Güncelleme Tarihi:
Öğretmen, eski millî eğitim bakanı, Köy Enstitüleri'nin kurucusu Hasan Ali Yücel, 17 Aralık 1897'de İstanbul'da doğdu. Atatürk'ün ölümünden sonra, 1938-1946 yılları arasında Millî Eğitim Bakanlığı yapan Hasan Ali Yücel, Cumhuriyet Döneminin, çok yönlü kişiliğe sahip seçkin bir eğitim, kültür ve siyaset adamı olarak kabul edilir.
Hasan Ali Yücel ,çocukluğunun ilk yıllarında, ailesiyle Merkez Efendi Mahallesi'ndeki Yenikapı Mevlevihanesi ziyaretlerine katıldı. Burada izlediği mistik makam ve fasıllar, dönüş törenleri, O'nun müzik yeteneğinin belirginleşmesinî sağladı. Hasan Ali Yücel, çevrede "müzik Üstadı" olarak tanınan Mehmet Celaleddin Dede Efendi'nin yönettiği "müzik mektebi"nde eğitim gördü.
Hasa Ali Yücel, altı yaşlarında iken aile, Gümüşsuyu'nda yaptırdığı yazlık köşke taşındı. O da Topkapı Semti'nde bulunan Taş Mektep'e yazdırıldı. 1906 yılında, dokuz yaşındayken Mekteb-i Osmanî'ye gönderildi. Burada ilgisini çeken yeniliklerle karşılaşır; örneğin, yazı tahtasını, haritaları ve sıraları görür; sınıf ortamıyla tanıştı. Ayrı ayrı hocalardan ders gördü. Bu arada Meşrutiyet ilan edilmiş (1908); hürriyet şiirleri, marşları ve şarkıları duyulmaya başlamıştı. Bunları zevkle ezberledi ve söyledi. Beş yıllık bu okulu 1911'de pekiyiden de üstün bir derece (Aliyyülala) ile bitirir. Okuma tutkusu oldukça gelişti; Beyazıt kitapçılarından aldığı romanları -babasına rağmen- yutarcasına okumayı sürdürdü.
Mekteb-i Osmanî'den sonra, Hasan Ali Yücel için Vefa İdadisi dönemi başladı, "İntikam Olsun" başlıklı ilk yazısını burada öğrenciyken yazar; "Mektepli" dergisinin açtığı yarışmaya katıldı. 17 Ekim 1913'te yayınlandı. Ne var ki, son sınıftayken, Birinci Dünya Savaşı nedeniyle askere alındı; okula ara vermek zorunda kaldı. Önce asteğmen; sonra teğmen olarak toplam üç buçuk yıl askerlik yaptı, 2 Aralık 1918'de terhis edildi.
Hasan Ali Yücel, askerlik sonrası öğretimini Darülfünün'da tamamlama imkanı buldu. Liselerin son sınıfında okurken îlkin Hukuk Fakültesi'ne kayıt yaptırdı. Bir yandan da İfnam gazetesinde çalıştı. Türk Sesi gazetesinin kurucuları arasında yer aldı. Ancak hukuk öğretimini, dersteki yöntemi yüzünden tartıştığı hocası Celalettin Arîf Bey'e kızgınlığı nedeniyle yarıda bırakmak zorunda kaldı. Edebiyat Fakültesi'nin Felsefe Şubesi'ne kaydoldu. Artık Cağaloğlundaki Darülmuallimîn-i Aliye (Yüksek Öğretmen Okulu)'nin öğrencisi durumundaydı.
Bu dönemde, Hasan Ali Yücel; Y.Kemal, A.Hamdi Tanpınar gibi şairlerle ikbal Kıraathanesi'ne gidip gelmeye başladı. Hasan Ali Yücel ‘in üzerinde etkisi olan hocalar arasında, Kuvay-ı Millî ye hareketini Akşam gazetesindeki yazılarıyla desteklemiş olan Necmettin Sadık (Sadak)'ın özel bir yeri olduğu söylenebilir.
Hasan-Âli, Darülmuallimîn-İ Aliye'den "Ruh ve Beden" üzerine yaptığı tez niteliğindeki otuz sayfalık bir çalışmasıyla 1921'de mezun oldu.
Giresun'un Görele ilçesinde adına " Hasan Âli Yücel Kültür Merkezi " kurulmuştur. İstanbul Üniversitesi'nin eğitim fakültesi de "Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi" adıyla kuruldu. 5 Ağustos 1946'da 7 yıl 5 ay sürdürdüğü bakanlık görevinden istifa etti. İstifasından sonra gazetecilik görevine döndü. 26 Şubat 1961 tarihinde konuk olarak kaldığı Prof. Dr. Tevfik Sağlam'ın evinde öldü. 2 Mart 1961 tarihinde Cebeci Asrî Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Hasan Âli Yücel, şair Can Yücel'in babasıdır.