Güncelleme Tarihi:
Malatya, tarihinin en zorlu dönemlerinden birini yaşıyor. Şehirde tam olarak bir bilinmezlik hâkim. Farklı bölgelere kurulan çadır kentler ile depremzedelerin yerleşimine açılan kamu binaları dışında şehir oldukça ıssız. Şehirde depremzedelerin kaldığı binalardan biri de Malatya Kongre ve Kültür Merkezi. Önüne kurulan çadırlar tamamen dolunca, merkezin içine de depremzedeler yerleştirildi.
‘KEŞKE BÖYLE OLMASAYDI’
Tiyatro salonu da depremzedelerin kullanımına açıldı. Sahnesi, kulisleri, makyaj odaları, seyirci koltukları… Her bir köşeye depremzedeler eşyalarını koydu, yataklarını serdi. Eşi ve beş çocuğuyla birlikte sahnenin bir köşesine yerleşen Semra Dutlu’nun, “Deprem bize hayatın en zor rolünü verdi. Bir ailenin her türlü zorlukta var olma çabası… Herkes sahneye çıkmak ister ama keşke bu şekilde olmasaydı. Dileğim bir an önce bu oyunun sona ermesi” sözleriyle boğazımız düğümlendi.
PERDE HENÜZ KAPANMADI
İsmini vermek istemeyen ve oğlu ile makyaj odasında kalan bir depremzede ise, şu sözlerle içinde bulundukları trajik duruma biraz da olsa mizah katmaya çalıştı ve hayatları ne kadar altüst olsa da henüz perdenin kapanmadığını özetledi: “Geçen buraya bir abi geldi. Burada çalışıyormuş oyuncu olarak. Ben de ona ‘Abi bak görüyor musun? Sen bu sahneye çıkmak için yıllarca okuyorsun, biz bir anda buralara çıktık’ dedim.”
KÜLTÜR MERKEZİ EVLERİ OLDU
Kongre ve Kültür Merkezi önüne kurulan çadırların dolu olması üzerine binanın çeşitli yerlerine yerleşen depremzedeler, sahneye serdikleri battaniyeler ve yataklarla hayata tutunmaya çalışıyor.
KİMİ KULİSTE KİMİ SAHNEDE
Depremzedeler nereyi bulduysa oraya yerleşti. Kimi tiyatro sahnesine kimi kulise kimi de makyaj odasına...
ÇOCUKLAR GÜLSÜN YETER...
Çocukların deprem travmasını atlatabilmesi için çadır kentlerde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Psikososyal Destek Merkezleri kuruldu. Burada çocuklar, çeşitli şehirlerden gelen rehber öğretmenler eşliğinde boyama ve çizim faaliyetleri yapıyor, oyunlarla eğlenceli vakit geçiriyor.
Malatya’daki çadır kentlerde hayatın normale dönebilmesi için güvenlik güçleri, STK’lar, gönüllüler, belediye çalışanları, yani kısaca herkes el ele vermiş vaziyette. Gıda, ısınma, giyecek ve tuvalet gibi temel yaşam ihtiyaçları ile ilgili olarak eksikler gideriliyor. Çadırlara kurulan sobaların bacaları tütüyor, etrafta çocuklar koşturuyor. Günün hemen her saati sıcak yemek ve içecek bulabilmek mümkün. Bazı çay ve kahve markaları da mobil araçlarla depremzedelere hizmet ediyor.
Çadır kentlerdeki tek sorun olarak şu an etraftaki çöp yığınları dikkat çekiyor. Gelen kıyafet yardımlarının etrafa öylece saçılmasından ya da depremzedelerin kullanımıyla alakalı sebeplerden dolayı her yerde çöplerin biriktiği görülüyor. Ayrıca sobalardan tüten yoğun duman da bazı yerlerde nefes almayı dahi güçleştiriyor. Lüks rezidansların ve konutların yanı başındaki boş alanlara kurulan çadır kentler, bu görüntüleriyle büyük bir tezat oluşturuyor.