Güncelleme Tarihi:
Pembe Mavi Anaokulu Sahibi Dilek Tuncay Toros ve Pedagog İbrahim Töre, miniklerin okul öncesi eğitim serüvenini değerlendirdi.
Çocuğunuz, ilk olarak, okula başlamadan bir kaç ay ya da bir kaç hafta öncesindn başlayan bir hazırlık olmasığına dikkat çekmek gerekir. Okula hazırlık, çocuğun okul eşyalarını temin etmekten, onun için iyi bir okul seçmekten çok daha geniş ve derin anlamlar ifade eder. Anaokuluna başlayan çocuğunuz, merkez olduğu ve tüm ilginin üzerinde olduğu bir ortamdan uzaklaşıp ilgiyi, sevgiyi paylaştığı, bir düzen içinde ve grup halinde hareket ettiği, beklemeyi, sabretmeyi öğrendiği, tüm ihtiyaçlarını karşılaması için desteklendiği bir ortama adım atıyor.
Çocuğunuzun hayatıdaki bu köklü değişiklik farkı davranışlarında alt yapısını hazırlıyor. Bu geçiş dönemini sağlıklı atlatabilmesi için ailenin okulla karşılıklı daha yogun bir ilişki kurmasını zorunlu kılıyor.
ANAOKULU ÇOCUĞUNUZA NE KAZANDIRIR?
Anaokulu, çocuğa bilgi aktarmaktan çok, çocuğun içinde var olan yeteneklerin ortaya çıkartılıp serpilip gelişmesine yardımcı olur. Çocuk, anaokulunda doğasına uygun olarak yapılandırılmış bir ortamda oyun oynar, yaşıtlarıyla iletişim kurarak paylaşma ve işbirliği duygularını geliştirir. Ayrıca, kendi haklarını korurken, başkalarının özgürlüğünü de zedelememeyi öğrenir.Öteki ile sınırlarını ayırt eden çocuk, böylece kendi kişilik çizgilerini bulur ve benlik algısı gelişimine bağlı olarak, kendine yönelik olumlu tutumlar geliştirir.
‘Çocuk merkezli sınıf’ ortamlarında, faaliyet alanı olarak kitaplık köşesini, legolar, mıknatıslı oyuncaklar, tren rayları vb köşesini seçme hakkına sahip olan çocuklarımız;
-Kendi zaman ve enerjisini gerektiği gibi kullanarak, neyi nasıl yapacağına ilişkin tercihler yapma ve karar alma fırsatı bulur.
-Kendi seçtikleri amaçları ve görevleri özgür bir biçimde ve sorumlulukla tanımlama ve yeteneklerini geliştirme fırsatı bulur.
-Arkadaşlar ve yetişkinlerle ortak planlamalar yapma ve ortak kararlar alma, paylaşma ve işbirliği yapma, düşüncelerini dile getirme ve başkalarına iletme fırsatları elde eder.
Çocuklar, sosyal yaşamımızı düzenleyen kurallara uyma alışkanlıklarını burada kazanacak.Kuralları öğrenme ile birlikte düzenli olma, belli bir saatte yatıp belli saatte kalkma, belli saatlerde yemek yeme vb. alışkanlığı kazanır.
Dünyasına yeni katılan öğretmenleri ve arkadaşları, hayatının önemli varlıkları olacak.
Yaşayarak, deneyerek öğrenme fırsatı elde edecek. Sürekli ilişkiler kurup, ilişkilerini yürütmeyi öğrenecek.Problem çözecek, yaratıcılığını geliştirecek.Kendi yeteneklerini fark edecek, kendisini tanımaya başlayacak ve özgüveni gelişecek.Çocuğunuz yaşıtlarıyla ilişkiye girerek birlikte yaşamayı, yemek yemeyi, uyumayı ve oynamayı öğrenecek.Böylece başkalarının özgürlüğünden haberdar olacak.’Ben’ ve ‘başkası’ kavramlarının bilincine vararak yardımlaşma ve işbirliği duygusunu geliştirir.
ÇOCUĞUNUZ OKULA BAŞLARKEN NELER YAPABİLİRSİNİZ?
Anneye fazla bağımlı olan ve evde kural öğretilmemiş, sorumluluk verilmemiş olan çocuklar için anne-babalar daha fazla kaygı duymaktadırlar. Çünkü genellikle bu çocuklar daha fazla uyum problemi yaşamaktadırlar. Öncesinde kural ve sınır öğretilen, sabretmeyi ve beklemeyi öğrenen ve anne ile bağımlılık ilişkisi yerine bağımsızlık özelliğini kazanan bir çocuk yuvaya başlamak konusunda pek bir sorun yaşamayacaktır.Yeni başladığı dönemde çocuğunuza fazla soru sormak, yuvayı fazla övmek, ne yediğiyle fazla ilgilenmek çocuğunuzun uyumunu bozabilmektedir.Çocuğunuz ile ilgili bilgileri çocuğunuz yanınızda değilken yuva yetkilisinden almalısınız.Çocuğunuzu sorularla bunaltmak yerine kendi anlattığı bir şey olursa onu dinleyip, ne kadar takdir ettiğinizi ve okula başladığı için onunla ne kadar gurur duyduğunuzu belirtebiliriniz.
Çocuklarımızın yeni ortamlara uyum yeteneği çok yüksektir.Ancak onların bu uyum yeteneklerinin sizler tarafından desteklenmesi gerekir. Çocuğunuzun önemli bir adım atmakta olduğun kabul etmeniz ve onu desteklemeniz önemli olmakla birlikte, farkında olarak veya olmayarak, bu değişiklik konusunun üzerinde çok fazla durmanız, yaşayacağı değişikliği çok fazla vurgulamanız çocuğunuzun kaygısını arttırabilir. Çocuğun anaokuluna rahat bir şekilde uyum sağlaması ve burada mutlu olması için öncelikle siz anne-babaların bu konuda kararlı, rahat ve emin davranması çok önemlidir. Çocuğu anaokuluna gönderme kararı konusunda ne kadar sakin ve emin davranırsanız, çocuğunuz da kendini o kadar güvende hissedecektir.Sizlerin en ufak bir güvensizlik ya da tereddüt göstermesi ise çocuğunuzun güvensizlik hissine ve kaygısını şiddetlendirebilir.
Her şeyden önce kararlı bir tutum içinde olmanız çocuğunuzun okula uyumu konusuna önemli bir etkendir. Çocuğun anaokulunu reddetmesi haline, anne-baba, büyüanne ve büyükbbaba herhangibirinin çocuktan yana tutumu ona güç verir ve tepkisi büyür.Okula gidişinin tüm aile üyelerince desteklenmesi beklenir. Bu amaçla aile bireyleri, çocuğun kuruma gitmesi konusunda görüş birliği içinde olmalıdır.Çocuk servise ya da anaokuluna, bağımlı olmadığı ebeveyni tarafından götürülmeli, okula gitme konusunda hiç bir şekilde ödün verilmemelidir.
Bu açıklamalar kapsamında, anne-babanın çocuğun anaokuluna başlamasıyla birlikte yapması gerekenler aşağıdaki şekilde özetlenebilir.
*Başlayacağı anaokulunu tanıtın.
*Anaokulu için alışveriş günü düzenleyin.O gün sadece anaokulu için alışveriş yapın.
*Okula başlayacağı gün evden oyuncağı, kitabını veya kendisi için önemli olan eşyasını almasına izin verin.
*Anaokuluna giderken yolda şarkı söyleyin.Okulda neler yapacağını konuşun.Siz evde veya işte neler yapacağınızı konuşun.
*Çocuğunuz servisle alınacak ise ‘güle güle’ demekten kaçının.Bunun yerine ‘sonra görüşürüz’ kelimelerini terih edin.
*Anaokuluna siz götürüyorsanız, ayrılışınızı uzatmayın.
*Çocuğunuza başardığı olayları hatırlatın.Kendini Güvenini sağlayın.
*Eğer çocuğunuz o gün anaokuluna gitmediyse, gitmediği günü kutlarcasına geçirmeyin. Eğlenceli bir ortam yaratmayın.
*Kendiniz rahat ve huzurlu olun.Asla endişe ve kaygı taşımayın ki, çocuğunuzda siz rahat ve huzurlu olduğunda kendini güvende hissedecektir.
*Yaşadığı stresle alay etmeyin, ağlamasını eleştirmeyin, ‘ağlaman için bir neden yok’ diye hissettiği duyguları eleştirmeyin.
Çocuklar dinamik varlıklardır. Yaşamın en hızlı gelişimi ve değişimi erken çocukluk yılları yada okul öncsi dediğimiz yıllarda yaşanır. Çocukların bu dinamikliğe uyum sağlaması, onun temel yaşamsal beceleriyle yakından ilişkilidir.Sağlam duygusal temeller üzerine kurulan kişilikteki çocuklar, yaşamın bu yeni deneyimiyle baş etmeye hazırlanmış demektir.