HDP önündeki eylemde 446'ncı gün; aile sayısı 176 oldu
Güncelleme Tarihi:
DİYARBAKIR'da terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını isteyen ailelerin eylemine, Bingöl'de üniversite öğrencisiyken 20 yaşında kaçırılan Nurullah'ın ailesi Hüpriye ile Mehmet İğne çifti ve 19 yaşındayken Diyarbakır'da kaçırılan Hasan'ın annesi Sultan Öz de katıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu eylemin 446'ncı gününde, İğne ve Öz ailesinin katılmasıyla HDP önündeki evlat nöbetindeki aile sayısının 176'ya yükseldiğini duyurdu.
Diyarbakır'da yaşayan Mehmet Akar, geçen yıl 21 Ağustos'ta ortadan kayboldu. Akar'ın annesi Hacire Akar, 1 gün sonra HDP Diyarbakır il binası önüne geldi. Oğlunun HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını söyleyen anne Akar, il binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylemin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kayıp annelere çağrıda bulundu. Akar'ın çocuğuna kavuşması, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler için umut oldu. Akar'ın çağrısıyla harekete geçen çocukları kayıp aileler, 3 Eylül'de HDP binası önünde oturma eylemine başladı.
EVLADINA KAVUŞAN AİLE SAYISI 20 OLDU
Hacire Akar'ın oğlu Mehmet'in yanı sıra eyleme katılanlardan Hatice Ceylan'ın oğlu Cafer, Hüsniye-Hüseyin Kaya çiftinin kızları Mekiye, Halime Kadran'ın torunu Halil İbrahim, Necla-Metin Açan çiftinin oğlu Harun, Nizamettin-Aslıhan Eşrefoğlu çiftinin oğlu Hüseyin, Gevriye Ayhan'ın kızı Pelda, Melik Aslan'ın oğlu Volkan, Muhteber Birlik'in oğlu Veysi, Cahide Alkan'ın oğlu Mehmet Emin, Şahize Altınkaynak'ın kızı Halise Alptekin, Naime Dalmış'ın kızı Tekoşin Açar, Sait Açar'ın oğlu Haşim, Cemal Ertaş'ın oğlu Ramazan, Sever Fidan'ın oğlu Tayfur Fidan, Gülşen Çetin'in oğlu Erdal Çetin, Fahrettin- Meryem Akkuş çiftinin oğulları Erkan, Fattah-Perihan Kaya çiftinin oğlu Cuma ile en son Safiye-Mehmet Emin Coşkun çiftinin oğlu İbrahim Coşkun, Mehmet-Keziban Yalçın çiftinin kızları Yasmin'in de teslim olmasıyla evlatlarına kavuşan aile sayısı 20 oldu.
'BU AİLELERİ TELEVİZYONDA GÖRDÜK BURALARA KADAR GELDİK'
2013 yılında Bingöl'de üniversite okuduğu sırada 20 yaşındayken kaçırılan Nurullah'ın anne-babası Hüpriye ile Mehmet İğne, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önündeki oturma eylemine katıldı. Evlat nöbetindeki aileleri televizyonda görüp etkilendiğini söyleyen Hüpriye İğne, oğlu Nurullah'ın HDP tarafından kaçırıldığını belirtti. 7 yıldır oğlundan haber alamadığını söyleyen İğne, "7 senedir haber alamıyorum. Bir ses çıkmadı, bize yol göstermiyorlar. Biz de bu aileleri televizyonda gördük, buralara kadar geldik. Nurullah, kurban olduğum, daha dayanamıyoruz. Baban hasta. Biz çocuğumuzu bir daha görmedik“ dedi.
'24 SAAT SENİ DÜŞÜNÜYORUM'
2016 yılında Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesine bağlı kırsal Sumak Mahallesi'nde 19 yaşındayken kaçırılan Hasan Öz'ün annesi Sultan Öz de, oğluna kavuşmak umuduyla HDP önündeki evlat nöbetine katıldığını söyledi. Öz, "Ciğerim için geldim. Üç kere HDP İl binasına geldim, yemin ettiler. Oğlunuzu görmedik dediler. Nereye gittiysem kimse yol göstermedi, kimse oğlunu gördüm demedi. Oğlum rica ediyorum, Allah rızası için gel. 24 saat seni düşünüyorum. Sanki beynimde seninle konuşuyorum" diye konuştu.
HDP ÖNÜNDE 'TÜKÜRÜK' GERGİNLİĞİ; AİLELER BİNAYA GİRMEK İSTEDİ
Diyarbakır'da, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını isteyen ailelerin HDP binası önündeki eylemi devam ederken, aileler, HDP binasına giren bir kişinin tükürdüğü iddiasıyla parti binasına girmek istedi. Bu sırada binadan çıkan ve tükürdüğü iddia edilen kişi ile eylem yapan aileler arasında tartışma yaşandı. Polisin güçlükle sakinleştirdiği aileler, tükürdüğü iddia edilen kişiye tepki gösterdi. Polis, HDP binası önünde güvenlik önlemlerini artırdı.
Hakkari'de 2016 yılında, 9 yaşındayken terör örgütü PKK tarafından kaçırılan Hamza Adıyaman için Diyarbakır HDP il binası önünde evlat nöbeti tutan anne Rukeyta Adıyaman ile abla Aysun Adıyaman, oğullarının Zap Nehri'nde kaybolduğu iddialarını yalanladı.
Abla Aysun Adıyaman, kardeşi Hamza'nın nehre düştüğü iddialarının gerçeği yansıtmadığını, Hamza'nın kaçırıldığını ileri sürerek, "Bunu öğrendikten sonra tehdit almaya başladık. Ne garip ki hiçbir tehdit almazken kardeşimizin kaçırıldığını öğrendikten sonra ve bu işin peşine düştükten sonra tehdit almaya başladık. Eğer kardeşim kaçırılmadıysa biz neden tehdit edildik? Benim kardeşim öldüyse bir cesedi ya da mezarı olması gerekiyor. Ceset yoksa, ölüm yoktur. Elimdeki bu mektup, 2017 yılında evimizin balkonuna bırakıldı. Kardeşimin yazdığı bu mektup doğruysa eğer, kardeşim yaşıyor. Eğer doğru değilse, kurguysa neden böyle bir mektup gönderildi. Kardeşimin yaşadığından adım gibi eminim. Kaçırılan ilk çocuk değil benim kardeşim. Bu çadıra kardeşimi almaya geldim. İnkar edeceklerine bu yaştaki çocukları kaçırmayı bıraksınlar" dedi.
