Güncelleme Tarihi:
Sancar, Anayasa Mahkemesi önünde partisinin milletvekilleri ve MYK üyeleriyle yaptığı basın açıklamasında, mahkemenin tutuklu HDP milletvekillerine ilişkin dosyaları gündeme alması ve konuyla ilgili karar vermesi gerektiğini söyledi.
Yargının itibarının kurtarılması için bunun gerektiğini savunan Sancar, "Bir an önce kendi içtihatlarına uygun davranmalıdırlar. Kendi içtihatları bellidir, milletvekillerinin yasama faaliyetlerini yerine getirmeleri hem onları seçenlerin seçme hakkına hem de kendilerinin seçilme ve temsil etme hakkına bir saldırıdır tutuklu olmaları. Serbest bırakılmaları bu hakların bir gereğidir. Anayasa Mahkemesi içtihadı da bu yöndedir" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın konuyla ilgili derhal bir açıklama yapması gerektiğini ileri süren Sancar, "Neden geciktiriyorlar, bu dosyaları neden gündeme almıyorlar? İçtihatlarına uygun kararları neden vermiyorlar? Eğer siyasi baskı varsa, eğer korkuyorlarsa yapmaları gereken bir şey daha var istifa etsinler, bu görevi bıraksınlar. Kim yargının fonksiyonunu yerine getirmekten korkuyorsa o makamı işgal etmeye hak sahibi de değildir" ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili her hafta açıklama yapmayı planladıklarını dile getiren Sancar, "Anayasa Mahkemesi gereklerini yerine getirinceye kadar her hafta burada adalet nöbeti tutmak üzere karşınıza geçeceğiz" dedi.
BAYDEMİR: TUTUKLU BULUNMALARI ANAYASAL SUÇ
HDP Şanlıurfa Milletvekili ve Sözcü Osman Baydemir ise adalet çağrısında bulunmak üzere Anayasa Mahkemesi'nin önüne geldiklerini belirtti.
Türkiye'de 171 gündür hukukun çiğnendiğini ileri süren Baydemir, "Bugün itibarıyla hala 12 milletvekilimiz, iki eş genel başkanımız cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. Eğer bugün Türkiye'de referandum sonucu gayrimeşru olarak görülüyorsa, bugün hukuken, ahlaken ve siyaseten referandum sonucu kabul görmüyorsa bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi Eş Genel Başkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın, grup başkanvekillerimizin, parti Sözcümüzün ve milletvekillerimizin cezaevinde tutulmasından kaynaklıdır" görüşünü savundu.
HDP milletvekillerinin tutuklu bulunmalarının "anayasal suç" olduğunu öne süren Baydemir, "Eğer Anayasa Mahkemesi kararını vermezse bundan sonra yapacağımız açıklamalar Anayasa Mahkemesi önünde değil olsa olsa en fazla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde olacaktır" dedi.
Gecikmiş adaletin hukuka, vicdana aykırı sonuçlar doğurduğunu belirten Baydemir, "Bütün Anayasa Mahkemesi üyeleri, hukuk camiası, ülkeyi yöneten siyasi otorite bilsin ki referandum da milyonlarca insan aynı zamanda Selahattin Demirtaş'ın, Figen Yüksekdağ'ın, İdris Baluken'in tutuklanmasına ve tutuklu bırakılmasına 'hayır' demiştir. Milyonlarca insan bu hukuksuzluğa 'hayır' demiştir" ifadesini kullandı.
Bir gazetecinin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın YSK'nın halk oylaması kararına ilişkin değerlendirmesine yönelik düşüncesini sorması üzerine Baydemir, "Bu ülkede adaletten söz edebilmemiz, Adalet Bakanı'nın göğsünü gere gere konuşabilmesi için öncelikle bu hukuksuzluğun ortadan kaldırılması lazım. Başka da söyleyecek hiçbir şey yoktur. Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimiz cezaevinde olduğu sürece bu ülkede adalet adına konuşma hakkının olmadığı bir birey varsa o da Adalet Bakanı'nın ta kendisidir" yanıtını verdi.