Güncelleme Tarihi:
Depremin ilk günlerinde göç eden birçok Hataylı ailesini, çocuklarını güvenli bir şehire bıraktıktan sonra kente geri dönmeye başladı. Felaketin ardından hayalet şehre dönen Hatay’da, çadır ve konteyner kentlerin yavaş yavaş kurulmasıyla insan sayısı da artmaya başladı. Yıkımın az olduğu şehrin dış mahallelerinde ise az da olsa işyerleri açılmaya başlandı. Benzinlikler hizmet vermeye başlarken, yıkımın az yaşandığı bölgelere ise düzenli elektrik verilmeye başlandı. Yavaş yavaş insan hareketliliğinin başladığı kentte, “Hatay vatandır, terk edilemez” kampanyasıyla da göç edenlerin geri dönmeleri için çalışmalar yürütülüyor. Kampanyayı yürüten isimlerin Hürriyet’e değerlendirmeleri özetle şöyle:
GEÇİCİ MİSAFİRLİĞE GİTTİLER DÖNECEKLER
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş: “Hatay, dünya mirasi bir şehir. Ama Türk yurdudur. Hem dünya mirasına sahip çıkacağız hem de Hataylıları buraya geri getireceğiz. İlklerin ve enlerin şehri Hatay terk edilemez, bırakılamaz. 13 medeniyet, 27 kültürün yüklendiği sorumluluk var. Hatay Atatürk’ün bize emanet ettiği bir şehir. Hatay Türkiye’nin Doğu’daki kalesi, Mavi Vatan’ın en önemli şehridir. Başka devletlerin emeli olan terör koridorunun Güney’den Akdeniz’e açılmasını engelleyecek en önemli nokta da Hatay’dır. Hatay’ı tekrar hak ettiği şekilde cazip bir şehir haline getireceğiz. Gidenleri geri getireceğiz. Çok büyük acılar yaşadık, büyük kayıplar verdik. Ama Hatay’ı tekrar ayağa kaldıracağız. Hataylılar geçici misafirliğe gitti, geri dönecekler. Geri getireceğiz. Hatay bizim ana yurdumuz, hiçbir yere gitmiyoruz. ‘Hatay vatandır, terk edilemez’ kampanyasını da destekliyorum.”
MOLOZUYLA TOPRAĞIYLA BİZİM VATANIMIZ
“Hatay vatandır, terk edilemez” kampanyasının öncülerinden HAYAD Başkanı Rahmi Vardı: “Burası kadim topraklardır. 6 Şubat’ta asrın en büyük felaketini yaşadık. Bu vatan topraklarını, kutsal emanetlerini insanlar terk etmeye başladı. Evimiz, binamız, tarlamız gitti diye burası vatan olmaktan çıkmadı. Burası molozuyla, toprağıyla, suyuyla, yıkıntısı ve enkazıyla da bizim vatanımızdır. Üstü bizim vatanımız, altı bizim mezarımızdır. Depremin ilk gününden beri hem depremzedeyiz hem de sahadayız. Sahada insanları ayakta tutabilmek için elimizden gelen her şeyi şeyi yapıyoruz, birinci derecede ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz. Tek mücadelemiz Hataylıların şehirlerini terk etmemesidir. Bu amaçla ‘Hatay vatandır, terk edilemez’ dedik. Çok ciddi bir karşılık bulduk. Buradan tüm Hataylılara çağrıda bulunuyoruz; ailelerini, çocuklarını güvenceye alsınlar, ama bu toprakları terk etmesinler, geri gelsinler. Burası bizim toprağımız, gelsinler hep beraber bu toprakları ayağa kaldıracağız.”
BU ŞEHRİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ
Hatay Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Şube Müdürü Orçun Kılıçoğlu: “Şehrimizdeyiz, bu şehri ayağa kaldırana kadar da buradayız. Şehrimizi ayağa kaldıracağız, öleceksek de burada öleceğiz. Biz insanımıza güveniyoruz, gitti saymıyoruz, mutlaka dönecekler. Evleri yıkıldı, acıları var, çocukları var, cenazeleri var, gittiler. En kısa zamanda tekrar evlerine huzurla getireceğiz onları, evlerine koşa koşa gelecekler. Yüz binlerce insanımız Hatay’ı terk etti ama gittikleri yerde mutlu değiller, bir an önce Hatay’a dönmek istiyorlar. Bunu biliyoruz, Hatay’ı tekrar ayağa kaldıracağız ve o insanlarımızı şehirlerine geri getireceğiz.” (Haber: Fevzi KIZILKOYUN/Fotoğraf: Mert Gökhan KOÇ)
ENKAZ DAĞI
Hatay’da Altınözü yolu üzerinde Narlıca yakınında belirlenen alana kentteki tüm enkazlar binlerce kamyon tarafından taşınıyor. Döküm sahası enkazlardan oluşan bir dağa dönüşmüş durumda. Bir zamanlar yüzbinlerce Hataylının yaşadığı ancak depremlerin ardından enkaza dönüşen binaların molozları kamyonlarla döküm sahasına getiriliyor, dozerler aracılığıyla da vadiye dökülüyor. (Mert Gökhan KOÇ/HATAY)