Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Bilgisayar Ağları Araştırma Laboratuvarında, kalp, şeker, tansiyon gibi kronik rahatsızlıkları bulunan hastaların ve yaşlıların, uzaktan kontrol edilmesini sağlamaya yönelik “Kablosuz Ağlar Yardımıyla Sağlık Gözetimi” sistemi geliştirildi.
BÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Cem Ersoy, Prof. Dr. Lale Akarun ve Doç. Dr. Tuna Tuğcu ile doktora öğrencilerinden oluşan 12 kişilik ekip, Kandilli Kampüsü'nde kurdukları “akıllı ev”de kronik hastalığı olanların ve yaşlıların hastanelere gitme zorunluluğunu ortadan kaldıracak “Kablosuz Ağlar Yardımıyla Sağlık Gözetimi” sistemini hayata geçirdi.
Üniversitenin Bilgisayar Ağları Araştırma Laboratuvarında geliştirilen ve kısaca “Sağlık Gözetimi” adı verilen sistem, evdeki kişinin bileğine takılan sensörlerle, kişinin sağlık durumunun, uzaktan bile istendiği anda kontrol edilebilmesini sağlayacak.
ALARM VEREN SENSÖRLÜ BİLEKLİKHastanın bileğine takılan sensör, tansiyon, kalp atışı, ateş ve şekerde normal seyrin dışında görülen durumları, bilgisayar veya cep telefonu üzerinden, o kişinin yakınlarına veya takip eden bir sağlık kuruluşuna iletebilme özelliğini taşıyor. Evin içine yerleştirilen sensörlerle de sistem, ortamdaki sıcaklık, nem, ses gibi değerlerde normal seyrin dışında bir durum görüldüğü anda alarm verecek şekilde tasarlandı.
Evin içine yerleştirilen kameralar ve sensörlerle, sıcaklık, ışık, rutubet ve sesler sürekli olarak kontrol edilebilecek. Evin içinde yaşayan yaşlı veya hastanın da ivme ölçerin yanı sıra bileğe takılan sensörle, tansiyonu, kalp atışı, şekeri ve ateşi sürekli olarak takip altında tutulabilecek.
Hastanın veya yaşlının tansiyonunun çıkması, kalp atışlarının artması, ateşinin çıkması, yere düşmesi bile ivme ölçer sayesinde sistem alarma geçerek, durumu hem internet üzerinden hem de cep telefonlarına bilgi olarak yansıyacak.
3 YILDIR SİSTEM ÜZERİNDE ÇALIŞILIYORProjenin başında bulunan Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Cem Ersoy, yaklaşık 8 yıldır telsiz algılayıcı ağlar üzerinde çalıştıklarını anlattı.
Prof. Dr. Lale Akarun ve Doç. Dr. Tuna Tuğcu ile 2007 yılında Köln'de AB Araştırma Programı bilgi gününe katıldıklarını, AB'nin yaşlanan nüfusun hayat kalitesini arttıracak bilişim teknolojilerine yönelik araştırmalara destek vereceğini öğrendiklerini belirten Ersoy, sağlık konularını da içeren çevresel zeka (algılama) konusunda tez ve proje çalışmaları başlattıklarını ifade etti.
Üniversitenin Kandilli Kampüsü'ndeki TAM Araştırma binasında, “akıllı ev”i oluşturduklarını, araştırma görevlisi Hande Özgür Alemdar'ın bu konuyla ilgili tez çalışmasını tamamladığını dile getiren Ersoy, geçen yıl ilk uygulamayı geliştirdiklerini belirtti.
Sağlık uygulamaları, “akıllı ev” ve çevresel zeka konusunda üç yıldır çalıştıklarını anlatan Ersoy, bu sistemi, yaşlı yakını veya kronik hastası bulunan kişilerin büyük yardımcısı olarak nitelediklerini söyledi.
“HASTALAR VE YAŞLILAR UZAKTAN KONTROL EDİLEBİLECEK”
Sistemin, farklı durumlara göre kendini yenileyebilecek şekilde tasarlandığını anlatan Prof. Dr. Cem Ersoy, şunları kaydetti:
“Hastanızın ilaçlarını zamanında alıp alamadığı, sıra dışı bir çarpmaya, kırılmaya karşılık gelebilecek bir yüksek ses, mutfak gibi bir ortamda sıcaklığın yükselmesi... Bunların hepsini takip edebilmemiz mümkün. Evdeki ya da izlediğimiz kişideki sıra dışı durumları, hızla o kişiye bakım ulaştırabilecek veya ilgilenebilecek bir sağlık personeline, cep telefonu veya internet üzerinden görüntülü ya da görüntüsüz
haber vermek mümkün olabilecek. Ofisinizde çalışırken, bilgisayar ekranından olağan dışı gelişen bir olaydan haberdar olabileceksiniz. Evde bakıcısı ile kalan çocuğunuzu da bu sistemle rahatlıkla kontrol edebileceksiniz.”
Ersoy, sistem bileşenleri arasında, kişinin günlük faaliyetlerinin takibi için ivme ölçer, jiroskop gibi algılayıcılar ve gömülü kameralar (video ve ses algılayıcıları), ortamın durumunu takip eden ışık ve ısı ölçer gibi algılayıcıları içeren çevresel algılayıcılar, kişinin konumunu, mesela evin neresinde olduğunu takip eden RFID etiketleri, kişinin fizyolojik durumunu takip eden tansiyon ve nabız ölçer gibi algılayıcıların yer aldığını anlattı.
“Özellikle yaşamsal verilerin takip edilmesi konusunda geliştirilen sistem, kullanıcının, EKG, nabız, tansiyon, oksijen doygunluğu gibi temel sağlık bilgilerinin toplanması ve takip edilmesine yardımcı olmaktadır” diyen Ersoy, şöyle devam etti:
“Aynı zamanda ilaç alımı takibi de sistem bileşenleri arasında yer almaktadır. Dünyanın ve ülkemizin asıl gereksinimi, yaşlı veya kronik rahatsızlığı olan kişileri hastaneye gitmeye gerek kalamdan sağlıklı yaşatmak. Tansiyon, kalp ritmi, şeker gibi sağlık değerlerini, düşme gibi tehlikeli durumları insan desteği olmadan takip edebilme açısından bu sistemin hem ekonomik hem hayat kalitesi hem de güven hissi açısından büyük rahatlık sağlayacağına inanıyoruz.”
Prof. Dr. Cem Ersoy, sistemin kablosuz veri toplama, yani cihazların üzerinde veriyi depolamak yerine gerçek zamanlı olarak gerekli yerlere iletilmesi gibi özelliklerinin, hasta faaliyetlerinin gerçek zamanlı olarak takip edilmesine olanak sağladığını ifade etti.
“SİSTEM BİN DOLARA KURULABİLİR”
Bilgi teknolojilerini kullanarak, yaşlıların ve hastaların yaşam kalitelerini yükseltmeyi amaçladıklarını ifade eden Ersoy, dünyanın pek çok ülkesinde, buna benzer projeler üzerinde çalışıldığına, özellikle Avrupa Birliği'nin bu konuya büyük önem verdiğine işaret etti.
Ersoy, Türkiye'nin diğer ülkelerden geride olmadığını belirterek, “İsteyen bir firma bu sistemin üretimini seri halde gerçekleştirebilir. Bunu ürünleştirebilecek Türk şirketleri var. Bu projenin toplam bütçesi 250 bin lira. Böyle bir sistem, bin dolar ve altındaki bir fiyata, herhangi bir eve kurulabilir” diye konuştu.
Dünya genelinde yaşlı nüfusun her geçen yıl artış gösterdiğini, Nüfus Referans Bürosunun tahminlerine göre, önümüzdeki 20 yıl içinde gelişmiş olan ülkelerdeki 65 yaş üstü nüfusun tüm nüfusa oranının yüzde 20'lere yaklaşacağını kaydeden Ersoy, Dünya Bankasının yakın zamanda yaptığı çalışmanın sonuçlarına göre ise Türkiye nüfusunun yüzde 6'sını yaşlılar oluştururken bu rakamın önümüzdeki 10 yıl içinde yüzde 3'lük bir artış göstereceğini vurguladı.
Yaşlılığın yanı sıra kronik rahatsızlığı veya bedensel engeli sebebiyle bakıma ihtiyaç duyan nüfusun oranının da azımsanmayacak kadar yüksek olduğunu anlatan Ersoy, “Bu nedenlerle yüksek kaliteli bakım çözümleri önererek sağlık maliyetlerini düşürmek, ülkelerin önemli konuları arasında yer almaktadır” dedi.