Güncelleme Tarihi:
TARİHİ MESULİYETİM VAR
“Suriye ve Irak’ta olanları yaşarken yeni nesil bir şeyi çok iyi bilmeli: Acaba Misak-ı Milli nedir? Eğer Misak-ı Milli’yi kavrarsak, anlarsak Suriye’deki, Irak’taki sorumluluğumuzun, ne olduğunu anlarız. Ama onu bilmezsek ne Suriye’deki, ne Irak’taki sorumluluğumuzun ne olduğunu anlarız. Musul üzerinde bizim sorumluluğumuz var. Onun için hem masada olacağız hem de arazide olacağız diyorsak bunun bir sebebi var. Durup dururken, ‘Dostlar alışverişte görsün’ diye de söylemiyoruz. Onbinlerce kilometre mesafeden çıkıp geleceksin, o senin için bir hak olacak; neymiş, Bağdat çağırıyormuş. Tamam da bu benim 350 kilometre sınırım, her an tehdit var. Burada tarihi sorumluluğum, mesuliyetim var ve biz burada olacağız. Hem arazide olacağız, hem de masada olacağız. Bütün diplomatik görüşmeler, şunlar bunlar bir taraftan yürüyor, yapılıyor. Diğer taraftan hazırlıklarımız araziye yönelik devam ediyor.
EL BAB’A DOĞRU YÜRÜYORUZ
Biz ‘Dabık’a ineceğiz’ dedik. Dabık’tan da DEAŞ dayanmaya gayret etti, çok fazla da dayanamadı, orayı terk edip gitti. Şimdi El Bab’a doğru yürüyoruz. Ve doğuda Münbiç ile ilgili koalisyon güçlerine şunu söyledik. Orada PYD, YPG gibi terör örgütleri olmayacak. Orası yüzde 95 itibariyle Araplarındır. Dolayısıyla PYD ve YPG doğuya gidecek, Münbiç’i boşaltacak. Dün (önceki gün) itibariyle Amerikalı dostlar dediler ki; Tamam. Siz de bize yardımcı olun. Biz baştan beri söylüyoruz dedik. Yeter ki siz bizim bu tekliflerimize evet deyin. Sizler buraya yabancısınız, sizler bilmezsiniz. Oranın tarihini de her şeyini de biz iyi biliriz. Şu anda burada da mutabıkız.
KARDEŞLERİMİZİ YEDİRTMEYİZ
‘Rakka’da ne yapacağız’ dediler. Gelin beraber burada bir operasyon yapacağız diyorsanız, Rakka DEAŞ’ın merkezidir, biz Rakka’da sizlerle beraber bu operasyonu yaparız. Gerekirse oradan da bu DEAŞ, boşaltılıp gider. Şimdi bunun da görüşmeleri yapılıyor. Biz dürüst, samimi hareket ediyoruz. Bizim ne Suriye’nin ne Irak’ın topraklarında gözümüz yok. Bize 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarımız yeter. Yeter ki kimsenin bizim vatan topraklarımızda gözü olmasın. Irak’ta biz şu anda yürütülmekte olan bu mezhep çatışmalarına kesinlikle taraf olmak istemiyoruz. Ama oradaki Sünni Arap, Türkmen kardeşlerimizi de birilerine de yedirtmek istemiyoruz.
DOST DA DÜŞMAN DA BİLMELİ
Türkiye, tüm terör örgütleriyle aynı anda mücadele edecek güce, imkana, kararlılığa sahiptir. Bölgemizde kurulmaya çalışan denklemleri görüyor, siyasi ve fiili olarak müdahalelerimizi gerçekleştiriyoruz. İşte, Suriye sınırında bir terör koridoru oluşturmak istediler. Suriye’nin kuzeyi, bizim güneyimiz. Dedik ki buna müsaade etmeyiz. Kim ne derse desin. Artık bu işler tamamen bitmiştir. Biz buralarda bir terör koridoru oluşturulmasına müsaade etmek suretiyle, ülkemizin güneyini hiçbir zamanla terörle karşı karşıya bırakamayız. Bu konuda kararlıyız. Dost da düşman da bunun böyle bilmeli.
BAĞDAT DEDİĞİN NEDİR?
Şimdi Musul operasyonu başladı. Bizim bu operasyon konusunda en başından beni itirazımız, hep şunu söyledik. Musul Arap ve Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı, ağırlıklı Sünnilerden oluşan bir bölgedir. Bize diyorlar ki, burada bir Şia, Sünni savaşı olmaması lazım. Peki güzel, senin Bağdat dediğin nedir? Bağdat dediğin tamamen Şia’dan oluşan bir ordunun yönetimidir. Biz onlarla mı konuşacağız. Eğer biz kalkıp da Musul’un kaderini onlarla paylaşmaya yönelirsek şunu kabullenmemiz gerekir ki yarın burada Şia, Sünni ile bu mücadelesini verecek ve ardından da burayı Haşdi Şabi’ye terk edecek. 30 bin kişiyle Haşdi Şabi geliyormuş. Kaç bin kişiyle gelirse gelsin. Geleceği varsa göreceği var.
DEAŞ’LA, PKK’YLA UĞRAŞ
Bağdat yönetiminin Şii kanadı, cesaretlerinin kaynağını gayet iyi bildiğimiz bir tavırla, meseleyi alenen Türkiye düşmanlığına dökmüş durumdadır. Irak topraklarının bir kısmını işgal etmiş olan DEAŞ’e, bir başka kısmını işgal etmiş olan PKK’ya karşı gösterilmeyen çiğ bir tavır, Türkiye’ye sergileniyor. Sen bize kabadayılık yapacağına git DEAŞ, PKK ile uğraş. Onlara karşı en ufak tavır koyamıyorsun, Kusura bakma. Bölgemizde geçmişte pek çok örneği görülen bir mezhep çatışması riskinin önüne geçmeye çalışıyoruz. Bizim derdimiz bu. Musul’un geleceğine Musul halkı karar vermez ve burası dışarıdan getirilen birtakım güçlerin hakimiyetine sokulmaya çalışılırsa, ortaya çok vahim görüntülerin çıkması kaçınılmazdır. İşte biz bu felaketi önlemek için Musul operasyonunda yer almak durumundayız.”
ÜLKENİZDE BARINDIRMAYACAKSINIZ
İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği’nin 36. İcra Komitesi Toplantısı’na katılan meclis başkanlarına verdiği öğle yemeğinde FETÖ ile mücadele mesajı veren Erdoğan, şunları söyledi: “Sizlerden bize destek olmanızı bekliyoruz. Çünkü sizlerin ülkesinde de bunların okulları, çeşitli dernekleri var. Bunları inanıyorum ki ülkelerinizde barındırmayacaksınız.”
REKTÖR ATAMALARINDAKİ USULDEN VAZGEÇİLSİN
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, üniversitelerdeki mevcut rektörlük seçim sisteminin hizipleşmeleri arttırdığını belirterek, “Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır” dedi.
Erdoğan, akademik yıl açılış töreninde özetle şunları söyledi: “Yaşadığımız tecrübeler bize yükseköğretim sistemimizi hem üniversite hem de YÖK bakımından yeniden bir yapılandırmaya ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Üniversitelerimiz halen var olan, rektör adaylarının öğretim elemanlarının oylarıyla tespit edildiği sistemin kendisi bir sorun haline dönüşmüştür. Görünüşte demokratik olan rektörlük seçimleri üniversitelerde gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları arttıran bir işleve bürünmüştür. Üniversite içinde zaten çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç YÖK’ün ve Cumhurbaşkanı’nın takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum. Aynı şekilde genel olarak yükseköğretim sisteminin ciddi bir yeniden yapılandırılmaya tabi tutulması gerekiyor.”
ELİNİ ÖPTÜ
Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2016-2017 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’ne 181 rektör, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Törene katılan bir öğrenci Cumhurbaşkanı Erdoğan ile hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra da Erdoğan’ın elini öptü. Törene katılan YÖK Başkanı Prof.Dr.Yekta Saraç ise Erdoğan’a kitap hediye etti.