Güncelleme Tarihi:
HDP BAŞKANLIĞA TAMAMEN KARŞI
Sohbetin en sıcak konusu başkanlık sistemi oldu. Demirtaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “HDP’liler nefes aldıkça seni başkan yaptırmayacağız” diye seslendiği tek cümlelik grup toplantısının fikir babasının Sırrı Süreyya Önder olduğunu söyledi. Demirtaş, “Sadece Tayyip Bey’in değil, Ahmet Bey’in de başkanlığına karşıyız” diyerek, HDP’nin başkanlığa tamamen karşı olduğunu ifade etti. “Öcalan anlaştı. İstedikleri karşısında Erdoğan’ın başkan olmasını sağlayacak” eleştirilerine de yanıt veren Demirtaş, Öcalan’ın şu anda Erdoğan’ın başkanlığını desteklemediğini söyleyerek şu cümlelerle net tavır koydu: “Cumhurbaşkanı’nın savunduğu ile bizim savunduğumuz sistemler iki ayrı uçtadır. İkisinin aynı anda olması mümkün değil. Dolayısıyla uzlaşmamız, anlaşmamız mümkün değil. Başkanlığı desteklersek 40 yıllık mücadelemizin sonucunu Tayyip Bey’e hediye etmiş oluruz. Bu kadar emekle bu hale getirdiğimiz bu partiyi nasıl getirir Tayyip Erdoğan’ın başkanlığına feda ederiz? Tarihi fırsatı partizanca kullanırsak büyük krediyi küçük bir eşya almak için kullanmış oluruz.”
TÜRKİYE İÇİN TEHLİKELİ
Başkanlık sisteminin şu anda Türkiye’de sağlıklı bir şekilde tartışılmadığını anlatan Demirtaş, Bunun en önemli nedeninin de Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti’nin bir dikta modeli dayatması olduğunu iddia etti ve “Türkiye bir model arıyor olsaydı, AK Parti model önerseydi tartışırdık. Ama bu tartışılan başkanlık sistemi Türkiye için tehlikedir ve kolayca atlatılacak bir tehlike de değil” dedi. Başkanlık ile ilgili AK Parti’ye açık ya da kapalı hiçbir taahhütlerinin olmadığının altını çizen Demirtaş, AK Parti’nin HDP’yi sıkıştırıp başkanlığa ‘evet’ demesini istemiş olabileceğine dikkat çekti. Demirtaş’a göre, başkanlık konusu HDP için pazarlık konusu bile değil.
ERKEKLER RAHATSIZ, HUZURSUZ
Demirtaş’ın karşılaştığı soruların önemli bir bölümü kadın sorunuyla ilgili oldu. “Bizim için kadın meselesi, ‘laf olsun, kadınlar da görülsün’ meselesi değil. Kozmetik aşamayı geçti” dedi önce... Ardından da ‘kadın-erkek eşitliği’ meselesi konusunda şu ilginç tespitleri yaptı: “Meseleyi çözersek, toplumdaki bütün egemenlik ilişkilerini, devlet mekanizmalarını pozitif etkiler. ‘Herkes eşit’ değil, ‘Kadın-erkek eşittir’ demek lazım. Tayyip Erdoğan egemenliği elinden gidecek diye nasıl panik halindeyse, erkekler de öyle. Kadınların öne çıkmasından rahatsız, huzursuz oluyorlar. Bizim partide bile oluyor.”
‘EN FAZLA KADIN’ HEDEFİ
Başörtülü adaylar sorulunca Ayşe Erdem, Muğla’dan başörtülü adaylarının olduğunu anımsattı. Demirtaş da seçilecek yerlerden başörtülü adaylar gösterileceğini anlattı. “O kadar erkek renk var ki parlamentoda... Yarısı kadın olsa daha iyi bir uzlaşma ortamı olur” diyen Demirtaş, iddialı bir hedef de koydu: “Bizde gönlümüzden yüzde 50 geçiyor ama en az yüzde 40 kadar milletvekili hedefi var. Göreceksiniz seçimden sonra, Cumhuriyet tarihinin en fazla kadın olan parlamentosu olacak.”
Laikliği uygulayan tek parti olduklarını savunan Demirtaş, kanıt olarak da HDP’nin kadına bakışını gösterdi. Merkeze kadını alan laiklik yaklaşımı sergilediklerini anlattı, Kobani’yi örnek verdi: “Bir tarafta kadınları pazarda satan bir anlayış var, karşıda bizim desteklediğimiz bu anlayışa karşı savaşan kadınlar var. Bizim parti çevrelerimizde kadına yönelik her türlü olumsuz eylem utanç kaynağıdır.”
“Peki 8 Haziran sabahı neyle karşılaşacağız?” sorusuna da ikiletmeden yanıt verdi Demirtaş: “İktidar düşerse biz düşüreceğiz. HDP büyürse AKP küçülsün, ben niye CHP ile uğraşayım. 8 Haziran’da umut artacak. Başkanlık ihtimali kalmayacağı için Tayyip Erdoğan da rahatlayacak.”
PROVOKASYON TUTMASIN
DEMİRTAŞ, bir süredir provokasyon uyarısı yapıyor. Nedeni sorulunca yanıtı şu oldu: “Seçim öncesinde provokatif şeyler olabilir. Ülkenin doğusunda, batısında farklı mekanizmalar harekete geçebilir. Provokasyonların önüne geçmek bizim elimizde olmayabilir. Siyaseten önüne geçmeye çalışıyorum. Herkesi sağduyuya çağırarak provokasyon tutmasın diye uğraşıyorum. Ciddi duyumlar da var. İnşallah gerçekleşmez.”
YANLIŞLAR YAPTIK %7’YE ÇAKILDIK
AKP’nin 2002’deki rüzgârını yakalamak için uğraştıklarını belirten Demirtaş, Kürt siyaseti açısından tarihi denilebilecek bir siyasi özeleştiri de yaptı. Önce Türkiye’nin genel köklü demokrasi sorununu tek başlarına çözemeyeceklerini açıkça söyledi, ardından “AKP’den daha iyi yaparız” iddiasını ortaya koydu. Gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Çünkü tek ‘Türkiye partisi’ projesiyiz. AKP, 2002’de doğru bir politika ile baskılanan kimlikleri özgürleştirmeyi vadetti. Ancak sadece muhafazakâr kimliği özgürleştirmeye çalıştı. Samimiyetini kaybetti. Biz bu hataya düşmeyeceğiz. Ben solcuyum, solculuk yapacağım demek lükstür. Toplumda herkesin derdi var. ‘Gelip sizi kurtaracağız’ ya da ‘Ben değiştim, bunu size de aşılayacağım’ yalan. Biz de geçmişte bu tarz siyaset yaptık. Bu siyasetle 7’lerde çakılı kaldık. Bu tarz siyaset yüzde 50 alsanız da sorunları çözmez. HDP aynı zamanda Kürt siyasetine yanlışlar yaptı ve şu anda ‘Yanlışlarımızı düzeltmeliyiz’ diyoruz. HDP’yi büyüterek bunu herkese göstermek istiyoruz. PKK’ye de göstermek istiyoruz. Başarılı olsak yüzde 7’ye çakılı kalmazdık.”