OluÅŸturulma Tarihi: Mart 29, 2003 00:00
Kıyafetleri, güzelliği, resimleri, kocası, sevgilileri ve dostlarıyla Frida Kahlo, daha yaşarken üne kavuşmuştu. Ancak cazibesi komünistlerin, sürrealist sanatçıların, Amerikan sosyetesinin ve Fransız modacıların çevresiyle sınırlıydı. Bir efsane halini alması 1980'leri buldu. Bu tarihlerde hakkında arka arkaya biyografiler yazıldı. Feministler onu ilahelerinden biri kabul ettiler. Günlükleri tekrar tekrar basıldı. Meksika'daki evi Casa Azul (Mavi Ev) turistlerin mutlaka görmesi gereken müzelerden biri haline geldi. En ünlü tabloları kahve fincanlarını ve tişörtleri süslemeye başladı. Hayatından romanlar yazıldı, nihayet filmi de çekildi. ‘‘Kahloizm’’ denilen bir dine de ilham kaynağı olduğunu söylersek, Frida efsanesinin günümüzde ulaştığı zirveyi özetlemiş oluruz.Magdalena Carmen Frida Kahloy Calderon, 6 Temmuz 1907'de Meksika'nın başkenti Mexico'da bugün müze olan ve Mavi Ev olarak bilinen bir evde dünyaya geldi. Babası Almanya'dan Meksika'ya göç etmiş bir Macar Yahudisi, annesi ise damarlarında yerli kanı da dolaşan bir Meksikalı'ydı.Onun doğduğu yıl Meksika'da Pancho Villa ve Emiliano Zapata isyanları başladı. Ayaklanmalar 10 yıl sürdü. Sonunda halk öldürülen Zapata'nın aslında ‘‘beyaz atının üzerinde uçarak Arabistan'da yaşamaya gittiğine’’ samimiyetle inandı. O sıralar Batı dünyasının dikkati Rus devriminin üzerindeydi, ama aslında Meksika da, etkisi yakın zamana kadar ülkede hissedilen bir başka devrim yaşıyordu. Bu ortam Frida'yı da etkileyecekti.OTOBÜS KAZASI6 yaşındayken tanıştığı çocuk felcini atlattı ama, sağ bacağı sonsuza kadar sol bacağından daha ince olacaktı. Ama Frida'nın hayatını değiştiren asıl büyük olay, 18 yaşındayken, 17 Eylül 1925'te oldu. İlk sevgilisi Alejandro'yla bir otobüse bindi. Otobüs de, yandan yaklaşan tramvay da yavaş gidiyordu. Ama ikisi de duramadı. Tramvay otobüse tam ortasından çarptı ve yavaş yavaş sürüklemeye başladı. Otobüs birdenbire parçalar halinde havaya uçtu ve yolcular camlardan fırladılar. Frida otobüsün sahanlığından kalan parçanın üzerinde yatıyordu. Çıplaktı, pırıltılı kostümü yüzünden üzeri yıldızla ve kanla kaplıydı. Bir ray parçası vücuduna saplanmıştı. Sonra şöyle yazdı Frida:‘‘İnsanın çarpışmanın farkına vardığı, ağladığı filan doğru değil. Gözümden tek damla yaş akmadı ve demir çubuk, kılıcın boğayı delmesi gibi beni deldi geçti.’’Sonuç: Kırık bir omurga, kalça kemiğinde üç, sağ ayakta onbir kırık, sol dirsekte çıkık, sol kalçadan giren ve cinsel organdan çıkan bir demir çubuğun yol açtığı derin yara, peritonit, sistit...FİLLE GÜVERCİN EVLENİYORFrida'nın yaşaması bir mucizeydi. Aylarca yataktan kalkamadı. Vücudu çelik korselere hapsedildi. Annesi, babası, kızkardeşleri çevresine toplandılar. Oyalansın diye yatağının tavanına bir ayna koydular. Artık ona bakıyordu. Yanında da babasının hediyesi boya tüpleri vardı. Böylece Frida, kendi yüzüne bakarak, desenler yaparak, bozarak, deneyerek ressam oldu, daha doğrusu kendi kendisinin ressamı oldu. ‘‘Hep kendi portremi çiziyorum, çünkü çoğu zaman o kadar yalnızım ki, en iyi kendimi tanıyorum.’’ Frida sadece iyileşmekle kalmadı, yatağından da kalkabildi. Sakatlığını gizleyen uzun elbiseleri, pantolonları, küpeleri, yüzükleriyle hayatı sonuna kadar yaşamak istiyordu. Meksika'nın sanat camiasına girdi ve ünlü duvar ressamı ve komünist Diego Rivera'yla tanıştı. 21 Ağustos 1929'da evlendiler. Herkes ‘‘Bir fille bir güvercin evlendi’’ diyordu, çünkü Rivera iri yarı, şişman bir adam, Frida ise kısa, ince, ufak tefek bir kadındı. İlginç bir çifttiler. Birbirlerine deli gibi aşıktılar, birbirlerini bol bol aldatıyorlardı, birbirlerinden nefret ediyorlardı. Hatta 1939'da boşanıp, 1940'ta yeniden evlendiler. Ama hiç kopamadılar. Çektiği bütün fiziki acılara, hiçbir zaman bir çocuk doğuramamasına rağmen, Frida hayat dolu bir kadındı. Çılgın partiler verir, bol bol tekila içer, şarkılar söyler, açık saçık fıkralar anlatarak herkesi güldürürdü. Güzelliğiyle ve folklorik elbiseleriyle New York'ta, Paris'te dolaşırken
trafik onu şaşkın şaşkın seyreden insanlar yüzünden dururdu. Bütün erkekler ve bütün kadınlar ona hayrandı. Ama kocası onu önüne gelenle aldatıyordu, hatta bu kadınlar arasında, Frida'nın en çok sevdiği, 11 ay küçük kardeşi Cristina da vardı. Frida da kendi hayatını yaşamaya başladı. Hiçbirini Diego Rivera kadar sevmedi, ama fotoğrafçı Nickolas Muray, Isamu Noguchi,
film yıldızları Maria Felix ve Dolores del Rio, Georgia O'Keeffe, Emily Lou Packard gibi her iki cinsten birçok sevgilisi oldu.TROÇKÄ°'YÄ° KÄ°M ÖLDÃœRDÃœSevgilileri arasında en ünlüsü hiç şüphesiz, Sovyetler BirliÄŸi'nde iktidarı Stalin'e bırakıp kaçmak zorunda kalan BolÅŸevik liderlerin Lenin'den sonra en ünlüsü Lev Troçki'ydi. Troçki ve karısı Natalya, sürgünlerinin son durağı olarak Meksika'ya gelmiÅŸlerdi. KomÅŸu oldukları Rivera çiftiyle yakın bir dostluk kurdular. Frida ile Troçki arasındaki iliÅŸki, bir süre sonra dostluk sınırlarını aÅŸtı. Bu fazla uzun sürmedi, Frida, otoportrelerinden birini Troçki'ye armaÄŸan etti ve herkes kendi eÅŸine döndü. Ama iÅŸ bununla bitmedi. Bir süre sonra Diego Rivera, siyasi nedenlerle Troçki ile iliÅŸkilerini kesti. Troçki, Stalin'in yön verdiÄŸi Komünist Enternasyonal'in (Komintern) bütün dünyadaki komünistlere yaptığı baskı sonucu yapayalnız kalmıştı. Nihayet 21 AÄŸustos 1940'ta Ramon Mercader adında biri, Troçki'yi evinde öldürdü. Mercader, Diego-Frida çiftinin evine sık sık girip çıkan bir Meksikalı komünistti. Polisler Mavi Ev'i bastılar, Frida ile kızkardeÅŸi Cristina'yı bir günlüğüne gözaltına aldılar. Diego Rivera ise bir süre önce Troçki'ye yapılan baÅŸarısız bir suikastta parmağı olduÄŸu şüphesi yüzünden ABD'ye kaçmıştı zaten.Yıllar sonra, Diego ve Frida ‘‘Troçki'yi Meksika'ya sonradan öldürmek üzere özellikle davet ettik’’ diye espri yapacaklardı. Ne kadar ciddi olduklarını anlamak mümkün deÄŸildi, çünkü ikisi de insanları ÅŸoke eden ÅŸakalar yapmaktan hoÅŸlanırlardı.UMARIM GERÄ° DÖNMEMRessam Frida ölümüne yakın Mexico'da tek kiÅŸisel sergisini açtı. SaÄŸlığı o kadar kötüydü ki, doktorlar açılışa katılmamasını tembihlediler. Davetliler galeriyi doldurduktan bir süre sonra sirenler çaldı. Bir ambulans kapıya yaklaÅŸtı. Frida Kahlo bir hastane yatağının üzerinde galeriye girdi. Yatak galerinin ortasına yerleÅŸtirildi. Frida yattığı yerden insanlarla ÅŸakalaÅŸarak, ÅŸarkı söyleyerek, içki içerek herkesi etrafına topladı.Bu onun son parlayışıydı. Aynı yıl saÄŸ bacağı dizinden kesildi. 13 Temmuz 1954'te öldü. Ä°ntihar söylentisi etrafa yayıldı. Günlüğüne yazdığı son cümle şöyleydi:‘‘Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceÄŸimi umarım.’’TÃœRKÄ°YE'DE FRIDA RÃœZGARI1980'lerde Frida Kahlo rüzgarı, Türkiye'ye hemen ulaÅŸtı. Rauda Jamis'in biyografisi 1985'te Türkçe'de yayımlandı. 2002'den itibaren arka arkaya birçok Frida kitabı çıktı. AÅŸk ve Acı: Frida Kahlo (Rauda Jamis, Everest), Frida (Hayden Herrera, Bilgi), Frida (Barbara Mujica'nın romanı, OÄŸlak) ve Mavi Evdekiler: Frida, Troçki ve Stalin'in Romanı (Meaghan Delahunt, OÄŸlak). AteÅŸ Tiyatrosu tarafından sahnelenen ve Jülide Kural'ın oynadığı telif bir ‘‘Frida’’ piyesinin de 4 ve 5 Nisan 20.00'de Ä°stanbul Etfal Hastanesi Tiyatro Salonu'nda oynanacağını ekleyelim.KAÅžLARIN VE BIYIKLARIN SIRRIFrida kalın, siyah kaÅŸlarını otoportrelerinde birbirine bitiÅŸtirirdi. Herkesi ÅŸaşırtan bıyıkları ise, Meksikalılar için anlamlıydı. 19. yüzyılda Meksika burjuvaları, karılarının bıyıklarıyla övünürdü. Bu, onların köse olan yerli ırkından deÄŸil, Ä°spanyol olduÄŸunu gösteriyordu çünkü.KIRIK SÃœTUNFrida, ikide bir hastaneye yatarak, acılarını alkolle boÄŸmaya çalışarak yaÅŸadı. GeçirdiÄŸi ameliyat sayısı 30'u aÅŸmıştı ve ‘‘dünya ameliyat rekoru bende’’ diyerek gülerdi. 1944'te yaptığı Kırık Omurga (ya da Kırık Sütun) tablosunda vücudundaki acı noktalarını iÄŸnelerle anlatıyordu. Bel kemiÄŸi yerine de kırık bir Yunan sütunu çizmiÅŸti (yanda).ÜÇ YILDIZ FRIDA ROLÃœ İÇİN KAPIÅžTIÅžu anda sinemalardaki ‘‘Frida’’ filmi, sanat tarihçisi Hayden Herrera'nın biyografisi (1983) temel alınarak yapıldı. Frida hakkında daha önce pekçok film yapılmıştı. Ama bunların çoÄŸu belgeseldi. Son yıllarda ortalıkta 12 ayrı Frida senaryosu dolaÅŸmaktaydı. Kahlo tablolarının en büyük koleksiyoncularından Madonna, Frida'yı canlandırmak istiyordu. Bir baÅŸka istekli de Jennifer Lopez'di. Sonunda rolü Meksikalı yıldız Salma Hayek kaptı. Filmde Diego Rivera'yı Alfred Molina, Troçki'yi Oscar ödüllü Avustralyalı Geoffrey Rush (saÄŸda) canlandırıyor.1939'DA VOGUE'A KAPAK OLDUFrida ve Diego komünisttiler, ama Amerika ve Fransa'da jet sosyetenin yıldızları olmayı da baÅŸardılar. Frida 1939'da Paris'e gitti, Meksika'ya özgü, Aztek-Ä°spanyol kökenli Tehuana kıyafetleriyle moda çevrelerini etkiledi. O yıl ünlü modacı Elsa Schiaparelli ‘‘Madame Rivera’’ elbisesini yarattı. Frida'nın gümüş yüzüklerle dolu eli Vogue Dergisi'ne kapak oldu.KAHLO RESÄ°M PÄ°YASASINI MADONNA YÃœKSELTTİ‘‘Bir sürrealist olduÄŸumu, Andre Breton'la tanıştıktan sonra öğrendim’’ diye dalga geçmiÅŸti Frida. Resimlerinin ilk talibi, Amerikalı film yıldızı Edward G. Robinson oldu. Dört resim için 800 dolar ödemiÅŸti. 1980'lerde Madonna ‘‘DoÄŸumum’’ tablosunu alarak Kahlo tablolarına yeni bir piyasa açtı. 1995'te Sotheby's'de ‘‘Maymunlu Ve PapaÄŸanlı Otoportre’’ 3.2 milyon dolara satıldı. Bu Kahlo tabloları için bir rekordu. Â
button