Güncelleme Tarihi:
REGL Öncesi Disforik Bozukluk, Fibromyalji, Huzursuz Bacak Sendromu, İrritabl Bağırsak Sendromu, Sosyal Anksiyete, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Sendromu, Metabolik Sendrom, Gerilim Tipi Baş Ağrısı. Listeyi uzatmak mümkün. Bunların önemli bir kısmı, son yıllarda ortaya çıkan ‘postmodern hastalıklar’dan sadece bir kısmı. Prof. Ahmet Rasim Küçükusta, bunların çoğunun ilaç endüstrisinin ilaç satmak için keşfettiği veya icat ettiği ‘uydurma hastalıklar’ olduğunu söylüyor. Amerika’nın Michigan State ve North Caroline State Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaları gördükten sonra bu tür hastalıkların ‘uydurma’ olduğuna bir kez daha ikna olduğunu belirten Prof. Küçükusta, şöyle devam ediyor:
DEHS teşhisleri
“Amerika’da bir milyondan fazla çocuğa yanlış DEHS teşhisi konduğunu ve 800 bininin de gereksiz yere uyarıcı ilaç tedavisi aldıklarını ortaya koyan araştırmaları okuyunca çok mutlu oldum. Bizim yaramaz, afacan diye sevdiğimiz çocuklarımızın çoğu meğerse ilaç kullanması gereken ruh hastaları değillermiş. Michigan ve North Carolina State Üniversiteleri tarafından yapılan bu araştırmalar, anaokuluna giden birçok çocuğa davranış bozuklukları olduğu için değil, sınıfın yaşça küçükleri oldukları için böyle bir teşhisin konduğunu gösteriyor. Araştırmalara göre, sınıfın en küçüklerinden olmak DEHS teşhisi ihtimalini yüzde 60 artırıyor.
İstatistikler Amerika’da okul çağındaki çocukların yüzde 3 ila 7’sine DEHS teşhisi konduğunu ve 2006’da 5 ila 17 yaş arasında DEHS teşhisi alan çocuk sayısının dört buçuk milyon olduğunu gösteriyor ve bunların büyük çoğunluğu da uyarıcı ilaç kullanıyor. Bu ilaçların uykusuzluk, baş ağrısı, baş dönmesi, mide ağrısı, iştahsızlık gibi pek çok yan etkisi olduğu, kalp hızını ve tansiyonu artırdıkları unutulmamalı. Uzun vadede ne gibi risklere yol açacağı ise henüz bilinmiyor.”
Kellik hastalık mıdır
Prof. Küçükusta, azıcık bağırsak gazının, şişkinliğin ‘İrritabl Bağırsak Sendromu’ adı ile ömür boyu ilaç kullanmayı gerektiren çok ciddi bir hastalık hâline dönüştürüldüğünü vurgulayarak, bunun gerisinde, bu hastalık için artık pahalı bir ilacın bulunmasının yattığını hatırlatıyor. Prof. Küçükusta’ya göre, benzer bir durum erkeklerdeki saç dökülmesi için de geçerli. İnanılmayacak belki ama bu da artık bir hastalık!
“Birçoğumuzun ‘Maden olan dağda ot bitmez’ sözüyle iftihar ettiği kellik” diyor Prof. Küçükusta, “ilaç şirketlerince erkeklerin üçte birinde panik ve duygusal bozukluklara yol açan ve hatta iş bulmalarını zorlaştıran çok ciddi bir hastalık oldu çıktı. Çünkü ‘hiç saçı olmayan, ama çok parası olan’ milyonlarca insan var yeryüzünde...”
Akıllı çocuk yaramaz olur
PROF. Ahmet Rasim Küçükusta, çocuklarla ilgili de şöyle konuşuyor:
“Bizim zamanımızda, ‘Akıllı çocuk yaramaz olur’ sözü geçerliydi. Anne ve babalar şimdikinin tam tersine yemeğini yiyen, dersini aksatmayan, otur deyince oturan, kalk deyince kalkan çocuklarından, ‘Acaba bizim çocuk geri zekâlı mı’ diye endişe ederlerdi. Zamanımızda ise azıcık okulda öğretmeni dinlemeyen, yanındaki çocuğun defterini çiziktiren, dersine çalışmayan, ödevine özen göstermeyen çocuklara vurulacak damga hazır: Dikkat Eksikliği. Çocuk bir de söz dinlemiyorsa, yerinde durmuyorsa, hoplayıp zıplıyorsa, gürültü patırtı yapıyorsa ‘Hiperaktivite’ teşhisi de buna ekleniyor ve çocuğunuzun nur topu gibi bir hastalığı oluyor: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Sendromu. DEHS’in yıllarca kullanılması gereken çok pahalı bir ilacının olduğunu söylemeye gerek var mı bilmem.”