Güncelleme Tarihi:
Akil İnsanlar Heyeti, toplantının ardından ilk ziyaretini Diyarbakır’da Üçkuyular Toplu Konutları’nda bulunan Murat İzol’un babaannesi Naile Pala ve eniştesi Recep Kaymak’ı ziyaret etti. Geçtiğimiz günlerde, polis tarafından arandığı ve polisin dur uyarısına rağmen kaçarak Dicle Nehri’ne atlayan 19 yaşındaki Murat İzol, boğularak hayatını kaybetmişti.
Toplantı sonrası açıklama yapan Heyet Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, geride kaldığını düşündükleri bir dönemde böyle bir olayın yaşanmasının üzüntü verici olduğunu söyledi. İzol’un babaannesi Naile Pala’nın torununun ölümü ile ilgili davacı olacağını aktardığını ifade eden Ensaroğlu, "Biz de konunun takipçisi olacağız" dedi.
CEYLAN ÖNKOL’UN ANNESİ ÖZÜR BEKLİYOR
Akil İnsanlar Heyeti, daha sonra 2009 yılında havan mermisi patlaması sonucu hayatını kaybeden 11 yaşındaki Ceylan Önkol’un Bağlar İlçesi’ndeki Bağcılar Mahallesi’nde bulunan babası Raif ve annesi Saliha Önkol ile görüştü. Heyeti kapıda karşılayan Önkol Ailesi ve akrabaları, burada basına kapalı bir görüşme gerçekleştirdi. Yaklaşık 30 dakika süren görüşme sonrasında Ceylan Önkol’un annesi Saliha Önkol, Zazaca yaptığı konuşmada, "Akil insanları sonuna kadar destekliyorum. Kızım hakkında verilen takipsizlik kararı sonucu, akil insanların desteği için çok teşekkür ederim. Ceylan için devletten özür dilemesini bekliyorum. Ceylan’la ilgili hakkımızı istiyoruz. Bu verilmediği taktirde, konuyu Avrupa’ya taşıyacağız. Ceylan, Sayın Başbakan’ın da kızı olabilirdi. Kendi kızına nasıl önem veriyorsa, Ceylan’a da öyle önem vermesini istiyorum" diye konuştu.
BİR KIZI DAĞDA ÖLDÜ, KOCASI VE 2 OĞLU CEZAEVİNDE
Akil İnsanların üçüncü durağı, PKK’nın dağ kadrosunda bulunan yakınları ölen 2 kadın oldu. Heyetin ziyaret ettiği 76 yaşındaki Emine Özkan, kızı Servet Özkan’ın 2009 yılında dağda öldüğünü ancak cesedinin nerede olduğunu hala bilmediğini anlattı. 76 yaşındaki eşi Mehmet Emin Özkan’ın 1996 yılından beri cezaevinde olduğunu Kürtçe yaptığı konuşmada anlatan Emine Özkan, eşine ağırlaştırılmış müebbet cezası verildiğini söyledi.
Cezaevindeki eşinin kalp ve damar tıkanıklığı, gizli guatr ve böbrek yetmezliği hastası olduğunu anlatan Özkan, aynı cezaevinde bulunan 30 yaşındaki oğlu Nevzat’ın babasına baktığını ve ihtiyaçlarını karşıladığını söyledi. Oğlu Nevzat’ın da 30 yıl hapis cezası aldığını dile getiren Emine Özkan, 27 yaşındaki oğlu Ahmet’in de 14 yıl ceza aldığını ve halen Adana Cezaevi’nde kaldığını kaydetti.
Emine Özkan’ın Kürtçe yaptığı konuşmaları tercüme eden Murat Özkan da 20 yılı aşkın süre içerisinde Adana, Mersin ve Tarsus’a göç ettiklerini ancak buralarda da geçinemediklerini ifade etti. Kürtçe yaptığı konuşmasında artık yabancı şehirlerin sokaklarında yaşamak istemediğini belirten Emine Özkan, "Barış istiyorum, barış istiyorum, barış istiyorum. O kadar acım olmasına rağmen barış istiyorum. Kan dursun. Köyüme dönüp toprağımı işlemek istiyorum. Katil olsun istemiyorum. Huzur ve barış olsun istiyorum" diye konuştu.
"ASKERLER, 2 KIZIMI, KAYNIMI VE GÖRÜMCEMİ ATEŞE ATTI"
Aynı evde Akil İnsanlara konuşan Kamile Peker de PKK’lı olan eşinin dağda öldüğünü belirterek şöyle dedi: "Eşim dağdayken, oğlum askere gitti. Lice’nin Daralan Köyü’nde yaşıyorduk. Daralan Köyü’ne 22 yıl önce gelen askerler evimizi ateşe verdi. İki çocuğumu ateşe attılar. Bir yaşındaki kızım Şirivan ateşte yanarak öldü. Evimizi yakan askerlerden biri, Gurbet adlı kızımı ateşlerin arasından çıkardı. O askere hala dua ediyorum. Ateşlerin arasından çıkarılan kızım Gurbet, şu anda 22 yaşında ama vücudunda hala yanık izleri var. Kayınım Osman Peker’le görümcemi de ateşe attılar. Görümcem de kızımla birlikte yanarak öldü. Kayınım yaşıyor fakat yatalak durumda. Eşim dağa gidince oğlum askerdi. Oğlum askerden döndükten sonra, kocam dağda öldü. Başbakana sesleniyorum. Yaşadığımız bunca acıya ve ıstıraba rağmen barış istiyorum. Devlet Bahçeli de sussun, konuşmasın artık. Barış olsun istiyoruz. Bu acıya hangi yürek dayanır."
Kamile Peker’in konuşması sırasında, yanında oturarak dinleyen Kezban Hatemi’nin, "Bu ne ya çok fena oldum. Böcek yakar gibi insan yakmışlar" dedi. Görüşme sonrası dışarı çıkan Kezban Hatemi, gazetecilerin sorularını yanıtlayarak, "Annelerin anlattıkları beni çok etkiledi. Köyü yakana değil, kızını ateşte yanmaktan kurtaran askere dua ediyorlar. Buna rağmen kin ve nefret olmaması şaşırtıcı. Bu insanlar çektikleri onca acıya rağmen barış istiyorlar. Medya olarak bunları anlatmakta size büyük görev düşüyor" dedi.
BURADA İKİ GÜÇ VAR: PKK VE HİZBULLAH
Akil İnsanlar Heyeti’nin Diyarbakır’daki ilk gününde son durağı Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) oldu. Heyet, HÜDA-PAR Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz ile parti binasında bir araya geldi. Toplantının basına açık bölümünde konuşan Yılmaz, Dicle Üniversitesi’nde yaşanan öğrenci olaylarıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Burada iki güç var. PKK ve Hizbullah. Yıllardır aralarında devam eden bir karşıtlık var. Aralarında bir ateşkes var. Dicle Üniversitesi’ndeki olaylar, bir kesimin tahakküm kurması ve diğerlerine müsaade etmemesi nedeniyle oluştu. Basit bir olayı, PKK- Hizbullah çatışmasına dönüştürmek istediler. Hiç kimse Kürtleri tek başına temsil edemez. Kürtlerin örgütlü yapıları vardır. Sivil toplum örgütleri de barış sürecinde rol oynamalı. Aslında barış süreci yıllar önce başlamalıydı. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmalı. Biz de üzerimize düşeni yapacağız. Kaygılarımız var; ama süreç zarar görmesin diye şu anda izliyoruz."
HÜDA-PAR Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz, Kürtlerin kültürel ve siyasal haklarının tanınmasının PKK’nın silah bırakmasına bağlanmaması gerektiğine dikkat çekti.
MHP REDDETTİ, CHP’DEN YANIT BEKLENİYOR
Öte yandan Akil İnsanlar Heyeti’nin randevu istediği MHP’den ret yanıtı geldiği öğrenildi. CHP il teşkilatından ise yanıt bekleyen Akil İnsanlar Heyeti, yarın da BDP ve Ak Parti teşkilatlarını ziyaret edecek.