Güncelleme Tarihi:
Sağlık çalışanları iş bıraktı / Foto Galeri
Doktorların eylemine hastalar kızdı
Ankara’nın çeşitli hastanelerinden gelerek, “Sağlık çalışanlarının haklarının korunması ve sağlık hizmetinin nitelikli verilmesi” talebiyle Ankara Numune Hastanesi önünde toplanan binlerce doktor ve sağlık çalışanı hükümetin uyguladığı sağlık politikalarına karşı çıktı. Doktorlar “susma haykır, performansı hayır” sloganları atarak ellerindeki “GöREVdeyiz” yazılı balonlarda eyleme geçti.
Türk Tabipler Birliği öncülüğünde bugün ve yarın Türkiye genelinde hastanelerde uygulanacak grev, Ankara Numune Hastanesi önünde doktorların geniş katılımıyla başladı. Birçok sivil toplum örgütü ve sendikaların destek verdiği eylemde sağlık çalışanları ellerinde “Halkın sağlığı ile ticaret yapılmaz”; “Köle değil salıkçı”; “Kötü hekim yoktur, performans vardı” yazılı dövizler taşıyarak hükümete sesini duyurmaya çalışıyor. Herkese eşit nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz sağlık hizmeti talepleriyle Numune Hastanesi önünde toplanan sağlıkçılar saat 12.30’da Ankara Abdi İpekçi Parkına geçerek burada geniş katılımlı bir eylem gerçekleştirecek.
TTB: Acil değilse hastanelere gelmeyin
Türk Tabipleri Birliğince (TTB), “iş bırakma eylemi” nedeniyle halkın sağlık kuruluşlarına acil durumlar dışında gelmemesi çağrısında bulunuldu.
TTB'den yapılan açıklamada, 19-20 Nisan günleri acil vakalar dışında sağlık hizmeti sunulmayacağı, eylem süresince resmi tatillere benzer biçimde hizmet verileceği belirtilen açıklamada, bu nedenle halkın ve hastaların herhangi bir sorunla karşılaşmasının söz konusu olmayacağı ifade edildi.
Haydarpaşa Numune'de çadır kuruldu
Sağlık çalışanlarının iki günlük iş bırakma eylemi çerçevesinde, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servis'in yanına çadır kuruldu. Hastane girişine, üzerinde “İş Güvencesi, Gelir Güvencesi, Can Güvenliği, Mesleki Bağımsızlık, Herkese Eşit Ücretsiz Sağlık İçin Bu Hastanede GöREV Var” yazılı pankart asan sağlıkçılar, hastanenin Acil Servisi yanına da “GöREV Çadırı” kurarak, poliklinikler önünde çeşitli dövizler açtı.
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen, burada yaptığı açıklamada, sağlık çalışanları olarak parçası oldukları halkın sağlığından endişe ettiklerini belirterek, “Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın, hizmeti üreten olarak bizleri de hizmetten yararlanan halkımızı da mağdur etmesini istemiyoruz” dedi. Demirdizen, her vatandaşın onuruyla çalışacağı, herkesin bir işinin olacağı, tehdidi olmayan güvenceli çalışma yaşamı istediklerini ifade ederek, taşeronlaşma, sözleşmeli çalışma gibi güvencesiz çalışma biçimlerini reddettiklerini kaydetti.
Vatandaşların tamamına, katkı, katılım payı ödemeden erişebilecekleri, ilave ücret ödemelerini gerektirmeyen, eşit, ücretsiz, nitelikli sağlık hizmeti sunmak istediklerini dile getiren Demirdizen, şunları söyledi:
“Bizler sağlıklı yaşamın ön şartı olan herkese güvenceli iş, güvenceli gelirin yanı sıra sağlık hizmetine ulaşmanın önündeki bütün engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Bizler halkımıza daha iyi ve nitelikli sağlık hizmeti sunmayı istiyoruz. Biz sağlık çalışanları olarak halkın sağlık hakkını ve taleplerimizi daha güçlü haykırmak ve ısrarlı takipçisi olmak için bir araya geldik. Sağlık hizmetini üreten biz sağlık çalışanları 'Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın mağduru olmak istemiyoruz.”
Demirdizen, iki günlük iş bırakma eylemince, Acil Servis ve yatan hastalar dışında hizmet verilmeyeceğini belirtti.
Hastane doktorlarından Gastroenteroloji Bölümü Klinik Şefi Doç. Dr. Ayşe Oya Övünç de performans sisteminin kendilerini para için çalışır hale getirdiğini, bu sistemle hiç kimsenin yüreği ile iş yapar hali gelmediğini, bunun da yaygınlaştığını ve bu durumun hastalar için tehlike arz ettiğini söyledi.
Hastanenin Psikiyatri Bölümü Klinik Şefi Uzm. Dr. Mecit Çalışkan da hastalara daha iyi bakmak için burada olduklarını ve bunun mücadelesini verdiklerini belirterek, hastanın 5-10 dakikada muayene edilerek tedavi edilemeyeceğini, hastalara gerçek hekim gibi bakmak istediklerini, para için yapılan mesleğin meslek olmadığını dile getirdi.
Şimdi de 'Jet doçentlik' çıktı
Ankara Tabip Odası Başkanı Bayazıt İlhan, “Şimdi de 'jet yardımcı doçentlik' çıktı. Geçen hafta Ankara İl Sağlık Müdürü aynı yöntemle yardımcı doçent oldu. Tüm bunlara itiraz ediyoruz ve kabul etmiyoruz” dedi. Hekimler, “Tam Gün Yasası ve Performansa Dayalı Ücret Uygulamasını” protesto etmek, “özlük haklarının korunmasını” istemek amacıyla iki günlük iş bırakma eylemi başlattı.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Konferans Merkezi önünde bir araya gelen sağlık çalışanları, ellerinde “Yerli, yabancı yok, biz de hekimiz”, “Performans hasta eder”, “Uykusuz doktor ölüm demektir”, “Puanları Mario toplasın” “Çok ses, tek yürek, bu bilek bükülmeyecek” yazılı dövizler taşıdı ve “Dikkat sağlık tehlikede”, “Bu iş yerinde grev var “ yazılı pankart açtı.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde, hastanede görev yapan asistanlar, öğretim üyeleri ve diğer sağlık çalışanlarıyla tıp fakültesi öğrencilerinin yanı sıra Ankara Tabip Odası yöneticileri, SES üyeleri ve Başkent Hastanesi, Ankara Hastanesi, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Hastanesi olmak üzere bazı hastanelerden de katılımcıların olduğu bildirildi.
Ankara Tabip Odası Başkanı Bayazıt İlhan, yaptığı konuşmada “Sağlık Bakanlığının halkın yüzde 70'inin verilen sağlık hizmetinden memnun olduğu” yönünde açıklama yaptığını belirterek, “Ankara Tabip Odası'nın araştırmasına göre ise hekimlerin yüzde 73'ü vatandaşa nitelikli sağlık hizmeti veremediğini düşünüyor” dedi.
Bu iki oranın birbiriyle çelişkili olduğunu belirten İlhan, katılımcılara “Performans sistemini kabul edecek miyiz, daha çok hasta bakarak mı para kazanmaya çalışacağız, daha çok ameliyat yaparak mı para kazancağız' diye sordu. Katılımcıların “Hayır” cevabı üzerine İlhan, emekliliğe yansıyacak bir ücret almak istediklerini, özlük haklarının korunmasını, şiddetten arınmış ortamlarda çalışmayı arzu ettiklerini belirtti.
İlhan, “hekimlerin yüzde 80'inin geleceğinden umutsuz olduğunu” ifade ederek şunları kaydetti:
“Hemşirelerin ve taşeron şirketlerde çalışanların durumunu sizler takip edin, sağlıkta kötü şeyler oluyor. Türkiye'de 78 tane tıp fakültesi olmuş, bunların bir çoğunda kütüphane, temel bilimler, patoloi, fizyoloji ve anatomi laboratuvarı yok. Böyle tıp fakültesi olur mu? Buradan nitelikli hekim yetişir mi? Bu tıp fakülteler bir an önce kapatılmalı ya da öğrenci almayı bırakmalıdır.
2023 programında Türkiye'de hekim sayısı iki katına çıkarılmak isteniyor ama niteliğinden bahsedilmiyor. Birbiri ardına açılan eğitim hastanelerinde hiç ameliyat yapmadan cerrah yetişiyor. Eğitim araştırma hastaneleri 'jet profesörlerin' cirit attığı yerler haline geldi. İnsanlar bir günde profesör oluyor. Böyle profesörlük olur mu? Buna itiraz ediyoruz. Geçen hafta da Ankara İl Sağlık Müdürü yine aynı yöntemle yardımcı doçent oldu. Şimdi de 'jet yardımcı doçentlik' çıktı. Tüm bunlara itiraz ediyoruz ve kabul etmiyoruz.”
Üniversite hastanesinde görev yapan öğretim görevlileri de eyleme destek konuşması yaptılar. Asistan hekimler adına konuşan Melike Koşarsoy, “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı altında gerçekleştirilen uygulamaların, halk sağlığını “tehdit ettiğini” öne sürerek, performansa dayalı ücretlendirmeyle “hastaya nasıl bakılacağından ziyade kaç hastaya bakıldığının” dikkate alındığını savundu.
Sağlık insan hakkı olmaktan çıkarılmış
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Hacettepe iş yeri temsilciliği adına açıklama yapan Tülay Erdoğan da “Sağlık, insan hakkı olmaktan çıkarılmış, üzerinden kar edilecek bir meta haline getirilmiş. Bu programla katkı katılım payları, ilave ödeme, ek ödeme gibi ücretlendirmelerle iktidarın eli, halkın cebinden çıkmamaktadır” iddiasında bulundu.
Sağlıkta Dönüşüm Programı ile çalışma barışının bozulduğunu öne süren Erdoğan şöyle devam etti:
“Çalışanlar birbirine rakip haline getirilmiş, hastalara müşteri gözüyle bakılmaya başlanmıştır. Tüm dünyada vazgeçilen performans uygulamasının, kamu sağlık kurumlarında uygulanmasında ısrar edilmektedir. Sağlık çalışanlarının sağlığı, çalışma koşulları ve ücreti esnekleştirilmekte ve kuralsızlaştırılmaktadır.”
Bu arada eylem yapılan alanlanın karşısındaki duvara asılan “19-20 Nisan'da grevdeyiz” yazılı pankartın çıkarılmaya çalışılmasına katılımcılar tepki gösterdi ve pankartı elleriyle tutarak, indirilmesine izin vermedi. Hacettepe Hastanesi'nde bir araya gelen sağlık çalışanları, diğer hastanelerdeki çalışanlarla buluşmak üzere Numune Hastanesi'ne doğru yürüyüşe geçti. Öte yandan Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde eyleme katılımın yoğun, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ise az olduğu öğrenildi.
Bilaloğlu: Herkes bizden yapılacak açıklamaları beklesin
Ankara'da çeşitli hastanelerde sabah saatlerinde başlayan eylem 14.00'e kadar sürdü. Eylem sonrasında açıklama yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu, “Yarın akşama kadar arzu ettiğimiz gelişmeler olmazsa herkes örgüt disiplini içerisinde bizlerden yapılacak açıklamaları beklesin” dedi.
Ankara Tabip Odası Başkanı Bayazıt İlhan da, “Ancak Türkiye, BM İndeksi'nde 180 ülke arasında 90. sırada. Başbakan '3 çocuk yapın' diyor, ama bu sistem bebeklerimizi yaşatamıyor. Bebek ölüm hızında Nauru'dan, El Salvador'dan, Botsvana'dan, Ermenistan'dan, Romanya'dan, Bulgaristan'dan, kuşatma altındaki Gazze'den daha kötü durumdayız. Bugün ülkemizin herhangi bir devlet hastanesinde bir hekim günde 140-150 hasta bakmaya zorlanıyor, bir hastasına 2 ya da 3 dakika zaman ayırabiliyor. Bu sistemle hastalarımızın şifa bulması mümkün değil. Üstelik bu sistem, tıbbi hata riskini kat kat artırır.” dedi.
Bakan Akdağ: Marjinal gruplar olabilir
Bu arada Erzurum'da temaslarda bulunan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hekimlerin iki gün iş bırakma eylemine ilişkin olarak, “Marjinal gruplar olabilir” dedi.
Bakan Akdağ, milletvekili adaylarının tanıtımı için geldiği Erzurum'da, gazetecilerin sağlıktaki gündeme ilişkin sorusu üzerine, “Sıkıntıya uğratacak bir faaliyet içerisinde olabileceklerine ben asla inanmıyorum. Küçük marjinal gruplar olabilir” şeklinde yanıt verdi.