Hayat veren çiçekler

Güncelleme Tarihi:

Hayat veren çiçekler
Oluşturulma Tarihi: Şubat 21, 1999 00:00

Haberin Devamı

İngiliz şarkıcı Elton John'un çiçek ve bahçe tutkusu yakında kitap oluyor. Büyükannesi Ivy ve onun kocasından aldığı çiçek sevgisiyle kendini yeniden bulduğunu söyleyen John'un evleri çiçek müzesini andırıyor. Beş bahçıvan ve çiçeklerden sorumlu iki kişi, birbirinden güzel buketler tasarlıyor her gün.

‘‘Lütfen içeri buyrun, rahat davranın, evin sahibi turnede, ama çiçekleri diğer arkadaşlarını karşıladıkları gibi sizi de içtenlikle karşılayacak. Layd Di, Gianni Versace, George Michael, Liz Taylor, Sting gibi sizi mutlu edecek.’’

İngiliz pop yıldızı Elton John'un sahip olduğu dört evinden en sevdiği ikisi, içinde yaşadığı Woodside ve Queensdale. Biri kırda, diğeri ise şehirde.

Elton John evinin gezilmesine izin veriyor. Bunu da gezenler eski tablolar ve mobilya koleksiyonlarını görüp kıskançlık krizine girsin diye yapmıyor, çiçeklerini göstermek istiyor. Evlerin içindeki sayısız elbise, ceket, rengarenk gözlükler bile çiçeklerin göze çarpmasına engel olamıyor.

Hergün beş bahçıvan gülleri, kuzgun kılıçlarını, karanfilleri, şakayıkları, yıldız çiçeklerini kesiyor. Bahçeden sorumlu Julia ve Susie ise bu çiçeklerden birbirinden güzel kompozisyonlar oluşturuyor.

Elton John sahip olduğu bu güzellikleri sevenleriyle paylaşmaya karar verdi ve Caroline Cass adlı gazetecinin bahçe ve çiçek üzerine olan bu tutkusunu anlatacak bir kitap yazılması önerisini kabul etti. Elton John hayranları, kitaptaki çiçekler ve röportajlar sayesinde ünlü yıldızın hayatına bir adım daha yaklaşmış olacaklar.

John'un çiçek tutkusu 90'lı yıllarda alkol ve kokain bağımlılığından arınmaya çalışırken ortaya çıkmış:

‘‘O zaman çiçeklerin farkına vardım. Gözlerimi arındırmadan önce çiçeklerin güzelliğinin farkında değildim. Evet görüşüm o kadar karışıktı. Daha önce hiç bahçemi gezmemiştim. Şimdi ise bunu yapmayı seviyorum. Sabahın yedisinde kalkıp güneşin doğuşunu seyretmeyi seviyorum. Eskiden ışık içeri girmesin diye perdeleri kapatırdım. Son yedi yıldır hayatımı çiçeklerle geçiriyorum. Bu ev, bu bahçe, kendimi yeniden bulmamı sağlıyor.’’

Yıldızın sözünü ettiği, 1975'de aldığı Woodside, Eski Windsor'daki kır evi. Bu küçük şatonun içinde şarkıcının en sevdiği yer Orangery. 1800'lere ait bina, çiçek sevgisini aldığı büyükkannesi Ivy'nin de en sevdiği yermiş. Elton John'un bahçesinde en değer verdikleri yıldız çiçekleri ve güller.

‘‘Büyükbabam ben beş yaşındayken öldü ve büyükannem daha sonra adı Horace olan biriyle evlendi. Botaniği bu kadar seven başka birini görmedim. İkisinin de üzerimdeki etkilerini küçümseyemem. Ben yaşlıları seviyorum. Sadece onlar ve çocuklar düşündüklerini söylüyor, yalana başvurmuyorlar. Kendimde de bunu farkediyorum. Büyükannem son 15 yılını bahçeyle uğraşarak geçirdi. Ölene kadar krizantemler, güller, yıldız çiçekleriyle uğraştı. Ben de, turnede bile olsam her hafta ona çiçek gönderdim. İnsanlara çiçek göndermek ve onlardan çiçek almak en büyük zevkim. Her zaman gül ya da beyaz orkide gönderirdim. Uzun süre dayandığı için orkide, hemen hemen herkes tarafından sevildiği için de gül. Yakın arkadaşlarım bunu bilirler.’’

Hayranlarının çoğu ise şarkıcının bu tutkusunu bilmiyor. Elton John bu konuda biraz sitem ediyor: ‘‘Çok az da olsa konserlerimde hediye alıyorum. Aslında sadece Rusya ve Amerika'da sahneye güller atıyorlar.’’

John, Woodside'daki bahçenin bugünkü halini alması için dört yıl beklemiş. Bu arada da arkadaşı Gianni Versace'nin önerisini dinlemiş. ‘‘Bana gerçek bir İtalyan bahçesi kurmamı önerdi. Pavyonlar ve heykellerle gerçek bir bahçe. Ben de bunu gerçekleştirmek için Sir Roy Strong'dan yardım aldım.’’

İtalyan bahçesi kısa zamanda oluşturulmuş. Şimdi şarkıcının en sevdiği yerlerden birisi İtalyan bahçesi.

‘‘Bahçemde herşey düzenli ve planlanmış gibi büyüyor, bu şaşkınlık verici bir olay. Yetiştirdiğimiz bir kabak İngiltere Bahçecilik Fuarı'nda birincilik kazandı. 76 buçuk kilo geliyordu.’’

Elton John'un Londra'da bulunan diğer evi Queensdale'in de bahçesinin güzelliği dillere destan. ‘‘Queensdale'e ilk geldiğimde ev tamamen ölü durumdaydı. Şans eseri evin salonunun penceresi, evin içinde sayılabilecek bir bahçeye açılıyor ve burada da vazo içinde çiçekler bulunuyordu.’’

Elton John sadece çiçekleri sevmiyor, çiçekler üzerinde sanat eserleri de yaratıyor. Kendini mutlu etmek için de çiçek kompozisyonları yaratıyor. Bunlar birer renk ve şekil armonisi. Zaten yaptığı şarkılarda da çiçeklerin etkisi görülüyor. Bunun en iyi örneğini arkadaşı Prenses Diana'yı uğurlarken piyano başında gözyaşları arasında okuduğu şarkıda gösterdi. Onun en sevdiği çiçekleri, gülleri düşünerek yazdığı ‘‘Goodbye England's Rose’’ (Hoşçakal İngiltere'nin gülü) ile.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!