Bünyamin YIL- Ali GÜLERYÜZ/ADANA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2009 14:34
KADIN ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, hayatın her alanında sürdürülebilir kalkınmaya ulaşabilmek için kadının güçlendirilmesi gerektiğini belirtip, “Nüfusun yarısını oluşturan kadınların potansiyelinden yararlanıldığı takdirde, hedeflere çok daha kısa sürede ulaşmamız mümkündür” dedi.
Adana Kadın Girişimciler Derneği’nin düzenlediği HiltonSA’da yapılan 3’üncü Anadolu Kadın Girişimciler Zirvesi’nde konuşan Bakan Nimet Çubukçu, hayatın her alanında sürdürülebilir kalkınmaya ulaşmanın yolunun kadının güçlendirilmesi, sosyal, ekonomik ve siyasi konumunun geliştirilmesinden geçtiğini, ancak, toplumsal yaşamın en temel alanlarında dahi kadın ve erkek arasındaki eşitsiz güç ilişkileri nedeniyle bunun tam olarak hayata geçirilmediğini söyledi. Karar alma süreçlerine eşit katılımın da demokrasiyi güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için gerekli olduğu kadar, sağlıklı toplum yapısını oluşturmak bakımından denge unsuru olduğunu vurgulayan Çubukçu, “Kadınların siyasal yaşama katılımları, yönetim kademelerinde temsilleri de dahil olmak üzere, tüm karar alma süreçlerine ve mekanizmalarına eşit katılımları ve temsilleri; eşitlik, kalkınma,ve barışın tesisi hedefine erişimde odak role sahiptir. Yerel, ulusal ve uluslararası düzeylerde ekonomik ve siyasal karar alanlarında nüfusun yarısını oluşturan kadınların potansiyelinden yararlanıldığı takdirde bu hedeflere çok daha kısa sürede ulaşmamız mümkündür” diye konuştu.
Kadın potansiyelinden yararlanmak için öncelikle yasal, yapısal ve zihinsel değişimlere, dönüşümlere ihtiyaç olduğunu bildiren Çubukçu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Demokrasinin olmazsa olmaz kuralı olarak kabul gören toplumsal cinsiyet eşitliği; kadın ve erkeğin, kamusal ve özel alanın her düzeyinde eşit fırsatlar, haklar ve sorumluluklara sahip olması, kadın ve erkeğin eşit oranda görünür, güçlü ve eşit katılımının sağlanması anlamına gelmektedir. Kadın-erkek eşitliğinin gerçekleştirilmesi için eşit yasal haklara sahip olunması önemli olmakla birlikte, eşitliğin tesisi için tek başına yeterli değildir. Yasal kazanımların yanında, kadın ve erkeklerin aile kurumunda, eğitimde, istihdamda, sosyal ve siyasal yaşama katılımında, karar alma mekanizmalarında temsilde eşit konuma sahip olmaları ve eşit temsil edilmeleri de gerekir. Kadınların her düzeyde yönetime ve siyasete aktif katılımı sağlanmadan ve karar alma süreçlerine toplumsal cinsiyet ana yaklaşımı yerleştirilmeden kalkınma ve çağdaşlık hedeflerine ulaşılamayacağı açıktır.”
Türkiye’de kadınların pek çok ülkeden önce seçme ve seçilme hakkını elde etmesine karşılık, katılım oranlarının düşük olduğuna dikkat çeken Çubukçu, 2007 genel seçimlerinde cumhuriyet tarihinin en yüksek oranı yüzde 9.1’e ulaşıldığını söyledi. Bu oranın da arzu edilen düzeyde olmadığını ifade eden Çubukçu, yerel düzeyde kadın katılımının ise daha düşük olduğunu belirtti. Yerel yönetimlerin demokrasinin gelişmesinde ve kadınların karar alma mekanizmalarına katılımında anahtar role sahip olduğunu belirten Çubukçu, “Bugün ülkemizde mimarların yüzde 37’si, doktor ve operatörlerin yüzde 29’u, avukatların yüzde 33’ü kadındır. Akademik personel içerisindeki kadın oranı yüzde 39 olup, oldukça yüksektir. Profesörlerin yüzde 29’u kadındır. Araştırma görevlisi veya okutman gibi pozisyonlarda kadınlar daha çok görev alırken, kadın rektörün oranının yüzde 5.3, kadın dekanların oranının yüzde 12.6 olması elbette üzücü ve düşündürücüdür” dedi.
KADIN İSTİHDAMIN YOLU KADIN GİRİŞİMCİ
Kadın girişimciliğinin kadın istihdamını artırmanın önemli araçlarından olduğunu, kadın girişimciliğinin ülkemizde teşvik edilip, desteklendiğini anlatan Bakan Çubukçu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Kadın girişimciliğinin önünde bulunan kültürel, finansal ve eğitimle ilgili engellere rağmen, son yıllarda kadınlara ait işletmelerin sayısının erkeklere ait işletmelere göre daha hızlı artması kadın girişimciliği açısından olumlu bir gelişmedir. Geleneksel rol modellerinin dışına çıkarak istihdam yaratan, sosyal sorumluluk üstlenen ve yaşadıkları bölgenin kalkınmasına katılan kadın girişimcilerimizin sayılarının artması, ulusal kalkınmamıza önemli katkılar sağlamaktadır. Kadın girişimciliğin özendirilmesinde, desteklenmesinde kamu kuruluşları, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü çalışmaların, projelerin ülkemize çok önemli bilgi birikimi ve deneyim kazandırdığına inanmaktayım. Bu çalışmaların sürdürülebilirliği için toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifini ve kadının güçlenmesi hedefini akılda tutarak, kapsamlı, koordineli ve bütüncül bir yaklaşıma, işbirliğine ihtiyaç bulunmaktadır.”