Haydi kızlar çarşafa

Otura otura ısıttığınız o koltuk var ya
hangi odada olduğunu bulamadığımız
işte o koltuğun yaylarını bir elden geçirelim diye düşündük
zahmet olmazsa bir kalksanız
maksat sizin rahatınız
*
Hatta göğüslerinizin altından sarkıttığınız balkonları da genişletelim
cephesini ilkokullara çevirelim
ya da yok yok
anaokullarına  ve kreşlere çevirelim
daha ferah olur
o koltuğu da o balkona alalım
başlayın ordan bağırmaya
“haydi kızlar çarşafa”
*
Latife yapıyor olmayı bende çok isterdim
Amma velakin bu devirde hala inatla
kızlarını okula göndermeyen
onları küçücük yaşlarında örtülerin altına saklayan
zihni geceden kara,dindarlık simsarı bir yer altı dünyası olduğu inancındayım…
*
Ben de bükemediğim bileği öpeyim dedim sadece
*
Şimdi bir sorum olacak
Bu ne güç kardeşim?
Kardeşim dedim ama mazur görün
Yoksa “efendim,şeyhim”felan mı deseydim
Artık neyse affedin
*
 nerede kalmıştık
Bu ne güç harbiden?
Eğitim,teknoloji,ve bilimin dal budak kök saldığı bir devirde
“inanmak”kelimesini bütün bunların azraili saydırabiliyorsunuz
Hayret!
*
inanın tabi ki
ama inanırken inanılmaz olmayın
milleti şaşkınlıklara boğmayın
eğitime,bilime ölüm meleği olmayın
*
Evet aramızda küçücük çocuklara bile
bayağı bayağı sapıkça bakan
onların çıtır bir kadın olduğu düşüncesinden ibaret bir bataklığa saplanan
cücük akıllı hatta akılsız sapıklar var
ama bari şu “çıtır kadın”bataklığına siz batmayın
buna inanmayın
inandırmayın
ne farkınız kalır aksi takdirde o bataklık canavarlarından
*
Bırakın ne olur
bırakın kendisi karar versin
açılır mı-saçılır mı
kapanır mı-açılır mı
*
Yaşı küçük karar veremez değil mi?
evet
yaşı küçük…
*
Lütfen biraz zaman verin onlara
bir okusunlar
bir büyüsünler
inansınlar
ama neye inandıklarını bilsinler
sizin istediklerinize değil kendi inandıklarına bağlansınlar
*
İnanmak etkendir edilgen değil
İnanmak gönül işidir
inanmak dünyanın en güzel şeyidir
ama kendi hissettiğine inanmak…
*
izin verin lütfen
tabi zahmet olmazsa…