Hayal ramazan davulcusuymuş

Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada Akif Çalıkoğlu, Mithat Alkan, Özcan Koyun ve Yasin Hayal'in babası Bahattin Hayal tanık olarak dinlendi. Akif Çalıkoğlu, Agos gazetesinin alt katındaki büfede çalıştığını belirterek, "Ben içeride çalışıyordum. 3 el silah sesi duydum. Dışarı çıktığımızda yanımızdan birinin geçtiğini gördük. Beyaz bereli ve alt üst bluejeanli. Sonra Hrant Dink'in başına gittik. Vururken görmedim. Yüzünü net olarak görmedik. Elindeki silahı arkasından gördüm" dedi. Müdahil avukatlarından Arzu Becerik'in "Silahı tarif edebilir misiniz?" sorusuna Çalıkoğlu, "Sağ elinde metal parlaklığındaydı. Tam renk olarak metal rengiydi" diye cevap verdi.

Hrant Dink'in yaşadığı evde kapıcılık yapan Mithat Alkan ise, "Hrant Dink öldürülmeden 3-4 ay önce 3,5 - 4 sıralarında yüzleri maskeli iki kişi geldi. Zile bastılar. Kim o deyince polis dedi. Kimlik sorunca 'Göstermesem ne olur?' diyerek silahını gösterdi. Korkudan maskeyi neden takıyorsun demedim. Biri dış kapıda durdu. Biri benimle konuştu. Hrant Dink'in kaç çocuğu olduğunu, ailesinin nerede olduğunu, ne zaman geleceğini sordu. Kendisine iyi baksın, biz yine geleceğiz dediler.Ben bir hafta kimseye söyleyemedim. Bir hafta sonra gidip yöneticiye söyledim. Bir daha da gelen olmadı" diye konuştu. Müdahil avukatı Bahri Belen'in "Konuşmasında dikkatini çeken bir şive var mıydı?" sorusunu Alkan, "Doğu şivesini andırıyordu" diye cevapladı.

Hrant Dink'in öldürülmeden önce gittiği Akbank'ta bulunan Özcan Koyun ise ifadesinde, "Ben bankaya para çekmek için gittim. Sonra dükkana gidince bir olay olduğunu gördüm. Ne oldu deyince birinin vurulduğunu söylediler." Avukatların sorusu üzerine Koyun, "Ben vurulma anını görmedim. Ben bankada sıra beklerken Hrant Dink'e benzettiğim biri içeri girdi. Basından gördüğüm için o mu değil mi diye tereddüt ettim. Bankadan çıktıktan sonra dikkatimi çeken bir şey olmadı. Bankadan çıktıktan sonra Ogün Samast'ı görmedim. Dikkatimi çekmedi" dedi.
Yasin Hayal'in babası, "beni müdür Yahya Öztürk'ün odasına aldılar. Yahya Öztürk bana 'bu ülkenin yasin ve yasin gibilere ihtiyacı var. Bayrak Düştü. Yasin ve Yasin gibi gençler bayrağı kaldıracak' dedi. Bana Kuran'ı ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun resmini göstererek biz buna göre çalışırız dedi"

Yasin Hayal'in babası Bahattin Hayal ise, "Olaydan sonra yaşadığım bazı şeyleri size anlatacağım. Mc Donalds olayından başlayayım. Mc Donalds olayından 2 gün sonra evin önünde polisler vardı. Yasin'i aradıklarını söylediler. Beni ve karımı götürdüler. Beni Müdür Yahya Öztürk'ün odasına aldılar. Yahya Öztürk bana 'Bu ülkenin Yasin ve Yasin gibilere ihtiyacı var. Bayrak düştü. Yasin ve Yasin gibi gençler bayrağı kaldıracak' dedi. Bana Kuran'ı ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun resmini göstererek biz buna göre çalışırız dedi. Ama neden gösterdiğini bilmiyorum. Ben bu olaydan dolayı Yahya Öztürk'e Yasin artık öldü dedim. O da bizim için ölmedi. Bundan sonra yaşayacak dedi. O zaman bu söyledikleri bana bir şey ifade etmedi. Ama Hrant Dink olayı olunca Samsun'da bayrak kalkmıştır denilinceye kadar hiçbir şey de anlamamıştım. Ben de daha sonra avukat Fatih Çakır'la savcılığa gittik. Savcı Fatih Genç'e ifade verdim. Savcı bana bunlar başına sıkıntı olur. Niye anlatıyorsun, başına dert açar korkmuyor musun dedi. Ben de neden korkacağım, sizinle paylaşmak için anlatıyorum dedim. Daha sonra oradan ayrıldım. O günden iki ay sonra TEM görevlileri beni Ali Can isimli savcıya götürdüler. İfademi ısrar edip etmediğimi, şikayetçi olup olmadığımı sordu. Ben de şikayetçi olmadığımı, yalnızca bunların bilinmesini istediğimi söyledim" dedi.

YASİN HAYAL RAMAZAN DAVULCUSUYMUŞ...

Avukat Bahri Belen'in sorusu üzerine Hayal, "Mc Donalds'ın bombalandığı gün Yasin eve geldi. Üzerinde kan izi ya da elbisesinde yırtılma parçalanma yoktu. Daha sonra gazeteden öğrendiğim kadarıyla Erhan Tuncel'in evinde kanlı pantolonunu değiştirdiğini öğrendim. Ramazan Akyürek'in Erhan'a sen o pantolonu kaybet, sana bir şey olmayacak dediğini öğrendim"diye konuştu. Mc Donalds davasıyla ilgili duruşmaya gittiğinde Erhan Tuncel'i orada gördüğünü söyleyen Hayal, "Bana gerekirse Yasin için Elazığ'dan deli raporu alabileceğini ve onu kurtarabileceklerini söyledi" dedi. Hayal, oğlunun Ramazanda davul çaldığını, okul döneminde simit sattığını ve bu dönemde eve katkısı olduğunu sözlerine ekledi.

Bahattin Hayal'in ifadesinden sonra söz alan Erhan Tuncel, "Ben mahkemeye celp edilerek çağrıldım. Koridorda durma nedenim budur. Arkadaşım olduğu için babasına teselli verdim. İnşallah çıkınca düzelir demek istedim. Samimi bir arkadaşın babasına teselli vermeydi" dedi.

Tanık ifadelerinden sonra tekrar söz alan Tuncel, açık isimlerinin tespit edilmesini istediği istihbarat görevlileri arasında Ahmet olarak tanıdığı İskenderun'dan gelen 40-50 yaşlarında bir polis memuru olduğunu söyledi. Tuncel, Mustafa Öztürk'le olan 13 telefon görüşmesinin tapesini de istedi.

Coşkun İğci ise, Ogün Samast'ı tanımadığını söyleyerek kendi adına kayıtlı 4 telefon hattı olduğunu, hangi hatla Ogün Samast'la 57 kez görüşme yapıldığını öğrenmek istediğini belirtti. İğci, "16 yaşında bir çocuğum var. Bir hattımı o kullanıyordu. Hangi hattımla görüşme yapılmış, bunu merak ediyorum" dedi.Bu sırada Mahkeme Başkanı, Kocaeli 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nden Ogün Samast'ın depresyon teşhisiyle Kocaeli Devlet Hastanesi'ne götürüldüğü ile ilgili yazı geldiğini belirtti.

Mahkeme Başkanı, Yasin Hayal'in adliye girişinde söylediklerini de tutanağa geçirdi. Neden böyle söylediği sorulan Hayal, "Duygu meselesi" diye cevap verdi. Avukat Fuat Turgut, "BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun, müvekkilimin bu tutumundan rahatsız olduğunu bilmesini istiyorum" dedi.Erhan Tuncel, daha sonra tekrar söz alarak, "21 aydır tutukluyum. Görevim haber elemanlığı. Mağdurum tahliye istiyorum. Her yerde gösterilmeye çalışıyorum. Görevimden dolayı mağdur oldum. Suçum yok. Dosyamın ayrılmasını istiyorum" dedi. Diğer sanıklar da tahliyelerini talep etti. Duruşmaya kısa bir süre ara verildi.