Güncelleme Tarihi:
Hasan Öztüten yaklaşık on yıldır Yeşilköy sahilinde, kayıkta yaşan bir balıkçı. Sahil hattı boyunca beslediği kedi ve köpeklerle tanınıyor. Yeşilköy sahiline adım atar atmaz birçok kedi ve köpek etrafını sarıyor, sevinçle etrafında ona eşlik ediyor. Öztüten’in iki yıldır sanık koltuğunda mücadele ettiği dava da hayvan dostlarından biriyle ilgili.
Üç yıl önce Öztüten, yaşadığı küçük kayıkhanedeki eski bir sandala yetişkin bir köpeğin zincirlendiğini fark etti. Öztüten’in sokaktaki hayvanlara kol kanat gerdiğini bilen bazı insanlar hayvanlarını kayıkhanenin yakınlarına bırakıyordu. Öztüten, köpeğin adını ‘Nazlı’ koydu. Elinden geldiğince bakmaya başladı.
BİR LODOSTA KURTARMIŞTI
2015’te Şubat ayındaki lodos fırtınasında Öztüten, Nazlı’nın denize düştüğünü fark etti. “Hemen suya girdim, köpeği çıkardım ve birkaç metre ötedeki elektrik direğine bağladım. Sonra kayığı karaya çekebilmek için tekrar suya girdim” diye anlatıyor o anı.
O sırada dalgaların fotoğrafını çekmek için geri geri yürüyen mahalle sakini N.K., bağlı haldeki Nazlı’nın üstüne basınca köpek, N.K.’yı ısırdı. Öztüten o anı şöyle anlatıyor: “Denizden çıktığım sırada, beyefendinin fotoğraf çekmek için arkasını kontrol etmeden gittiğini gördüm. El kol hareketleriyle ve bağırarak köpeği işaret etmeye çalıştım fakat işe yaramadı. Nazlı’nın üstüne basınca refleksle bir anda ısırdı. Canı yandığı için bu tepkiyi verdi.”
BİLİRKİŞİ RAPORU ÇİLEDEN ÇIKARDI
N.K. köpeğin sorumluluğun kendisine ait olduğunu düşündüğü Öztüten’den şikâyetçi oldu. Bağlandığı demir zincirin olması gerektiğinden daha uzun olduğu iddiasında bulundu.
Hakkında taksirle yaralamadan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan Öztüten o günden bu yana hukuk mücadelesi veriyor. Üstelik mahkemenin 6’ncı celsesinde sunulan bilirkişi raporunda Öztüten ‘asli kusurlu’ olarak nitelendirildi. Gerekçe olarak “Öztüten’in köpeğini başkalarının hayatı ve sağlığı bakımından tehlike oluşturmayacak biçimde kontrol altında tutmadığı ve üçüncü kişilere tehlike yaratmama konusunda yeterli dikkat ve özeni göstermediği” ifade edildi. N.K.’nin ise “dikkatsiz ve tedbirsiz” olduğu gerekçesiyle tali kusurlu olduğu belirtildi.
Öztüten’in avukatı Zeynep Güver, hazırlanan bilirkişi raporunun hatalı ve yetersiz olduğunu savunarak, raporun sadece bir veterinerin imzasıyla değil kusur tespitine karar verebilecek yeterlilikte hukukçularla hazırlanması gerektiğini söylüyor. “Bahsi geçen hayvan sokakta yaşayan herhangi bir köpek olsa, N.K. köpek tarafından bir anlık refleks ile ısırılsaydı o zaman sorumlu kim olacaktı, devlet mi” diye soruyor.
SOKAK HAYVANLARI BİZE MUHTAÇ
Öztüten olaya şahit olan hayvanseverler sayesinde hukuk mücadelesini kazanacağını düşünüyor: “Ben ve civardaki hayvanseverler beraberce sokağa terk edilmiş canlara bakıyorduk, onun dışında hiçbir hayvan bana ait değil. Öte yandan olaya şahit olanlar var. Onlar da gerekli ifadeleri verdi. Olayın gerçekleştiği yer yürüyüş yolu bile değil, denizin kenarı. Sokaktaki hayvanlar bize muhtaç, amacım köpeğin boğulmasını engellemekti ve bunu başardım. Nazlı da burada insanların çok sevdiği, sıcakkanlı ve uslu bir hayvandı, barınağa aldılar. Ortada ciddi bir haksızlık var.”