Güncelleme Tarihi:
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yaptığı yazılı açıklamayla seçim sonuçlarını değerlendirdi.
Seçim çalışmaları sırasında diğer parti mensuplarının BTP’ye oy vereceklerini söylediklerine dikkatleri çeken Prof. Dr. Haydar Baş, "Bunlar yüz binlere varan sayıda. Ben İstanbul’dan aday olduğum için çalışmaları bizatihi takip ettim. Şimdi hiç kimse yüzde 10 barajı var, bunu geçemeyiz şeklinde bir mazerette bulunmadı. Bizim tezimiz tek başına iktidar olmayı gerektirdiği için hiç kimsenin aklına bir baraj sorusu gelmemiştir. Biz iktidar olmaya namzet bir tezin sahibiyiz. Bendenizin tezi dünyada uygulanıyor. Milli Ekonomi Modeli, Rusya’yı ayağa kaldırdı. Bu modelimizi BRICS ülkeleri uyguluyor. Bu ülkelere bizlere teşekkür ediyor, zaman zaman içine düştükleri müşkül durumlarda bizden görüşler alıyorlar. Durum bu iken Türkiye’de yüzde 10 seçim barajı gibi bir mazeret kesinlikle olmadı” diye konuştu.
Açıklamasında "Seçimin kaybedeni kim" sorusunu da yanıtlayan Baş, "Bu seçimin mağlubu işçidir, memurdur, emeklidir. Ben onlara 5 bin lira asgari ücret verecektim. Nasıl bir zihniyet ki batıla inanıyor, ecnebinin ikna ettiği insanlara inanıyor. Doğru konuşana, kendisine kaynak gösterene inanmıyor. Böyle bir yanlış olabilir mi? Biz yıllardır bunları anlatıyoruz. Sen nasıl olur da onların rüyasına uyarak bu haklardan mahrum oluyorsun” ifadelerini kullandı.
Seçim döneminde büyük ilgi gören vaatlerini hatırlatan Haydar Baş, "Biz her ev hanımına bin 500 lira maaş vereceğiz, dedik. Ben tiyatro mu oynuyorum! Ben dünya çapında bir ilim adamıyım. Madem noksanımız var, karşıma çıkıp ilim adamlarınızla, siyasilerinizle bunu haykırmanız gerekmez miydi? Böyle bir şey yapmadığınız halde hep kafa salladınız. Ondan sonra gittiniz onların safında yer alıp bin 500 lira maaştan mahrum kaldınız. Aynı şeyi ben Türk vatandaşlarının tamamına söylüyorum. Her ay 1000 lira vatandaşlık maaşı alacaktınız. Piyasada işsizlik tarihe gömülecekti. Eğer piyasada para varsa, iş vardır. Cebinde para olur pazara gidersin, iyi bir müşteri olursun. Böylece ticaret rayında gider. Hem üreten, hem tüketen, hem halk, hem devlet memnun olur. Devlet vergi alacağı için, halk da parası cebinde olduğu için, tüccar ticaret yaptığı için herkes memnun olur. Bu imkânı millet olarak kaybettik. Nasıl olur bu? Ben sana kitabını yazıyorum, önüne koyuyorum” şeklinde konuştu.
Siyasi partilerin ekonomi politikalarını eleştiren Haydar Baş, şunları söyledi:
"Bunlar ekonominin kurallarını alt üst ettiler. Bunların peşine gidiyorsunuz, insanlık tarihinde ekonomi dersi veren insanlara ‘hayır’ diyorsunuz. Nasıl iş bu! Tam 3 katrilyon dolar yeraltı kaynağımız var. Bunun 2 trilyonunu yılda harcasak bize bin 500 yıl yetiyor. Bu hesabı ben size verdim. Bunu nasıl unutabilirsiniz. Nasıl bu insanları dinleyebilirsiniz. Onların ciplerine, şusuna busuna ikna oluyorsunuz. Artı enerji kaynaklarımız var. Vergiden alacağımız para var. Bütün bunlar bize 7 trilyon 700 milyar gelir getiriyor. Bizim harcamamız çok olsun 2 trilyon civarında. 5 trilyon artımız olacaktı. Biz niçin bunu teptik? Dinlemedik mi yoksa 3 kuruş menfaate geleceğimizi, çoluk çocuğumuzun ve milletin geleceğini, maneviyatını mı heba ettik."
AK Parti, CHP ve MHP'nin vatandaşın sorunlarını çözemeyeceğini savunan Baş, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu partilerin hiçbiri bu işi yapamaz. Ne CHP, ne de MHP bu işi bilir. Bu bizim işimizdir. Bizden başkanının bunu yapması mümkün değil. Ben bunların hepsini tanıyorum. Madem bunların bu kadar kabiliyeti vardı, MHP 2002 yılında iktidarı bırakıp neden kaçtı? Ne yapacak onu söylesin! CHP ne yapacak? İki bayramda emeklilere ikramiye verecekmiş. Yahu sen çocuk şekeri mi dağıtıyorsun. AKP zaten bugüne kadar hiçbir şey yapamamıştır. HDP’ye diyecek bir şeyim yok çünkü ben Allah nasip ederse Güneydoğu’nun meselesini o bölgenin insanlarıyla halledeceğim. Bu polisle, jandarmayla, kurşunla olacak iş değil. Masa başında oturacağız, haklarını vereceğim. Bir bilek bir yürek olacağız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bayrağı altında yaşayacağız. Vatandaşlarım lütfen kendinize gelin. Bu adamlar sizi rüya ile kandırıyorlar. Hayallerle kandırıyorlar. Bir daha bunların peşinden gitmeyelim”