Güncelleme Tarihi:
Yıldırım, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, partisini eleştirdi. HDP’ye oy verenlerin yüzde 95’inin “Müslüman Kürt halkı” olduğunu kaydeden Yıldırım, “Müslüman Kürt halkının haklı bazı beklentileri vardır. Parti olarak bu beklentileri dikkate almak zorundayız” dedi. Aksi uygulamaların dindar Kürtlerin “haklı olarak” HDP’den soğumasına yol açtığını savunan Yıldrırım, şunları söyledi:
İKİLEMDE GÖRMEMELİ
“Bunların binlercesine şahidim ve üzülüyorum. Aradığını partimizde bulamayan ve partimizden soğuyan dindar Kürtlerin adres olarak nereye gideceklerini söylememe gerek bile yoktur. Dolayısıyla halk kendini, milliyeti ve dini arasında bir tercih yapmakla karşı karşıyaymış gibi ikilem içinde görmemelidir. Partimiz bu konuda ciddi tedbirler almalıdır. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da rakip siyaset bunu asla affetmeyecek ve aleyhte kullanmaktan çekinmeyecektir. Bugün MHP dahil olmak üzere Meclis’teki partilerde değişimin gereğine inanılıyorsa HDP’nin bundan geri kalmak istemesi veya dindar Müslüman Kürt halkının beklentilerini önemsememesi düşünülemez. Bize düşen bu yapıcı eleştirilerimizi halkımızla paylaşmaktır.”
ÖRNEĞİ LGBTİ EYLEMİ
Yıldırım, gazetecilerin söz ettiği konuları biraz daha açmasını istemesi üzerine şöyle devam etti:“Rengi, dili, dini, cinsi ne olursa olsun insan hakları noktasında herkes eşit insan haklarından yararlanmalıdır. Bileşen veya bireylerimizin LGBTİ eylemlerinde, yürüyüşlerinde, Ramazan ayı ki bu İslam kutsallarından birisidir, hakaret edildiği bir ortamda partimiz adına orada bulunmaları ve bu hakarete ses çıkarmamaları gizli bağlamda sanki bu yapılanları benimsiyor gibi oluşuyor. Halkımız bundan rahatsızlık duymaktadır. LGBTİ bireyleri de herkes gibi insan haklarından yararlanmalıdır, ancak bu ayrı meseledir. Biraz önce söylediğim görüntülerin ortaya çıkması ve bunun üzerinden saldırılarda bulunulması ayrı şeylerdir.”
KADIN DEĞİL Kİ KADINLIK HALİ DİYEYİM
Ramazan ayında oruç tutmak Müslüman için farzsa tutar. Bir birey oruç tutmadığı zaman bu kendisini ilgilendirir. Tutmamasını, ulu orta, tutanların inancına adeta saygı göstermeme şeklinde yapmaları partimize fayda yerine zarar vermektedir. Tutmuyorsa bir birey, saygı göstererek kendi evinde, odasına bunu yapması bana göre uygun olur. Geçen gün Genel Kurul yapılan binanın aşağısında mescit var. Öğle namazını kıldım. AK Partili arkadaşlarla beraber çıktık mescitten bahçeye doğru. Oradaki AK Partili milletvekili arkadaşlar, kamelyanın etrafından halka oluşturarak çay, kahve içenleri göstererek, ‘Kadri hoca sizin iftarınız galiba öğle vakti başlıyor’ demeleri beni üzdü. Ne diyeceğim, nasıl cevap vereceğim? ‘Hepsi seferi, ilaç kullanıyor mu’ diyeceğim? Hepsi kadın değil ki ‘kadınlık hallerine engeldir’ diyeyim. Bunlar bizi zor duruma sokuyor. Bocaladığımız durumlar meydana getiriyor. Bunların yapılması partimize zerre kadar fayda getirmiyor ama tonlarca zarar getiriyor. Kaldı ki devrimciliğin ve ilericiliğin ölçütü de ulu orta oruç yemek, içki içmek değil. Bunu yapanların yapacakları yerler kendi özel odaları ve evleridir.”