Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2011 00:00
El Kaide liderinin öldürüldüğü 2 Mayıs’taki Amerikan askeri operasyonunun bilinmeyen detayları ABD basınına yansıdı. Bin Ladin’i öldüren kurşunu kimin sıktığını Obama bile asla öğrenemeyecek. İşte New Yorker dergisine göre “Neptün’ün Mızrağı Operasyonu”.
2008 seçimlerinden bir ay önce, Amerikan halkına, başkan olursa El Kaide lideri Usame bin Ladin’i bulup öldüreceği sözünü veren Barack Obama, dönemin CIA Başkanı Leon Panetta’dan geçen ağustosta bir
haber aldı. Bin Ladin’in kuryesi olduğundan şüphelenilen Ebu Ahmed el Kuveyti’ye ait beyaz bir cipin, Pakistan’ın Abbotabad kentinde gidip geldiği tespit edilmişti. İnternet ve telefon bağlantısı bulunmayan evin üçüncü katında yaşayan bir erkek hiç dışarı çıkmıyordu.
Obama, 2010 yılı sonunda Panetta’ya eve yönelik bir askeri operasyon imkanını araştırması talimatını verdi. 14 Mart’ta Obama’ya baskın ve hava bombardımanı seçenekleri sunuldu. İlk seçenek, SEAL komandolarını Abbotabad dışında bırakıp eve kadar yürüdükten sonra baskını yapmalarını öngörüyordu. Tehlikeli olabilirdi. Yeraltı suları yüksek olduğu için tünel kazıp eve ulaşmaya çalışmak da olmazdı.
Genelkurmay Başkan Yardımcısı General James Cartwright da evi B-2 Spirit uçaklarıyla bombalamayı önerdi. Ancak 900 kiloluk 32 akıllı bomba atılması gerekirdi, bu da Pakistan şehrini yerle bir etmek anlamına gelebilirdi.
Obama golf maçını bıraktıDonanmaya ait Seal komandoları, Nevada çöllerinde, Abbotabad’daki bir evin maketinde tatbikata başladılar. “Neptün’ün Mızrağı” adıyla onaylanan ve kağıt üstünde bir CIA operasyonu olarak kalan baskın için düğmeye 26 Nisan’da basıldı. Başkan Obama, 1 Mayıs pazar günü saat 14.00’te, Washington’da bir askeri üste golf oynamaya gitti. Panetta saat 16.00 sularında arayıp operasyonun başladığı haberini verince, Obama “Bunu izlemeleyim” diyerek Beyaz Saray’a döndü. Durum Odası, Savaş Odası’na dönmüştü. Baskın canlı yayında izleniyordu.
Gülle atıcısı gibi komandoYerel saat ile 23.00’te Celalabad’dan kalkan iki adet MH-60 Black Hawk helikopteri, 23 SEAL taşıyordu. İki Chinook helikopteri onları koruyordu. Helikopterdeki komandoların lideri, 30’lu yaşlarının sonundaydı ve bir yüzücü silüetinden çok, geniş göğsüyle gülle atıcısına benziyordu. O gece dijital çöl kamuflajı desenli bir gömlek ve pantolon giymişti. Üzerinde susturuculu Sig Sauer P226 tabancası vardı. Ayrıca “Ahmed” rumuzlu Pakistan asıllı Amerikalı bir tercüman ile “Cairo” adlı Belçika Malinois çoban köpeği de bir helikopterdeydi.
Kapıyı havaya uçurarak içeri girdiler. 9 komando ana binayı basarken, Ahmed dışarıya toplanan komşulara Peştunca “Herkes evlerine. Güvenlik operasyonu yapılıyor” diyordu. 18 dakika sonra komandolar, Bin Ladin’i ceset poşetine koymuş evden çıkardılar.
Suudiler istemedi
Beyaz Saray her ne kadar basına “Erken teslim olsa öldürmezdik dese de, komandolara göre ABD “bir tutuklu ile uğraşmak” istemiyordu. Telefonla ulaşılan Suudiler cesedini istemedi. Afganistan’a götürülen Bin Ladin’in cesedi Hint Okyanusu’na atıldı.
Ancak onu hangi komandonun vurduğunu kimse bilmiyor. Ödül töreninde bu soruyu yöneltmeyen Obama bile... Tek bilinen şu: O komando, Bin Ladin’i vurduktan sonra telsizden onu Kızılderili özgürlük savaşçısına gönderme yapan kod adıyla anarak şöyle dedi: “Tanrı ve vatan için. Geronimo, Geronimo, Geronimo. Düşman öldürüldü.”