her ikisini de çalıştırabileceğimiz bir ilde, hem ihtiyacı karşılamış hem de aile bütünlüğünü sağlamış olacağız.

OTURARAK MAAŞ ALMAK- Dolayısıyla eş durumu özürünün varlığı hiçbir zaman bir öğretmene oturarak, hiç derse girmeden maaş ve özlük hakları ödenmesi gerekliliğini getirmez. Eğitim-öğretim görevini devlet adına yürüten Milli Eğitim Bakanlığı, bu hizmeti, doğusu batısıyla, kenti ve kırsalıyla yurdun her köşesine götürebilmek için öğretmenlerin dengeli dağılımını sağlamak zorundadır.

EŞ DURUMUNDA KOORDİNASYON- Norm Kadro yönetmeliğini yürürlüğe koymadan önce, koordinasyonu sağlamak için Ocak 2000'de bütün valiliklere, valilere, kamu kurum ve kuruluşlarına Bakan imzasıyla genelge gönderdik.

HERKESE GÖREVİNİ HATIRLATTIK- Bütün parlamenterlerden, eğitim-öğretimin yalnız Milli Eğitim Bakanlığı'nın görevi olmadığını, herkesin, kamu kurum ve kuruluşlarının katkıda bulunması gerektiğini vurgulayarak, norm kadro uygulamasında bizlere katkıda bulunmalarını istedik. Yine Bakan imzasıyla kamu kuruluşlarına birer mektup daha gönderdik. Eş durumu tayin ve atamalar için de herkesi görevini hatırlattık.

MAAŞSIZ İZİNLİ SAYILACAK- 4359 sayılı Kanundan gelen yükümlülülük diyor ki, ‘Eğer öğretmen olan eş, eşinin bulunduğu ile atanamıyorsa ve öğretmen istiyorsa, eşinin bulunduğu il milli eğitim müdürlüğüne atanır. Sağlık giderleri karşılanır, onun dışında herhangi bir ödeme yapılmaz, bu durum o ilde branşında kadro boşalıp norm kadro açığı doğuncaya kadar sürer’. Ancak şu anda henüz o noktaya gelmiş değiliz.

YÖNETİCİDE DE TASARRUF- Norm kadroyla, okullardaki müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı sayılarında da azaltma yaptık. Bu konuda da sızlanmalar oldu. 455 bin toplam öğretmen kadrosundan 102 bini yöneticiydi. Bunlar hiç derse girmiyorlardı. Bu kadar lüksümüz var mı? Bir sınır getirdik ve hiçbir okulda veya kurumda 5'ten fazla müdür yardımcısı olamaz dedik.

SON NOKTA 24 TEMMUZ'DA- Çalışmalarımızı son kez değerlendirmek üzere 24 Temmuz'da il sorumluları ve Bakanlık yetkilileri Kırşehir'de buluşacak ve norm kadroya birebir son şekli verilecek. Muhtemelen Ağustos ayı içerisinde de norm kadro fazlası öğretmenler koordinatör okullara doğru yönlendirilmiş olacak.

ŞİMDİ NE OLACAK?

GENEL Müdür Hüseyin Acar, norm kadro uygulamasıyla ortaya çıkan tabloyu ise şöyle çizdi: ‘‘Şimdi norm kadro uygulamasıyla okulve kurumlarda, yönetim ve eğitim-öğretim hizmetleri gerekli ve yeterli sayıda personelce yürütülecek. Yani okul ve kurumlarda yönetici ve öğretici bazında atıl kapasite olmayacak. Ayrıca, atıl kapasitenin, ihtiyaç bulunan okul ve kurumlara yönlendirilmesi için zemin oluşturulacak. Sonuç, atıl kapasite verimliliğe dönüştürülmüş, öğretmene öngörülen haftalık ders yükü yasal sınırlar, okul ve kurumların tür ve derecelerine göre her bir sınıf, şube veya gruptaki öğrenci sayısı uluslararası normlarda kabul edilen sınırlar içerisine getirilmiş olacak. Eğitim ve yönetimin her sürecinde, çağın teknolojisinden etkili ve verimli biçimde yararlanma imkanı doğacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!