'Hassas olduğumuz iki temel konu bayrak ve vatan'

YETKİ ÜÇ AYRI YERE DAĞITILIR

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, yetkinin bir kişiye değil, üç ayrı yere verilmesini öngören bir sistemin adıdır. Yasama organı, TBMM, millet adına kanunlar çıkarır. Yürütme organı, kanunları uygular. Yargı; tarafsız, bağımsız olmalı, hukukun üstünlüğüne göre karar vermeli. Eğer bunları yapabilirsek parlamento güçlü olmuş olur. Yani ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’den kastettiğimiz budur. Bir ülkede demokrasi varsa vatandaş şu soruyu sorar: Ey hükümet, ey yürütme organı; ödenen vergileri nerelere harcadın? Demokrasinin temel unsuru, iktidarın toplamış olduğu vergilerin nerelere ne kadar harcandığının hesabının millete verilmesidir.

MİLLİ BİRLİKTE EN HASSAS PARTİ

Milli birlik konusunda, en hassas olan parti CHP’dir. Biz hiçbir egemen gücün Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerine gölgesinin dahi düşmesini istemeyiz. Şehitlerimiz var. Ben bu şehitlerin hakkını nasıl savunacağım? Dolayısıyla geçmişte var olan ayrışmalarımızı bir tarafa bırakmak zorundayız. Algılarımızı bir tarafa bırakmak zorundayız. Birbirimize güvenmek zorundayız.

Eğer ben şehitlerin hakkını, memleketin, vatanın hakkını savunmamışsam bana her şeyi söyleyebilirsiniz. Ama biz kanımızın son damlasına kadar, kendi ülkemizde yaşayan 83 milyonun hakkını ve hukukunu korumak zorundayız.

PKK’NIN SALDIRDIĞI TEK LİDER BENİM

CHP’yi PKK’lı diye suçluyorlar. PKK’nın saldırdığı tek lider benim. Şavşat’tan Ardanuç’a giderken canımızı zor kurtardık. Bir er şehit oldu. Ama toplum hemen unutuyor. Bu ülkenin çıkarlarını savunmak kolay değildir, zordur. Milletin hakkını, hukukunu savunmak kolay değildir, zordur. Ankara’dan, İstanbul’a kadar 450 km Adalet Yürüyüşü yaptım, bu kolay bir şey mi? Dünya siyaset tarihinde hiçbir siyasetçi bu kadar uzun bir yolu adalet için yürümemiştir. Dolayısıyla biz hakkı, hukuku ve adaleti savunuruz. Hangi partiden, hangi kimlikten, inançtan veya hangi yaşam tarzından olursa olsun. Hassas olduğumuz iki temel konu var; bayrak ve vatan. Bayrağımız dalgalanacak, vatanımızda özgürce hür yaşayacağız.

Biz 83 milyonun yarattığı katma değerin önemli bir kısmını yurtdışında tefecilere faiz olarak ödüyorsak, milliyetçilik bunun neresinde? Türkiye’de namuslu siyasetçiye, düzgün siyasetçiye ihtiyaç var. Cebine değil halka çalışan siyasetçi ihtiyacı var. Bunlar olduğu takdirde Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur.

SORUN VAR AMA AŞMAK MÜMKÜN

İşsizlikle mücadelenin tüm dünyada bilinen tek yolu var: Üreten Türkiye. Türkiye üretirse istihdam yaratır. Neden Türkiye kendi istihdam alanını yaratmıyor? Çünkü tarımda üretmiyorsan, içerde üreten zarar veriyor. Zarar eden eker mi, üretir mi? Fabrikalar ham maddeyi dışarıdan alıyor, içeride çok pahalı. Pamuğu bile Yunanistan’dan alıyoruz. Dediğim gibi birçok sorun var ama aşmak mümkün.”

ESNAFIN KREDİ FAİZİ SİLİNMELİ

“Esnafın bankalardan aldığı kredilerin faizlerinin tamamının silinmesi ana paranın da makul bir süre için takside bağlanması lazım. Hem faizi alıyorsun sonra yenilerken yüksek faiz ile yeniliyorsun. Ne oldu, borç yine benim sırtımda. Sosyal devlet yardım mı yaptı? Diyorlar ki 1500 TL altında aylık alan kimse yok... Yüz binlerce kişi var. Ama rakamlar, yani istatistikleri açıklamıyorlar Kılıçdaroğlu görmesin diye.”

NE DEMEK PARAM YOK

“Siyasetin görevi şudur: Kişi işsizse iş bulacak, çocuk iyi okula gidecek, hastanede iyi tedaviye gönderecek, herkesin işi aşı olacak. Biz bu görevi bıraktık, efendim sen Kürt müsün, Türk müsün, Alevi misin, Laz mısın? Ya arkadaş sana ne? Sen şu soruyu bana sor: Senin çocuğunun işi var mı, yok mu? Türkiye’de bugün geldiği temel açmaz noktası bu. Bu noktadan Türkiye’nin süratle çıkması lazım. Anayasa’nın ikinci maddesi, sosyal devletten söz eder. Yani vatandaşın bir ekonomik sosyal sorunla karşılaştığında o sorunu çözmeyi devlete görev olarak vermiştir bu Anayasa. Eğer bu esnafa ‘Dükkanı kapat’ diyorsan, o zaman oradaki ekonomik sorunlarını gidereceksin. Efendim param yok. Ne demek param yok? Türkiye’de para var ama nerede ne kadar kullanılacağına siyaset karar verir.”