Güncelleme Tarihi:
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Türkiye hızla bir felakete sürükleniyor. Yangın alev alev büyüyor. Her geçen saat, her geçen gün toplumda kapanması zor yaraların açılmasına, büyük bir kutuplaşma ve ayrışma yaşanmasına hepimizi yaklaştırıyor. Her gün, her saat, hangi üniformayı taşırsa taşısın gençlerimiz, siviller ve çocuklarımız bu toprakların değerleri, canları, bu ülkenin geleceği ölüyor. 6 Eylül’de Dağlıca’da, Cizre ve Sur’da yitirdiğimiz tüm canlara Allah’tan rahmet, ailelerine ve halklarımıza başsağlığı, yakınlarına sabırlar diliyoruz.
Bu acıyı daha büyük felaketlere sürüklenmeden durdurmalıyız. Hala ‘400 vekil alınsaydı böyle olmazdı’ sözlerini sarf edebilen bir yaklaşımla; Cizre’yi ablukaya alan, vekillerimize ateş açan bir anlayışla bu ülkenin yönetilmesi ve şu anda gittikçe derinleşen sorunların çözülmesi mümkün değildir. Bir kez daha ve acil çağrı yapıyoruz. Eller tetikten derhal çekilmeli, silahlar susturulmalıdır. Karşılıklı çatışmasızlık hali sağlanmalı, operasyonlar durdurulmalı, diyalog ve müzakere ile sorunların çözümü doğrultusunda adımlar atılmaya başlanmalıdır. Konuşarak, müzakere ederek çözemeyeceğimiz hiçbir konumuz yoktur ve olmamalıdır. Meclis derhal olağanüstü toplantıya çağrılmalı, demokratik siyaset yoluyla sorunlara çare aranmalıdır.
Kin ve nefret kusmak yerine, bu felaket sarmalından çıkışın yollarını hep birlikte bulmak zorundayız. Halkın yoksul çocuklarına sadece ölümü reva gören, annelerin barış düşüne kan sıçratan savaş politikalarına teslim olamayız. Kaybedilecek zamanımız kalmamıştır. Bu yaşananlar bir oyun değildir, geri dönülemez bir noktaya gelmeden durdurulmalıdır. Koşullar ne kadar zor olursa olsun barışta, eşitlikte ve kardeşlikte ısrar etmek dışında her yol acılarımızı derinleştirecektir. Hepimizin başı sağ olsun...
.HDP GRUP BAŞKANVEKİLLERİ'NDEN AÇIKLAMA
HDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken ve Pervin Buldan, yaptıkları yazılı açıklama ile gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Grup Başkanvekilleri tarafından yapılan açıklamada "'400 milletvekili olsaydı, bunlar yaşanmazdı' sözüyle adeta, tüm yaşananların sorumluluğu 7 Haziran'da AKP'ye oy vermeyenlere yüklenmiştir. Tüm yaşananlar ve bugün barış masasının kimler tarafından ve ne amaçla devrildiği ortadayken; dahası partimiz HDP'nin akan kanın durması için gösterdiği çabalar ve yaptığı çağrılar ortadayken, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere AKP yetkilileri ve AKP güdümündeki medya partimize karşı topyekun bir saldırı başlatmıştır" denildi.
"PARTİMİZE KARŞI TOPYEKUN SALDIRI BAŞLATMIŞTIR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamaları eleştiren Baluken ve Buldan, "Tüm Türkiye bugün yoğun ve kanlı bir şiddet sarmalının etkisi altındadır. Her gün Türkiye'nin dört bir yanındaki ocaklara ateş düşmektedir. Sivil, çocuk, kadın, genç, gerilla, asker, polis; adeta AKP'nin tek başına iktidar olmamasının bedelini ödemektedir. '400 milletvekili olsaydı, bunlar yaşanmazdı' sözüyle adeta, tüm yaşananların sorumluluğu 7 Haziran'da AKP'ye oy vermeyenlere yüklenmiştir. Tüm yaşananlar ve bugün barış masasının kimler tarafından ve ne amaçla devrildiği ortadayken; dahası partimiz HDP'nin akan kanın durması için gösterdiği çabalar ve yaptığı çağrılar ortadayken, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere AKP yetkilileri ve AKP güdümündeki medya partimize karşı topyekun bir saldırı başlatmıştır. Yaşadığı başarısızlıklar ve buna bağlı olarak da oylarındaki düşüş, bu saldırıları daha da kirli bir hale getirmiştir. Bugün partimize karşı söylenenlerin, yazılanların, çizilenlerin ne siyaset ne de basın etiği ile yakından uzaktan alakası yoktur. Her türlü yolla, eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz ve yöneticilerimiz bir itibarsızlaştırma ve hedef gösterme kampanyası ile karşı karşıyadır" ifadelerini kullandı.
"CİZRE'DE MİLLETVEKİLLERİMİZ FİİLİ VE SÖZLÜ ŞİDDETE MARUZ KALMIŞTIR"
Cizre'de yaşanan gelişmelere dikkat çekilen açıklamada "Dört gündür sokağa çıkma yasağının hüküm sürdüğü Cizre'ye gidip olanları yerinde tespit etmeyi amaçlayan milletvekillerinden oluşan heyetimiz ilçeye alınmadığı gibi, milletvekillerimiz fiili ve sözlü şiddete maruz kalmıştır. İlçeye girdiklerinde ise, kesin nişancılar tarafından hedef alınmışlardır. Halkın seçilmiş vekillerine dönük bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Halkımız ile vekillerine dönük şiddetin faillerinin bir an önce görevden alınması ve yargılanması gerekmektedir" denildi.
"CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANIN PARTİMİZE YÖNELİK AÇIKLAMALARI..."
Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın HDP'ye yönelik açıklamalarının; saldırıların bir parçası olduğu savunulan açıklamada şu ifadeler, yer aldı: "Cumhurbaşkanı ve Başbakanın partimize yönelik açıklamalarını bir işaret fişeği kabul eden havuz medyası da, bu saldırıların ayrılmaz bir parçasıdır. Bugün basında Kars milletvekilimiz Sayın Şafak Özanlı ile ilgili çıkan haberler tamamen yalanlar üzerine kurgulanmıştır. Gözaltına alınmamasına rağmen, dahası gözaltına alınanların hepsi savcılık tarafından serbest bırakılmasına rağmen, milletvekilimiz ile ilgili olarak 8 kişi ile birlikte gözaltına alındığı haberi yapılmıştır. Ne milletvekilimiz gözaltına alınmıştır ne de gözaltına alınanlar iddia edildiği gibi her hangi bir yasa dışı faaliyetin içindedir"
"HDP SAVAŞIN DEĞİL BARIŞIN YANINDADIR"
HDP Grup Başkanvekilleri Baluken ve Buldan tarafından yapılan açıklama, şöyle sürdürüldü:
"Bugün Star gazetesinde çıkan haber ise, bu anlayışın iftiraya ve çarpıtmaya ne ölçüde dayandığını göstermesi açısından tipik bir örnektir. Eşbaşkanımız Sayın Selahattin Demirtaş, bu coğrafyaya barışın gelmesi için gösterdiği çaba ve barış yönünde yaptığı tüm çağrılar kamuoyunun gündemindeyken, bugün Star gazetesinde Dağlıca'da yaşanan son saldırıların emrini veren kişi olarak manşete çıkartılmıştır. Halkların Demokratik Partisi, savaşın değil barışın yanındadır. İlçe eşbaşkanından eş genel başkanlarına kadar tüm çalışanları bu coğrafyaya barışın gelmesi için mücadele etmektedir. Bu coğrafyaya demokrasinin gelmesi için çalışmaktadır. En başta eş genel başkanlarımızın tüm sözleri savaşa değil barışa bir çağrıdır. Tüm bunlar ortadayken, iktidar uğruna gerçeği böyle ters yüz eden bir basın anlayışını kınadığımızı ve bedeli ne olursa olsun basın ve yayın organlarını basın etiği çerçevesinde yayın yapmaya, gerçeğin ve hakikatin yanında olmaya çağırdığımızı belirtmek istiyoruz. Tüm saldırılara, tüm engellemelere rağmen HDP'nin barış, özgürlük ve kardeşlik yürüyüşü kararlıkla sürecektir"