HDP'li Osman Baydemir'den yargı eleştirisi

HDP TBMM Grup Toplantısı'nda gündemdeki konuları değerlendiren Baydemir, "Engelliler Haftası" dolayısıyla grup toplantısına katılan engellilere teşekkür etti. Baydemir, engelliler toplumun içine karışamıyor, kamu imkanlarından faydalanamıyorsa her şeyden önce o toplumun idarecilerinin, yöneticilerinin ve hizmet sunucularının bundan sorumlu olduğunu, HDP'nin aynı zamanda "engelleri aşma partisi" olduğunu söyledi.

Türrkiye'nin KHK'larla yönetildiğini ve hükümetin her gün yeni engeller ortaya çıkardığını savunan Baydemir, KHK'larla en az 2 bini aşkın engellinin işine, ekmeğine son verildiğini ileri sürdü.

'BU BİR KAZA DEĞİL CİNAYETTİR'

Şırnak'ın Silopi ilçesinde zırhlı polis aracının evlerine çarpması sonucu hayatını kaybeden Muhammet ve kardeşi Furkan Yıldırım'ın fotoğrafını gösteren Baydemir, "Bu bir kaza değil, cinayettir. Bu çocuk öldürmektir, zulümdür. Tartışma yürütüyorlar. Panzer şoförü alkollü mü, değil miydi? Mesele panzer şoförünün alkollü olup, olmaması değildir. Mesele iki çocuğunun hayatına kast edilmesi meselesidir. Niye vicdanlar harekete geçmiyor, kıyamet kopmuyor?" diye konuştu.

Adaletin maya olduğunu ve bir toplumda maya kokarsa tutkal görevi görecek hiçbir şeyin kalmayacağını anlatan Baydemir, şöyle devam etti: "Darbe suçlamasıyla tutuklanan bir büyükşehir belediye başkanının damadı, sağlık sorunları ve uykusuzluk yaşadığı gerekçesiyle serbest bırakılıyor. Darbeye karşı çıkan, darbeye karşı Başbakan, Meclis Başkanı, muhalefet liderleriyle birlikte aynı metne imza atan İdris Baluken, hastane ranzasında tutuklanıp cezaevine konuluyor. Adalet bu mudur? Meclisin sıvacısı, bu suçlamayla görevinden atılıyor, tutuklanıyor ama Kavurmacı, serbest bırakılıyor. 'Sen sıvacı olmayacaksın. Kavurmacı olacaksın.', 'Bank Asya'ya para yatırmayacaksın. Büyükşehir belediye başkanının damadı olacaksın.' diyorlar. Bir öğretmensen, emekçiysen yani arkan sağlam değilse maruz kalacağın uygulama bu olacak ama darbenin siyasi ayağı halen iş başında olacak, sorgulanmayacak, tek bir işlem başlatılmamış olacak." 

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ı tutuklayan zihniyetin, adalet veya yargı mekanizması olmadığını, bunun bir siyasi talimat olduğunu ve siyasi talimatın gereğinin yerine getirildiğini öne süren Baydemir, İdris Baluken'i tahliye eden hakimin, eşiyle birlikte sürgün edildiğini söyledi. İki engelli çocuğun fotoğrafını gösteren Baydemir, "Bu iki engelli çocuğun babası bir savcıydı. Gülen yapılanmasından dolayı tutuklandı, açığa alındı. Bu çocukların engelli aylığı kesilmiş. Ne diyor Sayın Cumhurbaşkanı? 'Merhamet etmeyin. Acımayın. Siz merhamet ederseniz, acırsanız; acınacak duruma gelirsiniz'. İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmeyecektir. Bu bir hadis-i şeriftir. İşte HDP, bundan dolayı zulüm kime yapılırsa yapılsın zulme 'Hayır' diyor. Mazlumun, masumun yanında yer almanın çabasını ortaya koyuyor." ifadelerini kullandı.
Osman Baydemir, "Adalet yoksa o memleket acınacak durumdadır. Bu tablodan rahatsız olan her kim varsa gelin bu tablonun değişimi konusuda güç birliği yapalım. Gelin bu tablonun değişmesi konusunda ortak akıl etrafında buluşma çabasını ortaya koyalım" dedi.

'ROJAVA PYD TEHDİT DEĞİLDİR'

Baydemir, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu ülkeyi, bu hale getiren en önemli nedenlerden bir tanesi Hükümetin, Ankara'nın, Rojava politikasıdır. Kürt karşıtlığı, Kürt korkusu politikasıdır. Astana'da 'çatışmasız bölgeler oluşturacağız. Suriye'ye barış gelsin' diyorsunuz. Peki, Suriye'nin şu anda DEAŞ'tan arındırılmış bölgelerine ne diye operasyon düzenliyorsunuz? Şengal'e ne diye operasyon düzenliyorsunuz? Çok açık ve nettir. Rojava politikası, bir Kürt düşmanlığı, karşıtlığı politikasıdır. Siz bu politikadan vazgeçtiğiniz gün Rojava, PYD bir tehdit değil tam tersine Türkiye'nin iç barışı için altın değerinde birer fırsattır. Türkiye'deki silahlı muhalefetin, silahlı çatışmanın, bütün acıların silah zemininden, çatışma zemininden çıkmasının da en önemli fırsatlarından biri haline dönüştürülebilir."

Osman Baydemir, Türkiye'nin en acil ihtiyacının ve en acil gündeminin 2019'u tartışmak olmadığını, 2019'a giden yolda temeli yanlış atılan bir binanın üzerine konulacak her bir tuğlanın, sağlam olmayan bir yapı olarak geri döneceğini söyledi.