A.A
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2008 16:43
Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Operatör Dr. Leyla Mollamahmutoğlu, hastanelerinde son 15 gün içinde düşük doğum ağırlıklı (prematüre) 27 bebeğin yaşamını yitirdiğini, bebek ölümlerinin hiçbirinin hastane enfeksiyonundan kaynaklanmadığını bildirdi.
Hastanede düzenlenen basın toplantısında, bebek ölümlerine ilişkin bilgi veren Mollamahmutoğlu, hastanenin yeni doğan yoğun bakım kliniği dahil hiçbir bölümünde hastane enfeksiyonu tespit edilmediğini söyledi.
Hastanelerinin, yeni doğan yatak sayısı bakımından Türkiye'nin en büyük hastanesi olduğunu belirten Mollamahmutoğlu, referans hastanesi oldukları için ülkenin her yerinden gebe geldiğini ve gebelerin bir çoğunun da riskli gebeler olduğunu anlattı.
Hastane bünyesinde dünya standartlarında uygun olarak her türlü tedbirin alındığını ifade eden Mollamahmutoğlu, tüm kuralların titizlikle uygulandığını söyledi.
Mollamahmutoğlu, son bir hafta içerisinde 27 bebeğin yaşamını yitirdiğini belirterek, “Ancak bu bebeklerden hiç biri hastane enfeksiyon yüzünden ölmedi” dedi.
Bebek ölümlerinin son 3 günde artış gösterdiğini ifade eden Mollamahmutoğlu, son olarak dün akşam bir bebeğin yaşamını yitirdiğini kaydetti.
Başhekim Mollamahmutoğlu, hastanedeki bebeklerin başka hastanelere taşındığı iddialarının hatırlatılması üzerine, “Hastanede taşınma yok. Bir süre prematüre yani 37 haftalık doğumların başka hastanelerde yapılmasını talep ettik. Bu talebimiz kabul edildi” diye konuştu.
-“ANORMAL BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL”-
Yeni Doğan Ünitesi Klinik Şefi Prof. Dr. Uğur Dilmen de hastaneye son bir yıl içinde 4 bin 443 bebeğin yattığını ifade ederek, birçok üniversite hastanesinde bir yılda yapılan doğumların kendi hastanelerinde bir ayda gerçekleştiğinin altını çizdi.
Dilmen, geçtiğimiz Temmuz ayında hastaneye 504 bebeğin kabul edildiğini, bunlardan 47'sinin çeşitli sağlık sorunları nedeniyle öldüğünü söyledi.
Hayatını kaybeden bebeklerden alınan örnek ve yapılan taramalarda hastane enfeksiyonu bulgusuna rastlanmadığını ifade eden Dilmen, şunları kaydetti:
“Bebeklerden 16'sı prematüre, çoğul gebelik, tüp bebek yöntemi ile dünyaya gelen, 8'i geç yeni doğan sepsisi, 6'sı nekrotizon entrekolit, 5'i erken neonatal sepsis, 4'ü doğumsal sakatlık, 3'ü doğumsal kalp, 2'si purmonal hipertansiyon, 2'si doğum sırasında oksijen yetmezliği ve 1'i de diyafromal fıtık nedeniyle hayatlarını kaybetmişlerdir.”
Yeni Doğan Ünitesinin, enfeksiyon olmayacak şekilde dizayn edildiğini belirten Dilmen, “Yapılan taramalarda hastane enfeksiyonu bulgusuna rastlanmadı. Taramalara göre anormal bir durum söz konusu değil” dedi.
Dilmen, bin gramın altında dünyaya gelen bebek sayısının artmasıyla ölüm oranlarının da arttığına işaret etti.
“Ölen bebeklerin dosyalarının kaçırıldığı” yönündeki iddialara Dilmen, “Hastanemizde otomasyon sistemi var hiçbir şeyi kaçıramazsınız. Bu mümkün değil” yanıtını verdi.
Ölümlerde “kesinlikle hastane ihmali veya hizmet kusuru” bulunmadığını savunan Dilmen, iddia edildiği gibi hastanedeki tadilatın Yeni Doğan Ünitesi'nde değil 7. katta sürdüğünü, tadilatın söz konusu bebek ölümlerinin olduğu klinikle bir ilgisinin olmadığını kaydetti.