Güncelleme Tarihi:
HASAN Mezarcı, 2000’li yılların başında kaçak olarak yaşadığı Almanya’da ‘Mesih’liğini ilan etti. “İsa Mesih” adını kullanıyor. Birçok inanç grubu tarafından “kurtarıcı” olarak beklenen kişi olduğu iddiasında. İşi, bu görevin kendisine cezaevi günlerinde Allah tarafından, “peygamber ilan edilerek” verildiği iddiasına kadar götürüyor. Küpesi için Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim’i referans gösteren, ilk üç parmağını göstererek yaptığı hareketi de ‘Mesih işareti’ sayan Hasan Mezarcı, görüşlerini yaymak için ağırlıklı olarak sosyal medyayı kullanıyor. Memleketi Düzce’de yaşayan Hasan Mezarcı’nın paylaşımları ise ilgi gördüğü kadar tepki de çekiyor.
Örneğin 3 yıl önce, kendilerini “Havariler” olarak niteleyen az sayıdaki inananının “Şemame” türküsü eşliğinde halay çekip, horon tepip, göbek attığı bir düğünle Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Dr. Esin Tatlı ile evlenmişti. Bu düğünün görüntüleri ya da yine “Havarileri”nin “iyi ki doğdun Mesih” alkışları arasında doğum günü pastasının mumunu üflediği paylaşımları gülümsetiyor.
‘ALKOL YASAĞINI KALDIRDIM TESETTÜR MECBURİ DEĞİL’
Ancak “Bir gün bir manevi alemde Cenab-ı Allah ile beraber yolculuk yapıyoruz. O sağ tarafta ben O’nun solundayım, konuşarak gidiyoruz, çok yüksek bir dağa tırmanıyoruz...” diye başlayıp, Ankara’daki siyasetçilere göndermelerde bulunduğu görselleri ise tepkilere yol açıyor.
Ya da “Mesih’e inananlar tesettür emrine riayet edip etmemekte, bağımlı olmamak ve kontrollerini kaybetmemek kaydıyla alkol alıp almamakta, domuz eti yiyip yememekte, sünnet olup olmamakta, kurban kesip kesmemekte serbesttirler” paylaşımı...
Son olarak, Almanya’yı yenerek Tokyo Olimpiyatları vizesini alan kadın milli voleybol takımı sporcularının kıyafetleri üzerinden başlatılan “tesettür” tartışmalarına da “Bazı haramları helal kılma yetkisini kullanarak dinlerdeki ‘tesettür, harem selam’ zorunluluğunu kaldırdım” diyerek taraf oldu.
Bir başka paylaşımında, herkesin kendi günahına bakmasını isteyerek, “Fahişe Meryem’i yargılamadığım gibi LGBT’lileri de yargılamıyorum” dedi. Bir paylaşımında da Tevrat’taki recm cezası gibi İslam’da var olduğu söylenen cezaları da kaldırdığını söyleyip “Zina yapanı yargılamayın, günahın yargısını Allah’a bırakın” çıkışında bulundu.
‘AKILLI DEĞİLDİ Kİ DELİRDİ DİYEYİM’
Çoğunun, “Allam bu adam çok komik ya...” diyerek gülüp geçtiği bu çıkışlara “Yoldan çıkmış bu adam” diyerek “Cehenneme ilk sıradan adaylık” önerileriyle sert tepki verenler de yok değil. Ancak geçmişte daha çok “laik” kesimlerle karşı karşıya gelmiş olan Hasan Mezarcı’nın yeni hayatında bu kez İslamcı kesimlerin şimşeklerini üzerine çekmesi de hayatın ironisi olsa gerek...
Ama değişmeyen bir şey vardır. O da devletle başının bir türlü dertten kurtulamaması. Geçmişte Atatürk’e hakaret ve laikliğe aykırı davranışları gerekçesiyle onlarca davaya muhatap olup cezaevine düşen Hasan Mezarcı hakkında, bugün Mesihliğini ilan etmesi yüzünden “halkın dini duygularını aşağılama” gerekçesiyle soruşturma açıldı. Bunu da yine sosyal medya üzerinden kendisi duyurdu.
ŞEVKİ YILMAZ’A GÖRE İĞNEYLE DELİRTİLDİ
Peki Hasan Mezarcı’ya ne oldu? “İslamcı” çizgide önemli bir savrulma olarak da nitelenebilecek Mesihlik iddiası, haliyle akla o soruyu getiriyor: Hasan Mezarcı delirdi mi?
“Evet delirdi” diyen de var, hatta “cezaevinde iğneyle delirtildi” diyen de. İğneyle delirtildiği iddiasının sahibi eski milletvekili arkadaşı Şevki Yılmaz.
Ama bir yandan da “O akıllıyken de deliydi” görüşleri var. 1990’ların başında aynı dönem kendisiyle birlikte milletvekilliği yapan eski bir arkadaşının değerlendirmesi böyle.
Hasan Mezarcı üzerinde etkisi olduğu söylenen ve ölümünden önce çok tartışmalı Cumhuriyet tezleriyle gündemde olan tarihçi, yazar Kadir Mısıroğlu’nun değerlendirmesi de benzerdi: “Akıllı değildi ki delirdi diyeyim. Benim tanıdığım günde bile deliydi. Akıl hastası, Allah ıslah etsin mi diyeyim, Allah sıhhat afiyet mi versin diyeyim? Allah ne bilirse öyle yapsın.”
DELİZYONEL HEZEYAN BOZUKLUK TEŞHİSİ
Hatta 2000’li yılların başında aleyhine açılan “medeni haklarını kullanma ehliyeti olup olmadığının tespiti” ile ilgili davada, Ankara Numune Hastanesi’nin kendisine, “delizyonel hezeyan bozukluk, mistik grandiyöz tip” (sanrı) teşhisi koyduğu kamuoyuna yansıdı. Uzmanlara göre bu, “gerçek dışı inançlara ve düşüncelere aşırı bağlılık, olmayanları görmek ve yaşamak, kendini üstün görmek, tanrı ve peygamber gibi doğaüstü güçleri olduğuna inanmak” anlamı taşıyan psikolojik bir rahatsızlığın belirtisi.
Ancak kendisi bu “delilik” iddialarını, “her peygambere deli dediler” diyerek reddetti. 1990’ların ortalarında partisinden ihraç edildikten sonra yargılandığı bir davadan aldığı mahkumiyetle cezaevine giren Hasan Mezarcı’nın, bu cezaevi günleriyle birlikte bir tür içine kapanma ve yalnızlaşma sürecine girdiği de söyleniyor.
1990’LARIN O FIRTINALI GÜNLERİNİ HATIRLAYALIM
Sonuçta bu çalışma, “Hasan Mezarcı nasıl delirdi?” tartışmalarına genel bakış oluşturabilecek bir hayat hikâyesi araştırması olmayı hedefliyor.
Bunun için de galiba, Hasan Mezarcı’nın 66 yıllık hayatının belki de en önemli kırılma anlarına tanıklık eden 1990’ların o fırtınalı günlerine dönmek gerekiyor.
BEN NE DİYEYİM
Eski milletvekili Şevki Yılmaz, birlikte siyaset yaptığı arkadaşı Hasan Mezarcı’nın “cezaevinde iğneyle delirtildiğini” düşünüyor. Bir süre önce hayatını kaybeden yazar Kadir Mısıroğlu ise Mezarcı’daki değişimi “Benim tanıdığım günde de deliydi. Akıl hastası, Allah ıslah etsin mi diyeyim, Allah sıhhat, afiyet mi versin diyeyim. Allah ne bilirse öyle yapsın” sözleriyle yorumlamıştı.
YARIN: ERBAKAN BANA ‘SENİ KITIR KITIR KESECEKLER’ DEDİ.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR