DHA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2015 22:05
HDP’nin adayları Feleknas Uca ve Ali Atalan ile Ak Parti adayı Ozan Ceyhun milletvekili seçilirlerse, Avrupa parlamentoların ardından Türkiye’de de parlamentoya giren ilk milletvekilleri olacak. Bunlardan HDP’nin Diyarbakır dördüncü sıra milletvekili adayı Feleknas Uca, "Meclis’e girmem halinde yemin töreninde sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum. Türkçe öğrenmeye çalışıyorum sorun değil" dedi. Feleknas Uca, Meclis’te hem Türkçe, hem Kürtçe yemin edilmesini istediğini söyledi.
1999- 2009 yılları arasında Avrupa Parlamentosu milletvekilliği yapan Sol Partili Feleknas Uca, HDP’de Diyarbakır 4’üncü sıradan, Almanya Kuzey Ren- Vestfalya Eyaleti eski milletvekili, Sol Partili Ali Atalan Batman’da HDP’den 1. sıra adayı gösterildi. Almanya’dan Avrupa Parlamentosu’na seçilen eski milletvekili Ozan Ceyhun Ak Parti’den İzmir 1’inci bölge 5’inci sıradan aday gösterildi.
Kamuoyunun Avrupa Parlamentosu üyeliğinden tanıdığı ve ailesi 44 yıl önce Batman’dan Almanya’ya göç eden Ezidi kökenli Feleknas Uca, TBMM’ye girmesi durumunda iki ayrı parlamentoda görev yapan ilk kadın milletvekili olacak. Kürtçe, Almanca ve İngilizce bilen Feleknas Uca, Türkçe’yi anladığını, ancak konuşamadığını belirterek, "Meclis’e girmem halinde yemin töreninde sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum. Türkçe öğrenmeye çalışıyorum sorun değil. Toplum içerisinde çok kültürlülük çok önemlidir. Ben Türkiye meclisinin demokratik bir meclis olmasını umut ediyorum. Herkes dili, kültürü ve rengi ile mecliste yemin etsin. Ben de hem Türkçe, hem Kürtçe yemin edilmesini istiyorum. Bu Türkiye’nin demokratikleşmesi için çok önemli bir mesaj olur" dedi.
Meclis’e girmesi halinde diğer vekillerle Türkçe bilmediği için nasıl anlaşacağı ile ilgili bir soru üzerine Uca, "Bir sorun çıkacağını sanmıyorum. İnsanların gönlü güzel olduktan sonra, gözler bir birini anlar, diller bir birini anlar. İnsan istedikten sonra ellerle ve gözlerle de bir biri ile anlaşır. Bu sorun değildir. Yeter ki gönüller hoş olsun ve saygı olsun" dedi.
"AP’DE SERT ELEŞTİRİLERE SAYGI VAR"HDP Diyarbakır Milletvekili adayı Feleknas Uca, Avrupa ve Türkiye parlamentolarını kıyaslarken, Avrupa Parlamentosu’nun çalışmasının daha ayrı olduğunu belirterek, "Çünkü, 38 devletin temsil eden bir parlamentodur. Her üye devlet orada kendi çalışmasını yapıyor. Oradaki meclis, bütün Avrupa devletleri arasında bölüşülüyor. Ona göre çalışmalarını yapıyorlar. Ama, Türkiye parlamentosu sadece Türkiye’ye temsil ediyor. Bu nedenle aralarında çok fark vardır. Demokratikleşme ve insan hakları ile ilgili sorunlarda bir birinden çok ayrıdırlar. Mesela Avrupa Parlamentosu’nda konuşurken baka bir parti aleyhine ne kadar sert konuşursan konuş sorun çıkmıyor. Herkes saygı ile seni dinliyor. Ama, Türkiye parlamentosunda kavga çıkıyor, bu da parlamenterlerin tarzını gösteriyor" dedi.
"HEDEFİMİZ, SÜRECİN DEVAM ETMESİ"İnsan hakları için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduklarını, 2012’deki ölüm orucunda bulunanlar için vitamin hapları getirdiği için sınır dışı edildiğini de hatırlatan Uca, "Ticaret için değil, insanların kurtulması ve ileride vücutlarında ağır hasar kalmaması için hapları getirmiştim. O nedenle mutlu olmuştum. Bir suç işlememiştim, beni sınır dışı ettiler. Meclisteki hedefimiz, barış ve çözüm sürecinin ilerlemesi, akan kanın durması, annelerin bir daha ağlamaması, onun mücadelesini ve çalışmasını yapacağız. Çözüm olmasını istiyoruz. Türkiye’nin demokratikleşmesi, herkesin rengi ve kültürü ile bu mecliste yer alması için bütün halkların haklarının verilmesi için, barışı seven bir Türkiye için, kadınların eşit olduğu bir meclis için çalışacağız. Kadınların özgürlüğü için yapılması ne gerekiyorsa yapacağız" dedi.
"ÇOCUKLAR SİLAH SESLERİ İLE BÜYÜMESİN"Seçim çalışmalarından fırsat buldukça Irak’ın Şengal bölgesinden IŞİD’ten kaçarak geldikleri Diyarbakır’da kampa yerleştirilen yaklaşık 4 bin Ezidi’nin yaşadığı kampı ziyaret eden Uca, şunları söyledi:
"Çocukların yüzlerinin gülmesi, tank, top ve silah sesleri ile büyümemeleri, gülme ve gül bahçeleri ile büyümeleri için bunun için çalışacağız. Nasıl ki kamptaki bu çocuklar büyük bir toplu kıyımdan kaçtılar, babaları halen DAİŞ çetelerinin elinde olanlar var, biz nasıl bir süre sonra bunların yüzlerini güldürebildiysek, Ankara’daki vekiller de bunu örnek alabilirler, partileri için mücadele değil, demokratik Türkiye için mücadele edebilirler. Çocukların geleceği, demokratik bir gelecek ve yeni bir anayasa için çalışma yapılmalıdır. Bunun için bir adım atmak istiyoruz. Bu vatana barışı getirelim, huzur gelsin bu topraklara. Onurlu ve özgür bir gelecek için mücadele edelim."