Güncelleme Tarihi:
YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığı 17 Mart’ta, HDP’nin temelli kapatılması istemiyle AYM’de dava açmıştı. AYM, 31 Mart’ta eksiklikleri gerekçesiyle ilk HDP iddianamesinin iadesine karar vermişti. Başsavcılık tarafından yeniden hazırlanan HDP iddianamesi 7 Haziran’da ikinci kez AYM’ye gönderilmişti. AYM Başkanı Zühtü Arslan, ilk HDP iddianamesini inceleyen raportörü yeniden görevlendirmişti. Raportör, iddianameyle ilgili incelemesini geçen hafta tamamladı ve raporunu hazırladı.
OYBİRLİĞİYLE KABUL
AYM Genel Kurulu, dün sabah ilk incelemeyi yaptı. Toplantıda önce mahkemenin iade gerekçesindeki eksikliklerin giderildiği tespitini yapan ve iddianamenin kabulü yönünde görüş içeren rapor okundu. Heyet, ikinci iddianamede iade gerekçesindeki eksikliklerin tamamlandığı sonucuna vardı ve oybirliğiyle kabul etti.
TEDBİR TALEBİNE RET
Heyet, HDP’nin Hazine yardımlarının olduğu banka hesabına bloke konulması yönündeki tedbir talebini ise reddetti.
SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
CEZA davası prosedürü izlenen davada, iddianame ön savunma için HDP’ye gönderilecek. Ön savunmanın ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin esas hakkındakini görüşünü sunacak. Daha sonra belirlenecek tarihlerde Başsavcı Şahin sözlü açıklama, HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak. Ardından davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Raporun AYM üyelerine dağıtılmasının ardından toplantı için gün belirlenecek. Kapatma davasını 15 kişiden oluşan AYM heyeti karara bağlayacak.
MASADAKİ SEÇENEKLER
AYM, bir siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, 15 üyenin 10’unun oyuyla karar verecek. AYM, temelli kapatma yerine partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına da hükmedebilecek. Siyasi yasak istenen partililerin beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olduğu belirlenirse bu kişiler 5 yıl başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamayacak.
İDDİANAMEDEKİ SUÇLAMALAR
ANAYASA Mahkemesi’nce (AYM) kabul edilen HDP iddianamesinde 52 milletvekili için siyaset yasağı istenirken, PKK’nın “siyasi kanadı” olarak nitelendirilen HDP’ye ağır suçlamalar getirildi.
Kobani, Hendek olayları “iç savaş denemesi” olarak nitelendirildi, HDP’nin 6-7 Ekim olayları sırasındaki çağrılarıyla halkı “devlete karşı isyana azmettirdiği” savunuldu. İddianamede, “Bu çağrıların amacının güvenlik güçleri ile göstericileri karşı karşıya getirip iç savaş çıkartmak olduğu aşikardır. Şiddete yapılan bu çağrılarda görüldüğü gibi terör örgütü PKK ve onun siyasi kanadı HDP eşgüdüm içinde aralarında yaptıkları iş bölümüne göre hareket etmişlerdir” denildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in imzasıyla sunulan 844 sayfalık iddianamede, “HDP’den terör örgütüne en ufak eleştiri yöneltilememesi, demokratik zeminde siyaset yaptığı iddiasını geçersiz kılıyor” vurgusu yapıldı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Batasuna kararına atıf yapılırken HDP’nin PKK’dan ayrı olmadığı belirtildi.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın “Biz sırtımızı YPG’ye, YPJ’ye, PYD’ye yaslıyoruz” sözleri kapatma delili olarak sunuldu.
HDP il ve ilçe binalarında örgüt lideri ve çatışmalarda etkisiz hale getirilen teröristlerin fotoğrafları, terör örgütünün bayrak, flamaları ve örgütsel dökümanlar ele geçirildiği, bu binaların “örgüt hücresi” haline getirildiği vurgulandı.
İddianamede “HDP örgütün ‘demokratik özerklik stratejisi’ni hayata geçirmek için kurulan siyasi bir oluşumdur. HDP’ye silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyon yüklendiği görüldü. Terör örgütüne bir kısım katımları HDP organize etti, milletvekilleri makam araçlarını silah ve eleman aktarımında kullandı” denildi.