Güncelleme Tarihi:
ANKARA 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya tutuklu sanık Tuğluk ile avukatları ve bazı HDP'li milletvekilleri katıldı. Davanın iki celse öncesinde esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, eski mütalaasını aynen tekrarladığını belirtti. Esas hakkındaki savunmasını yapan Tuğluk, Türkiye'de yargı bağımsızlığının olmadığını savunarak, "Aslında bu davada hüküm verilmiş, ceza kesilmiştir. Sözde yargılama yapılıyor gibi gösteriliyor. Mahkeme heyeti bir an önce karar vermek istemektedir. Bugüne kadar lehime olan delillerin araştırılması konusundaki hiçbir talebimiz kabul edilmemiştir" iddialarında bulundu.
HDP'nin savunduğu "özerklik" konusuna değinen Tuğluk, "Bu model sadece Kürtlerin yaşadığı illerle de değil, tüm Türkiye coğrafyası için önerdiğimiz bir çözüm modelidir. Özerklik modelinin ülkenin bütünlüğünü bozmaya yönelik olduğu iddiası doğru değildir. Demokratik özerkliği savunmak savaş yerine barış yöntemleriyle müzake etmektir, taktir edilmesi gereken bir şeydir. Dünyanın 20 ülkesinde 60 farklı özerklik yöntemi uygulanıyor" ifadelerini kullandı.
"BENDEN ÖRGÜT YÖNETİCİSİ, ÜYESİ ÇIKARAMAZSINIZ"
Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) illegal bir yapı olmadığını savunan Tuğluk, DTK'nın temel amacının "Kürt sorununda" demokratik çözümü, barışı esas almak olduğunu öne sürdü. Tuğluk, "DTK, terör örgütünün uzantısı değildir. DTK'yı terör örgütünün uzantısı yapamazsınız, benden de örgüt yöneticisi, örgüt üyesi çıkaramazsınız" dedi.
Son sözü sorulan Tuğluk, şunları kaydetti:
"Ben ne örgüt üyesiyim ne de örgüt yöneticisiyim, siyasetçiyim. Yaptığım her çalışma legal ve barış içerikli çalışmadır. Anayasamızda ve kanunlarımızda da görülen meşru faaliyetleridir. Ben sadece HDP ve DTK üyesiyim, başka bir yerin üyesi değilim. Şimdi burada illegal bir yapılanma üyesi olarak yargılanmam üzüntü verici. 2007'de milletvekili adayı olduğumda Diyarbakır'da halka gittiğimizde insanların yüzde yüzü 'Biz kendimiz için bir şey istemiyoruz, barışı getirin' diyorlardı. Bu sözü hep yüreğimde taşıdım ve her şeyi barış üzerine kurdum. Gücüm yettiği kadar barış için çalışacağım. Bu ülke hepimizin ülkesi, ülkeye barışı getiremediğimiz için Türk halkından da, Kürt halkından da özür diliyorum. Bunda bizim de sorumluluğumuz var ama şuna çok inanıyorum ki bu coğrafyada yaşayan halkların aslında birbirleriyle sorunu yok. Ne olursa olsun ölümler olmamalı, ölümleri durdurmanın yolunu hep beraber aramamız gerekiyor. Barışı yeniden kurma çabası içinde olmalıyız."
Duruşmaya verilen yarım saatlik aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Tuğluk'a 10 yıl hapis cezası vererek tutukluluk halinin devamına hükmetti.