Güncelleme Tarihi:
Yığılca ilçesinin Yaylıtepe köyünde yaşayan Dikmen, 6 yaşında kusma ve bayılma şikayetiyle ailesi tarafından hastaneye götürüldü. Şeker seviyesi 600 mg/dl'nin üzerinde ölçülen Dikmen'in tıp dilinde “Tip 1 Diyabet” denilen hastalığa yakalandığı belirlendi.
Hastalığı nedeniyle okula gidemeyen Dikmen, çocukluğunun büyük bölümünü Düzce Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. İlknur Arslanoğlu'nun kontrolünde geçirdi.
Dökülen dişleri yüzünden küçük yaşta hayata küsen Dikmen, Doç. Dr. Arslanoğlu ile İstanbul'daki bir klinikte görev yapan Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Nihat Tanfer'in sosyal sorumluluk projesi kapsamında gerçekleştirdiği ameliyatla sağlığına kavuştu ve yeniden rahatça gülümsemeye başladı.
Doç. Dr. Arslanoğlu, yaptığı açıklamada, Dikmen'in 18 yaşında bir genç kız olduğunu, 8 yıldır hastalıkla mücadele ettiğini söyledi.
Emine Dikmen'in küçük yaşlarda diyabeti ve doktor kontrolünü ihmal ettiğine, bu nedenle hastalığının ilerlediğine işaret eden Arslanoğlu, “Diyabet hiçbir zaman kendini unutturan bir hastalık değildir. Dört yıl önce Emine'yle tanıştık. Dört yıl önceki dönemde diyabet kötü gittiği halde vücuduna hiçbir zarar vermemişti ama iki yıllık kopukluk sürecinden sonra tekrar kendisine ulaştığımızda böbreklerinin hasar gördüğünü fark ettik. Önce tedaviye başladık fakat o ara yine Emine'nin diyabeti nedeniyle diş etinde, çene kemiğinde ve dişlerinde oluşan bozuklukların beslenmesini ve hareketlerini zorlaştırdığını gördük” dedi.
Bunun üzerine çalışma başlattıklarını ancak hem ailenin maddi imkansızlığı hem de Düzce'deki imkanların kısıtlı olmasından dolayı arayışa girdiklerini ifade eden Arslanoğlu, “Buradaki bir diş hekimimizle görüşürken İstanbul'da Emine'nin zorlu ameliyatının üstesinden gelebilecek bir klinik olduğunu öğrendik. Burada görev yapan Dr.Nihat Tanfer hocamızla ailenin durumunu görüştük ve kendisi bize bunu sorun etmeden ekibiyle birlikte her zaman yardıma hazır olduğunu söyledi” diye konuştu.
Arslanoğlu, Çocuk Endokrinoloji Bölümünde 5 yıldır diyabet hastalarının tedavisi ve sosyal sorunlarıyla ilgilendiklerini belirterek, çalışmaları daha hızlı yürütebilmek amacıyla 2 yıl önce Düzce Çocuk ve Genç Diyabetliler Derneğini kurduklarını ifade etti.
Üniversitelerin her türlü olanağı sağlamasına, Sosyal Güvenlik Kurumunun her türlü temel malzemeyi temin etmesine rağmen diyabetle mücadelede yetersiz kalındığına dikkati çeken Arslanoğlu, diyabetin birçok yönden desteklenerek aşılabileceğini söyledi.
“Tanfer hocanın kliniği ile derneğimizin iş birliği sonucu yapılan ameliyatla Emine bir mucizeyle çok güzel gülümseyen, kendine güvenen bir genç kız oldu” diyen Arslanoğlu, “Emine'nin bundan sonra kendi diyabetine iyi bakması ve böbrek sorunlarını halletmesi gerekiyor. Diş bozuklukları diğer çocuklara oranla diyabetli çocuklarda daha sıklıkla görülüyor. Bu nedenle hiçbir şekilde tedavinin geciktirilmemesi gerekiyor” diye konuştu.
AĞIZ SAĞLIĞINDAKİ SORUNLAR İLERİDE FARKLI BOYUTLARDA ORTAYA ÇIKIYOR
Tanfer, Emine'nin öncelikle eksik olan dişlerinin tamamlanması için dişlerinin çekildiğini belirterek, aynı gün implantların takılmasıyla Emine'nin sağlıklı bir gülümsemeye kavuştuğunu söyledi.
Diyabet hastalarının ağız sağlığına önem vermesi gerektiğini belirten Tanfer, “Çünkü ağız sağlığında yaşanan sorunlar ileride farklı boyutlarda ortaya çıkabiliyor. Bu sebeple, diyabet hastası olanların ağız sağlıklarına ağırlıklı olarak önem vermeleri ve sıkı kontrol yaptırmaları gerekiyor. Hekimlerin de endokrinologlarla beraber hareket ederek sorunları hızla çözüme kavuşturmaları gerekiyor. Hastalarımız ağız sağlığı için en ufak bir sorunda bile hekime başvurmalı” diye konuştu.
Ameliyat sonrası dişlerine kavuşan Dikmen ise şeker düzeyinin yüksek olmasından dolayı hiçbir doktorun ameliyat riskine girmediğini, bu nedenle dişlerinden dolayı çok sıkıntı çektiğini ifade etti.
Diş tedavisi için kontrole gidip geldiğini belirten Dikmen, “Kontroller sırasında dişlerim çok fazla sallanıyordu. İlknur ablam bunun üzerine iyi gidiş olmadığını fark etti. Düzce'deki bir hocamız Nihat hocamızı tanıyormuş. Beni ona gönderdiler. Nihat hocam sağ olsun benimle çok ilgilendi. Gülemiyordum. Sürekli ellerim ağzımda konuşuyordum. İçine kapanık biriydim. Ağzımı açmamaya çalışıyordum. Ama şimdi daha güzel bir şekilde gülüyorum ve çok mutluyum. Çoğu hocamızın yapamadığını Nihat hocam yaptı. Kendisine ve DÜ'deki hocalarıma yardımlarından ötürü çok teşekkür ederim” dedi.