Güncelleme Tarihi:
‘Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi', tarihi ilçeyi sular altında bıracak Ilısu Baraj'ına kredi sağlayacak Almanya, Avusturya ve İsviçre'ye tepki gösterdi. Bu ülkelerin kredi vermemesi halinde barajın gerçekleşmesinin memkün olmayacağını belirten Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi, üyeleri yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Dicle Nehri üzerinde planlanan Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santralı'nın dış ülkelerin doğrudan katkılarıyla yapılmak istendiği, finansmanı konusunda önümüzdeki günlerde nihai imzalar atılabileceği belirtildi. Açıklamada şöyle denildi:
“Son imzalar Almanya, İsviçre ve Avusturya hükümetleri, bankalar ve Ilısu konsorsiyumu arasında atılırsa, baraj inşaatın önünde finans engeli kalmamış olacaktır. Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi ve değişik sivil toplum kuruluşları yaklaşık iki yıldır Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümetlerini kredi teminatı vermeme konusunda genişçe eleştirip protesto ediyor. Buna rağmen bu 3 ülke hükümeti çıkarlarını göz önünde bulundurarak bu imzaları atmayı planlamaktadır. Ilısu Barajı gölün planlandığı bölge uygarlık tarihi açısından son derece önemlidir. Başta olağanüstü doğal bütünlüğe sahip antik kent Hasankeyf olmak üzere, Dicle Vadisi'ndeki yüzlerce arkeolojik sit alanı sular altında kalacaktır. Ilısu Projesi 55 bin kadar insanın yerlerinden göç ettirilip yoksullaştırılmasına, kentlerde ekonomik ve sosyal sorunlar yaşanmasına neden olacaktır. Bölgemiz açısından çok büyük değeri olan ve ayakta kalabilen son büyük nehir eko sistemlerinden Dicle Vadisi zengin bitki örtüsü ve canlı varlıklarıyla yok olacaktır.”
Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi üyeleri ayrıca kesinleştirilmek istenen bu anlaşmayı kınadıklarını belirterek, “Henüz zaman daha geç değilken Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümetlerini projeden kredi teminatı çekmelerini ve Avrupalı bankalardan da krediyi vermemelerini talep ediyoruz. Kredi için atılacak imzalar, o ülkelerin tarihlerine kara gün olarak geçecektir. Ilısu projesinin neden olacağı tüm olumsuz sonuçlardan Avrupalı hükümetler, şirketler ve bankalar Türk hükümet ve şirketleri kadar sorumlu olacaktır. Tüm taraflar bilmeli ki bizim mücadelemiz Ilısu projesinin başlamasından sonra da devam edecektir” dedi.