Hudson Nehri'nden kalkan bir devriye botuyla ‘Ground Zero’ya geliyoruz. Artık Hayalet Mahalle'nin içindeyim. İlk görmek istediğim yer ise Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kulelerinin enkazı...
Ağır, çok bileşimli bir koku. Yanık metal, erimiş plastik, zift, uçuk tuz ruhu ve belki de cesetlerden dağılan kokular, birlikte Hudson Nehri'ne dağılıyor.
Bastığım yerde toprak kömür karası, macun gibi yumuşak. Soldan sağa, doğudan batıya göz gezdiriyorum. Demir potrellerle çevrili kimi yatık kimi dikey bina kesitleri. Pencereleri camsız. Havada çapraz vinçler, kaldıraçlar. Tonlarca metal yığınıyla boğuşan itfaiyeciler, polisler, enkaz işçileri, kamuflaj üniforması içinde otomatik silahlı askerler, çelik kümeleri arasında özel eğitimli köpekler
trafik sorunu yaratmadan üstlendikleri görevleri yürütüyorlar.
Manhattan adasının güney ucunda Dünya Ticaret Merkezi'nin kapladığı bu bölge 11 Eylül'den sonra ‘Ground Zero’ diye tanımlanıyor. Yani nükleer bir bombanın çevreyi yerle bir ettiği yer anlamına geliyor. New York Belediyesi'sinin komuta merkezinde sıkı bir kimlik kontrolünden sonra Hudson Nehri'nden kalkan bir devriye botuyla ‘Ground Zero’ya geliyoruz. Artık Hayalet Mahalle'nin içindeyim. İlk görmek istediğim yer ise Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kulelerinin enkazı.
DTM'ye uçakla yapılan hain terör saldırısından bu yana 130 bin ton kadar çelik-beton yığını kaldırılmış. Çevrede 1.5 milyon tona yakın çelik-beton kitlenin temizlenmesinin gelecek yılın sonuna kadar süreceği söyleniyor. Kardeşi
Glen'le birlikte iki haftadır enkaz kaldırılmasında çalışan Bronx'lu Manuel
‘‘İlk günlerde kızgın metal blokları, vinç çengellerine gözyaşı dökerek taşıdık. Ama artık alıştık. Metal blokların altında gördüklerimi anlatsam tüylerin diken diken olur’’ diyor.
Manuel ‘Ground Zero’ya geçen hafta getirilen ‘Canavar’ lakaplı Liebherr vinçiyle çalışıyor. 1000 ton taşıma gücüne sahip vinçin boyu 110 metre. Eskiden çeşitli vesilelerle yanından, çevresinden geçtiğimiz bu yerler, binaları, otelleri, lokantaarı, alışveriş yerleri, caddeleriyle aşina olduğumuz bir bölge. Oysa şimdi her şey enkaz halinde. Tanıdık yapılar yerle bir olmuş.
Manuel'in sözünü ettiği ‘Canavar’ vinç Liebherr yarım daire çizip, DTM'nin az ilerimizdeki bir numaralı kulesinin enkazına iniyor. Bina gövdesinden sökülmüş çelik potreller arkasında lades kemiğini andıran Gotik tarzındaki kemerler yan yana. Enkazdan tek tanıdık görüntü bu. İşçiler metal yığınların üstüne çıkıp Liebherr'in çengelini geçirme uğraşına başlıyorlar.
Hava giderek kararıyor. İşçiler yüzlerine gaz maskelerini geçirmeye başlayınca çevremde ağır kokunun arttığını, gözlerimin yandığını hissediyorum. ‘Ground Zero’ya sırtımı çevirip devriye botunun yanaştığı rıhtıma yöneliyorum. İtfaiyeciler, enkaz işçileri yolun yanında çizmelerini ilaçlı suyla dezenfekte ediyorlar. ‘Yıka’, ‘Çalkala’ yazılı lavabolarda işçiler el ve yüzlerini yıkıyor. Yarı insan boyu duvarlar üstünde minik ayılar, bebekler, çiçekler, iyi niyet mesajları sıralı. Devriye botuyla ‘Komuta Merkezi’ne geliyorum. Bambaşka, yeni bir şehir burası. Birkaç mil güneyimizdeki enkaz bölgesini terkettiğim için mutluyum. Evimin kapısında ayakkabılarımı çıkarıp, çöpe atıyorum. Masum altı bin insana mezar olan toprağa bulaşmış ayakkabılarımı bir daha giymeyi yüreğim kaldırmıyor.
DÜNYA TİCARET MERKEZİ'NDEN ACİL YARDIM MERKEZİ’NELütfen yardım yollayın11 Eylül'de kamikaze saldırılarıyla yerle bir olan 110 katlı Dünya Ticaret Merkezi kulelerinden yüzlerce yardım isteyen çağrı geldiği ortaya çıktı. İlk uçak Kuzey Kulesi'ne çakıldığında yerel saat 8'i 47 dakika 22 saniye geçiyordu. Hemen sonra New York Acil Yardım Merkezi'ne çok sayıda ihbar ve çağrı gelmeye başladı...
08:48:03 Dünya Ticaret Merkezi'nin tepesinde patlama oldu.
08:48:07 Kadın sesi: Binaya bir uçak daldı.
08:50:12 Erkek sesi: DTM'ne uçak çakıldı, galiba yolcu uçağı.
08:52:53 Kadın sesi: Binanın sağ tarafından büyük bir delik açıldı.
08:53:28 Erkek sesi: Binadan biri düştü.
08:56:44 Erkek sesi: 87'inci kat. Yanımda 4 kişi daha var, yangın çıktı.
08:56:57
Kadın sesi: 47'inci kattayım. Bina sallanıyor ve gaz kokusu var.
08:57:02
Konferans için binada bulunan
Christopher Hanley: 106'ıncı katta duman var, insanlar aşağıya inemiyor.
08:57:26
Arkadan çığlıklar sesleri duyuluyor. Duman kapının altından kata yayılıyor. 103'üncü katta mahsur kaldık.
08:57:54 Cantor Fitzgerald Bankası'ndan G
ary Lutnik: 104'üncü katta duman. (654 arkadaşıyla birlikte öldü.)
08:59:17 Kadın sesi: 86'ıncı kat çöküyor!
09:01:53 Kadın sesi: Oğlum ve bir bay, 8617 nolu odada kapalı kaldı.
09:02:10 Kadın sesi: Çatıda insanlar var.
09:03:11 Erkek sesi: Burada mahsur kaldım, nasıl çıkabilirim?
09:04:50 Erkek sesi: 103'ücü kattayım. Buradan çıkamıyorum! Yangın var! İnsanlar fenalaşıyor!
Polis helikopteri bildiriyor: Binadan insanlar düşüyor, çatıya inebilecek durumda değiliz.
09:07:40 103'üncü kattan arayan biri: Yaklaşık 30 kişiyiz, hamile bir kadın da var, katta çok duman var.
İkinci uçak Güney Kulesi'ne çakılıyor.
09:08:15 Kadın sesi: DTM yanıyor, itfaiye bunu hemen söndürsün.
09:09:21 Erkek sesi: İnsanlar açılan delikten boşluğa atlıyor.
09:09:43 Erkek sesi. 104'üncü kattayım, eşim 91'inci kattaki merdivenlerde, onun için endişe duyuyorum.
DTM'nin Kuzey Kulesi yanıyor, insanlar çaresiz pencelerde bekleşiyor. Patlama sesleri duyuluyor, alevler büyüyor. Kimi ölüme atlıyor.
09:15:34
İnsanlar DTM'nin pencerelerinden atlıyor.
09:17:39 Erkek sesi: 105'inci kattayım, merdivenler çöküyor.
09:23:05 Erkek sesi: İkinci Kule'nin 84'üncü katındayım. Nefes alamıyorum.
09:36:33 Kadın sesi: Asansörde kapalı kaldık, öleceğiz burada.
09:39:40 Melisa: Zemin ve kapılar çok kızgın.
09:47:15 Kadın sesi: 2'inci kulenin 105'inci katındayım, kat çöküyor.
09:49:21 Erkek sesi: Çatıda 20 kişiyiz, lütfen yardım yollayın.
10:00:45
Güney Kulesi çöktü.
10:26:34
Kuzey Kulesi yan yatıyor.
10:31:18
Kuzey Kulesi çökmeye başlıyor.
10:32:56
Kuzey Kulesi çöktü.