Hastalara son sürat müdahale

Pilot iller arasında yer alan Adana'da da bir ambulans motosiklet 250 kişinin hayata tutunmasını sağladı.

Ambulansların, yoğun trafik, yanlış ihbarlar ve araç sürücülerinin trafikte yol vermemesi gibi sebeplerle olaylara müdahalede gecikmeler yaşanabilirken, Sağlık Bakanlığının çeşitli illerde pilot uygulama kapsamında başlattığı motorize ambulanslar, vakalara çok daha hızlı ulaşmaları sayesinde adeta cankurtaran vazifesi görüyor.

Adana'da yaklaşık 1 yıl önce uygulamaya başlanan ambulans motosiklet, kısa sürede başarılı çalışmalara imza attı. Yoğun kent trafiğinde acil vakalara 3-5 dakikada ulaşabilen ambulans motosiklet, özellikle kalp krizi gibi dakikalar hatta saniyelerin büyük önem taşıdığı vakalarda, diğer ambulanslara göre büyük avantaj sağlıyor.

Yaklaşık 4 yıldır 112 Ambulans Servisi Başhekimliğinde Acil Tıp Teknisyeni (ATT) olarak görev yapan Muharrem Başol, motorize ambulans ilk kurulduğundan beri hizmet veriyor. Zorlu görevinde Başol'a son 2 aydır meslektaşı Ceylan Şen eşlik ediyor.

Saat 230 kilometre hıza ulaşıyor

İki acil tıp teknisyeni, Enduro tarzda saatte 230 kilometre hıza ulaşabilen, 30 bin lira değerindeki motosikletleriyle gün içinde akşam saatlerine kadar hizmet veriyor. Motosikletle geceleri müdahalenin zor, güvensiz olması ve trafiğin geç saatlerde rahatlaması nedeniyle, ekip, akşam mesai bitimi yoğunluğunun ardından görevlerini bitiriyor.
Başol ve Şen, Sağlık Bakanlığı tarafından kendilerine sağlanan yaklaşık 3 bin iler değerindeki özel kıyafetle hizmet veriyor. Özel kıyafetler motosiklet kazalarına karşı ikiliyi korurken, kış aylarında da sürat nedeniyle rüzgarın ve yağmurun kendilerini olumsuz etkilemesini engelliyor.

Motorize ambulansta Formula 1 pilotlarının kullandığı tarzda “intercom” (telsiz kulaklıklı mikrofon) bağlantılı kasklar kullanılıyor. Kask sayesinde ekip, vakaya giderken hem kendi aralarında iletişimi sağlıyor, hem de 112 Acil Servis Komuta Merkezi ile görüşebiliyor.

Üzerindeki malzemelerle yaklaşık 320 kilo ağırlığa ulaşan motosikleti adeta bisiklet edasıyla rahat bir şekilde kullanan Muharrem Başol, küçük yaşlardan beri motosiklet tutkusunun bulunduğunu, kendisine ait bir motosikletinin de olduğunu söyledi.

Başol, yaklaşık 1,5 yıl önce motorize ambulansların kente geleceğini duyduğunu ve hemen talip olduğunu ifade etti.
İlk göreve başladığında vakalara müdahale ederken vatandaşların kendilerini şaşkınlıkla izlediğini, bazılarının trafik polisine bile benzettiğini anlatan Başol, şunları kaydetti:

“Motosikletle ilk görevlerimden birinde ilginç bir tepkiyle karşılaştım. Trafik kazası sonucu yaralanan bir kişiye müdahale ederken, yaşlı bir vatandaş, arkamdan bağırmaya başladı. 'Herkes işine baksın kardeşim, trafik polisi de yaralıya müdahale eder mi?' diye seslendi. Ben işime devam edip, yaralıyı ambulans gelene kadar hayatta tuttum. Tabii yaşlı amca, beni bir süre daha izleyince polis değil, acil servis görevlisi olduğumu anladı. Trafiğin yoğun olduğu bir mahallede kalp krizi vakasına gittiğimde, yine bir vatandaş tepki gösterdi. 'Biz ambulans istedik, siz ne yapabileceksiniz?' dedi. Ben cevap vermeden, hastaya müdahale ettim. Geldiğimde kalbi durmuş, nefes alamıyordu. Ambulans ulaşana kadar vatandaşın tüm hayati fonksiyonlarını normal hale getirince, bana bağırıp, kızanlar, teşekkür etmeye başladı.”

Başol, motosikletin kıvrak harekat kabiliyeti nedeniyle zaman zaman kaldırımdan bile hareket ederek, vakalara en kısa sürede ulaştıklarını anlattı.

Ekibe yaklaşık 2 ay önce katılan acil tıp teknisyeni Ceylan Şen ise motosikletin 4 tekerli araçlara göre daha riskli ve daha konforsuz olması nedeniyle pek tercih edilmediğini, ancak, kendisinde motosikletin bir tutku olduğunu belirtti.
Motosiklet ambulans hizmetinde görev almak için gönüllü olduğunu ve çalışmak için başvuruda bulunduğunu anlatan Şen, kendisindeki motosiklet sevgisinin küçük yaşlarda babası sayesinde başladığını anlattı.

Şen, “motosiklet aşığı” olarak tanımladığı babası Fikret Dülger'in motosikletle akrobasi hareketleri yaptığını belirterek, “Babam motosikletle çok zor olan akrobasi hareketlerini yapıyordu. Ben de küçüklükten beri onu örnek aldığım için motosikletlere yabancı değilim. onu izleyerek büyüdüm. Motosiklet tutkusu genlerimde var” dedi.
Şen, motorize ambulans görevinde en büyük desteği de babasından aldığını ifade etti.

İl Sağlık Müdürü Aytekin Kemik de, motorize ambulansın, kara ambulansından neredeyse hiç bir farkının bulunmadığını belirtti. Motosikletin özellikle yoğun trafikte büyük önem taşıdığına değinen Kemik, “Motorize ambulanslarda her türlü tıbbi teçhizat var. Küçük bir yoğun bakım ünitesi gibi, kara ambulansımız gibi tam donanımlı” dedi. Kemik, motosikleti kullanan ekibin, Sağlık Bakanlığının düzenlediği kurslarda 2 ay boyunca ileri sürüş eğitimleri aldığını vurguladı.

Motorize ambulansın, 112 Acil Servis için “can simidi” olduğunu anlatan Kemik, şunları kaydetti:

“Özellikle trafiğin yoğun olduğu bölgelerde bizim gerçekten can simidimiz. Vatandaşın yardımına koşan ekibimiz özveri ile çalışıyor. 1 yılda yaklaşık 250 vakada müdahale ettikleri kişileri hayata bağladılar. Çarşı merkezinde, dar sokakların bulunduğu alanlarda kaza meydana geldiğinde trafik anında tıkanıyor. Kara ambulansının oraya gitmesi zor oluyor. Motorize ekibimiz bu noktada hemen devreye girerek müdahale ediyor.”

Kemik, henüz Adana'da bir motorize ekibin bulunduğunu, ancak sayıyı artıracaklarını belirterek, “Gelecek haftalarda 1 ekip daha devreye girecek. Sadece iyi bir acil tıp teknisyeni bulmanız önemli değil. Motosikleti de sevmeli, kullanmalı. Motosiklet kullanmakta gönüllü ve eğitimli insan bulmakta zorlanıyoruz. Aramalar, sonucu bir şoför arkadaşımız bu işe gönüllü. O da eğitimden geçirdikten sonra motorize ambulansla hizmet verecek” diye konuştu.