Güncelleme Tarihi:
Günlerdir, Mekke ve Medine'de İslam'ın ilk zamanlarından kalma mekánların şimdi ne halde olduklarını yazıyor ve fotoğraflarını yayınlıyorum. Bugün sırada, Hazreti Muhammed'in Mekke'de dünyaya geldiği evin ákıbeti var. Peygamberin doğduğu binanın yerinde bugün bir 'halk kitaplığı' bulunuyor. Saudi Arabistan yönetimi Hazreti Muhammed'in dünyaya geldiği mekánın ziyaret yeri yapılmaması için buraya işte bu kitaplığı inşa ettirdi.
Mekke ve Medine'de İslam'ın ilk zamanlarından ve peygamberin devrinden kalma yerlerin nasıl tahrip edildiğini ve bu mekánların bugün ne durumda bulunduklarını günlerdir eski ve yeni resimleriyle birarada yayınlıyorum. Bugün sırada, Hazreti Muhammed'in Mekke'de doğduğu evin bugünkü háli var.
Amine Hatun, Hazreti Muhammed'i bu sayfada fotoğrafını gördüğünüz binanın yerinde bulunan bir Mekke evinde dünyaya getirdi, peygamberin ilk çocukluk günleri burada geçti, büyükbabası Abdülmuttalib'in himayesine girene kadar burada yaşadı. Evin yeraldığı arazi, bir görüşe göre Hazreti Muhammed'in soyunun dayandığı Háşim ailesine aitti. Mekke'nin ileri gelen ailelerinden biri olan Háşimiler peygamberin dünyaya geldiği sırada gerçi eski zenginliklerini artık kaybetmişlerdi ancak Mekke'nin gene de saygı gören boylarından biriydiler. Hazreti Muhammed'in Mekke'de peygamberliğini ilán etmesinden etmesinden sonra karşısına büyük bir düşman gurubu çıkmış olmasına rağmen uzun bir müddet bu düşmanlara karşı koyabilmesi, mensubu olduğu ailenin gücünden kaynaklanıyordu.
Peygamberin dünyaya geldiği evin bulunduğu arazi, 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar muhafaza edildi ve herkesin büyük saygı gösterdiği bir mekán oldu. Arazinin bakımıyla 'Mekke Şerifleri' denilen ve Hazreti Muhammed'in soyundan gelen Mekke'nin idarecileri sorumluydular. Bu mekán hemen her hac ve umrede mutlaka ziyaret edilir, hacılar Mekke'den Medine'ye geçmeden önce buraya mutlaka uğrarlardı.
Arap yarımadasının 1925'te Abdüláziz bin Saud'un eline geçmesinden ve Vehhabi geleneklerine uyularak Mekke'deki Cennetu'l-Muallá ve Medine'deki Cennetul-Baki mezarlıklarında bulunan türbelerin yıkılmasından sonra sıra İslámiyet'in ilk günlerinden kalan diğer mekánların da ortadan kaldırılmasına geldi. Hazreti Muhammed'in doğduğu evin arazisi dümdüz edildi ve üzerinde eski devirlerden kalma ne varsa kaldırıldı. Sonraki senelerde uraya bir bina inşa edildi ve yapılan bu yeni bina halk kütüphanesi haline getirildi.
İşte, Hazreti Muhammed'in doğduğu evin bugünkü hali. Bu ev şimdi Mekkeliler'in günlük gazetelere göz gezdirmelerine ve arada bir bir kitabın sayfalarını çevirmelerine yarıyor.
Takiyye sadece İslam uğruna yapılır
Takiyye, dinin yücelmesi uğruna yapılan bir harekettir. Dinsizlerin düzenlerini İslam'ı temsil edenlere bildirmek için dini terkettiğini söyleyen veya dinden dönmesi için zorlandığında hayatta kaldığı takdirde İslam'a daha fazla faydası dokunacağını anlayıp dinden çıktığını açıklayan kimseler takiyye yapmış olurlar. Bu hareket káfirlik gibi görünse de, Tanrı yolunda imandır.
Takiyye, dinin yücelmesi uğruna dinsizler arasında onlardanmış gibi görünüp, dinsizlerin düzenlerini İslam'ı temsil edenlere bildirmeye denir.
Káfirler tarafından dinden dönmesi için zorlanan ama hayatta kaldığı takdirde İslam'a daha fazla faydası dokunacağını anlayıp dinden döndüğünü söyleyenler de takiyye yapmış olurlar.
Bu kişiler kurtulduklarında ödevlerini daha iyi yapacakları için İslam'dan ayrıldıklarını söylemişlerdir ve bu hareketleri görünüşte káfirlik olmakla beraber Tanrı yolunda imandır.
Nitekim ashaptan Ammar müşriklerin zoruyla onların istedikleri sözleri söylemiş, Hazreti Peygamber'e 'Ammar dinden döndü' diye haber verenlere Hazreti Peygamber 'Nasıl olabilir ki, Ammar başının üstünden ayaklarının altına kadar imanla doludur' buyurmuşlar ve XVI. sürenin (Nahl), 'Kalbi inançla tam kaynaşan kişi, zorla kafirliğe dair söz söylerse hiç bir şey gerekmeyeceğine' dair 106. ayet-i kerimesi inmiştir.
Ammar bundan sonra Rasul-i Ekrem'in huzuruna ağlaya ağlaya gelip işi anlatmış, Hazreti Resul onun gözyaşlarını mübarek elleriyle silip, 'Gene zorlarlarsa, ne dedirtmek isterlerse de' buyurmuşlardır.
Ammar'ın babası Yasir ve anası Sümeyye, İslam'ın ilk şehitleridir.
Halep dolması
Patlıcanlar tepeleri kesip soyulur, oyulur ve tuzlu suya atılır. Yağlı koyun kıymasına patlıcanların çıkartılan içinin bir kısmı, çiğ pirinç, soğan, tuz, biber, nane ve safran yoğrularak iláve edilir.
Patlıcanlar bu şekilde doldurulduktan sonra kesilen tepeleri üzerlerine kapatılır. Alt tarafına kemik dizilmiş olan tencereye yerleştirilir ve üzerine koruk suyu iláve edilir.
Kor üzerinde suyunu çekene kadar pişirilir.
Patlıcanların siyah kabuğa kadar iyice oyulması gerekir.
('Melceü't-Tabbáhin'den).