Ali AKSOYER/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2004 01:59
Burçin Bircan'ın arka arkaya aldığı eroinden sonra, evinde, kolları arasında öldüğünü söyleyen Gürsel Bıçakçı, cesedi önce Haseki Hastanesi'ne bırakmayı düşündüklerini, ama polislerin çokluğu karşısında mezarlığa bıraktıklarını söyledi.
Kozlu Mezarlığı'nda cesedi bulunan Burçin Bircan'la ölmeden önce birlikte olduğu Gürsel Bıçakçı, genç kadının son nefesini kollarında verdiğini söyledi. Asayiş Şube Müdürlüğü'nde verdiği ifadesinde aşırı derecede eroin alan Burçin Bircan'ı kurtarmak için elinden geleni yaptığını söyleyen Bıçakçı, Fatih Balipaşa Caddesi'ndeki evinde geçirdikleri son geceyi tüm detaylarıyla anlattı. Kendisinin de uyuşturucu hap kullandığını söyleyen Bıçakçı ‘‘5 ocak tarihinde uyuşturucu áleminden tanıdığım Sabri Kurban ve Abdülkerim Bulut yanıma uğradılar. Eşim şehir dışında olduğu için evde kimse yoktu. Yanlarında getirdikleri kokaini çekerek álem yapmaya başladılar. Bir ara Sabri, hasta bir arkadaşının olduğunu, onu eve getirip getiremeyeceğimi sordu. Kabul ettim’’ dedi.
Arkadaşlarının evden ayrıldıktan bir süre sonra daha önceden hiç görmediği Burçin Bircan'la birlikte geri döndüklerini belirten Gürsel Bıçakçı sözlerini şöyle sürdürdü
‘‘Eve gelir gelmez, yanında bulunan şırıngayı çıkartarak Sabri'den aldığı malı koluna enjekte etti. Hemen arkasından uyudu. Biz de bir süre daha oturduktan sonra uyuduk. Sabah kalktığımızda o uyuyordu. Sabri ve Kerim bana ‘Uyanınca gider' diyerek evden ayrıldılar. Onlar gittikten sonra saatler sonra uyandı. Çantasından çıkardığı malı tekrar koluna enjekte etti. Önce fenalaştı, daha sonra sızdı. Akşam saat 21.00 sıralarında yine kendine geldi. Yarı baygın haldeydi. Bu sırada şırıngada bulunan malın geri kalanınıda koluna enjekte etti. Engel olmaya çalıştım, ancak başaramadım. Kendisine iğne yaptıktan bir saat sonra fenalaştı. Titremeye ve ağzından köpükler gelmeye başladı. Kötü bir şey olacağını anlamıştım. Soluğu kesildi. Onu birkaç tokat atarak kendine getirmeye çalıştım. Kalp masajı ve suni tenefüs yaptım. Ancak kollarımda son nefesini verdi.’’
Genç kızın ölümü üzerine paniğe kapıldığını belirten Gürsel Bıçakçı ‘‘Kızı eve getiren Sabri'yi telefonla aradım. Kızın öldüğünü söyleyince hemen geldi. Onu bir hastaneye götürürek sedyeye bırakıp kaçmayı planladık. Önce Haseki Hastanesi'ne gittik. Her yer polis kaynıyordu. Bunun üzerine Kozlu'ya bıraktık’’ dedi. Gürsel Bıçakçı, Burçin’in boynunda zincir, çantasında cep telefonu olduğunu, her şeyini yanına bıraktıklarını belirterek ‘‘Ancak daha sonra gazetelerde fotoğrafını gördüğümüzde Adidas marka ayakkabılarının alındığını gördük. Üstelik cesedin yeri değişmişti’’ dedi.
Cinayet Büro Amirliği'nde sorgulanmaya devam edilen Gürsel Bıçakçı'nın 1989-90 yılları arasında ATK tekstilin sahibi işadamı Attila Türkmen'in, 1999 yılında da 1 ay şarkıcı Harun Kolçak'ın şöförlüğünü yaptığı belirlendi.
Polis, kayıp çanta ve cep telefonunun peşine düştü
Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen soruşturmada polis, Sabri Kurban ve Abdülkerim Bulut'u yakalamak için harekete geçti. Firari zanlılardan Sabri Kurban'ın 2002 yılında Narkotik Şube Müdürlüğü tarafından 1,5 kilo eroin bulundurmak ve ekstacy hapı satmak suçundan gözaltına alındığı belirlendi. Zanlıların olay günü Burçin Bircan'ı kaldığı otelden aldığı belirlenen beyaz renkli, ön camında ATV amblemi bulunan Clio marka otomobil de her yerde aranmaya başlandı. Burçin Bircan'ın cesedinin aynı araçla mezarlığa atıldığını belirlendi. Yetkililer Bircan'ın kayıp olan çantası ve cep telefonun bulunması için özellikle cesedin bulunduğu yerde yaşayan evsiz kimselerin sorgulanmaya başlandığını, firardaki zanlıların yakalanmasının ardından konunun aydınlanacağını belirttiler.