Güncelleme Tarihi:
Yaklaşık 50 yıl önce projelendirilen ve Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden biri olan GAP'ın anahtar projesi Ilısu Barajı ve HES tamamlandığında, göl hacmi bakımından Türkiye'nin ikinci büyük barajı olacak.
2013 yılında hizmete alınması planlanan proje, kurulu güç ve yıllık enerji üretim kapasitesi bakımından da Atatürk, Karakaya ve Keban'dan sonra 4'üncü büyük HES olma özelliğini kazanacak.
GAP bünyesinde Dicle Nehri üzerine inşa edilecek Ilısu Barajı ve HES, Şırnak ilinde yer alıyor.
Suriye sınırına yaklaşık 45 kilometre mesafede olan Ilısu, temelden 135 metre yüksekliğine, 43,79 milyon metreküp dolgu hacmine ve bin 820 metre kret uzunluğuna sahip olacak. Tesis tamamlandığında baraj gölünde 11 milyar metreküp su depolanacak.
Her biri 200 megawatt (MW) gücünde 6 üniteden oluşan ve toplam kurulu gücü bin 200 MW olan santral devreye girdiğinde, yılda ortalama 3 bin 833 Gigawatt/saat (GWh) enerji üretimi gerçekleştirilecek.
Bu enerji üretiminin yanı sıra Ilısu Barajında regüle edilen ve daha sonra inşa edilecek Cizre Barajına bırakılacak sularla Nusaybin, Cizre, İdil, Silopi ovalarında toplam 121 bin hektar alanın modern sulama teknikleriyle sulanması da mümkün olacak.
7 YILDA TAMAMLANACAK
Yapımı 7 yıl sürecek barajın inşaatında 7 bine yakın kişi istihdam edilecek. Çalışanların büyük bir kısmının bu bölgede yaşayanlardan oluşacağı göz önüne alınırsa baraj, bölge istihdamına büyük katkı sağlayacak.
Bunun yanında barajın yapımı ile oluşacak baraj gölünde büyük miktarda balık üretimi gerçekleştirilecek, bu da bölge kalkınmasına hız kazandıracak.
TARİHİ ESERLER KORUNACAK
Bu arada Ilısu Barajının inşası nedeniyle, tarihi Hasankeyf Antik kenti ile birlikte Diyarbakır, Mardin, Siirt ve Batman'a bağlı 199 adet yerleşim yeri sudan etkilenecek.
Ilısu Barajının inşasından etkileneceği belirtilen Hasankeyf Antik Kenti konusunda da çalışmalar büyük bir hassasiyetle devam ediyor.
Hasankeyf Yukarı Şehir Alanı'nda yer alan kültürel varlıkların yüzde 80'inden fazlası Ilısu Projesinin maksimum su kotundan etkilenmediğini, dolayısıyla sular altında kalmayacağını belirten DSİ yetkilileri, bu bağlamda Yukarı Şehir'de bulunan onlarca mezar, türbe, höyük, eski kalıntılar ve 4 bin 200 mağara evin Ilısu Baraj gölünden etkilenmeyeceğini vurguladılar.
Yetkililer, söz konusu bölgenin “Arkeolojik Park ve Açıkhava Müzesi” olarak düzenleneceğini ve Hasankeyf Yeni Kültürel Park Alanı ile birlikte “Türkiye'nin ve dünyanın kültür ve turizm cazibe merkezi” olacağını kaydettiler.
Ilısu Barajı gölünden etkilenecek Aşağı Şehir ve Karşı Şehir Alanı'nda bulunan El Rızk Camii, Koç Camii, Sultan Süleyman Camii, Kızlar Camii, Küçük Camii, Zeynel Bey Türbesi, İmam Abdullah Zaviyesi, Artuklu Köprüsü gibi kültür varlıklarının ise bulundukları konuma yakın bir yerleşimde Türkiye'de ve dünyada bu hususta uzmanlaşmış bir ekip yönetiminde Hasankeyf Yeni Kültürel Park Alanı'na taşınarak yerleştirileceği, bu amaçla 53 milyon dolar ödenek ayrıldığı da kaydedildi.
Hasankeyf’i sular altında bırakacak Ilısu Barajı’nın temel atma töreni öncesinde, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi antik kentte bir çadır kurdu.
Yıllardan beri yapımı tartışılan ve Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı’nın temelini atmak için Başbakan Erdoğan, 5 Ağustos Cumartesi günü Mardin’in Dargeçit ilçesi Ilısu Köyü’nde olacak. Baraja karşı çıkan 52 belediye, dernek ve odadan oluşan Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi de, Erdoğan’dan önce çadır açmak için Hasankeyf’e gidecek.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir başta olmak üzere en az 25 belediye başkanı ile aktivistler yurttaşlarla birlikte Hasankeyf’te çadırda sabahlayacaklar.
HASANKEYF DOĞAL ANITTIR
Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, yayınladığı deklarasyonla, kamuoyuna çağrı yaparak herkesin Hasankeyf için duyarlı olmasını istedi. Ilısu Barajı’nın su altında bırakacağı Hasankeyf’in birinci dereceden sit alanı olduğu belirtilen deklarasyonda, Hasankeyf gibi yerlerin 100 bin yılda bir oluştuğuna dikkat çekilerek, Hasankeyf’in “doğal anıt” niteliğinde olduğu kaydedildi.
Deklarasyonda, yasalar gereğince buraya yapılacak herhangi bir müdahalenin ilgili resmi kurul olan Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun onayından geçmesi gerektiğine dikkat çekilirken, “Oysa ne Hasankeyf ne de diğer 200’ü aşkın Sit alanı hakkında bu Kurul’dan alınmış böylesi bir izin yoktur” görüşüne yer verildi.
“TAŞINARAK KURTALACAĞI BEYANİ GERÇEK DEĞİL”
Ilısu Barajı’nın yapımı için uluslararası finans kuruluşlarıyla anlaşma yapıldığı bilgisinin de doğru olmadığı ifade edilen deklarasyonda, “Proje için finansmanın sağlandığına dair var olan söylemler gerçeği yansıtmamakta ve kamuoyunu bilinçli bir şekilde yanıltmaktadır” denildi.
Yapılacak barajın ekonomik ömrünün 50-60 yıl olacağı belirtilen deklarasyonda “bir baraj için binlerce yıllık bir tarihin yok edilmemesi gerekir” denildi.
BARAJIN YOL AÇACAĞI TAHRİBAT
Deklarasyonda barajın yol açacağı diğer sorunlara ilişkin şu görüşler sıralandı:
“Ortak tarihimiz ve geçmiş hafızamız olan Hasankeyf gibi doğal ve arkeolojik bir SİT alanı tümüyle sular altında kalacak, yok olacak.
.Bağlantılı projelerin de yapımıyla baraj sayesinde sulanması planlanan tarım alanlarından çok daha büyük miktarda verimli tarım arazisi baraj suları altında kalacak. Baraj bölgenin sosyo-ekonomik kalkınması yolunda öngördüğü amacın tam tersine hizmet edecek.
.55 bin ile 78 bin arasında insan yerlerinden olacak, göç etmek zorunda kalacak. Bu insanların yüzde 70-80’inden fazlası hali hazırda almış olduğu önceki göç dalgaları ile gelen sosyo-ekonomik sorunlarla boğuşan Batman, Diyarbakır, İzmir, İstanbul gibi büyük metropollere gitmek istemekte.
.Ilısu Barajı ve bağlantılı projeler bölgenin ekolojik dengesini, Dicle Vadisi’nin zengin bitki örtüsünü ve canlı varlıklarını tahrip edecek, tarım arazilerinin ve suyun kalitesinde onarılmaz hasarlara yol açacak.”