KONYA (AA)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 10, 2016 11:36
Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) organ nakli ekibindeki 5'i doktor 6 sağlık personeli, karaciğer naklinde gereken kanı temin edemeyen kadın ile annesi için organ bağışında bulunan kızına, operasyon öncesi kanlarını verdi.
Alanya'da yaşayan Hediye Kutu'ya (51) başvurduğu NEÜ Meram Tıp Fakültesi Hastanesinde, karaciğer nakli yapılması gerektiği iletildi. Kadavradan nakili beklerse yaşamını yitirebileceği belirtilen kadın için 28 yaşındaki kızı Zahide Kutu'dan alınacak karaciğer dokusunun nakledilmesi kararlaştırıldı.
Annesinin kan grubu A Rh negatif olduğu için kan bulmakta zorlanan genç kız, hastanede görev yapan NEÜ Meram Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tevfik Küçükkartallar'ı durumdan haberdar etti. Zor durumdaki ailenin imdadına yetişen organ nakli ekibindeki, kan grubu A Rh negatif olan Küçükkartallar ve hastanenin başhekimi de olan Prof. Dr. Ahmet Tekin, Hediye Kutu'ya, kan grubu A Rh pozitif olan anestezi uzmanı Doç. Dr. Ahmet Topal, Gastroenteroloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Bıyık, Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Orhan Özbek ve Organ Nakli Koordinatörü Bekir Pire de Zahide Kutu'ya ameliyatta kullanılması için operasyondan bir gün önce kan bağışında bulundu. Kan veren ekibin başarılı operasyonuyla kızından annesine başarılı şekilde nakil gerçekleştirildi.
DOKTORLARIN ŞAKA YAPTIĞINI SANDIHediye Kutu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ameliyattan önce sadece kızı için endişelendiğini söyledi. Operasyon öncesi kan bulmakta çok zorlandıklarını belirten Kutu, "Nadir görülen bir kan grubuna sahip olduğum için yeterli kanı bir türlü bulamadık. Kızımın görüştüğü doktorlar, 'Sorun yok, biz de veririz' demişler. Ameliyata girecek doktorların kan vereceğini söyleyen kızımın şaka yaptığını, yanlış anladığını düşündüm. İlk defa bir doktorun hastasına kan verdiğini duydum. Hastasına önem veren doktorlara ne kadar teşekkür etsek az kalır. Onları kendi ailemden gibi gördüm. Onların bu davranışı, operasyon öncesi tüm korkumuzu silip attı." diye konuştu.
Zahide Kutu da doktorların ilk günden itibaren her hastaya olduğu gibi kendilerine de gösterdikleri ilgiden memnun kaldıklarını dile getirdi. Annesini hayata bağlayacak olmanın heyecanını yaşarken, ameliyatta kullanılacak kanı bulamamanın çaresizliğini yaşadığını aktaran Kutu, "Doktorlar kan vereceklerini söyleyince inanmadım. Yanlış anladığımı düşünerek 'Siz mi vereceksiniz?' sorusuna 'evet' karşılığını alınca dünyalar bizim oldu. Duyanlar, 'Sizin ne özelliğiniz var, doktorlar kan veriyor' dediler. İnanamadılar. Doktorları daha önceden tanımadığımızı anlattım ancak yine de inanmak istemediler." ifadelerini kullandı.
'DÜNYA BİZİM OLUYOR'Operasyonu gerçekleştiren ekipten Prof. Dr. Ahmet Tekin, karaciğer hastalarının ciddi sıkıntılarından birinin de kan bulma olduğunu vurguladı. Hediye Kutu'nun zor bulunan bir kan grubuna sahip olduğu için, ailesinin ciddi zorluk çektiğini anlatan Tekin, şöyle devam etti:
"Bu tür hastalar kan bulamadıkları için ciddi travmalar yaşıyor. Girecekleri büyük ameliyat öncesi Kutu ailesinin travmalarını azaltmak için devreye biz girdik. Anne ve kızına gerekli kanı verdik. Herkes kan verme konusunda duyarlı olmalı. Özverili ekibimiz hiç tereddüt etmeden kanlarını
verdi. Hasta iyileştiğinde dünyalar bizim oluyor. Hastamızın güler yüzle bizi karşılaması dünyada karşılığı olmayan bir mutluluk sağlıyor."
Küçükkartallar da organ nakli ekibi olarak hazırlıklara başladıklarında ailenin gerekli kanı bulamadığını öğrendiklerini söyledi. Ekip olarak ameliyattan bir gün önce kan bağışını yaparak ailenin mutluluğuna ortak olduklarını aktaran Küçükkartallar, şunları kaydetti:
"Kan bağışı, bir karaciğer, böbrek bağışı kadar önemli bir durum. Kan olmadan hiçbir ameliyatı yapamıyoruz. Kan olmadan, insanın yaşamı mümkün değil. Hastamızın yanına gelirken verdiğimiz kanlar damarlarında dolaşıyor, taktığımız organın çalışmasına vesile oluyor diye mutlu oluyoruz. Bu hasta diğer hastalarımızdan farklı değil. Her hasta bizim gözümüzde eşit. Kan ihtiyacı olan çaresiz kalan bir hastaya kendi kanımızı vererek mutlu sona ulaşmamız bizi mutlu etti."