Harf hatası resmi gazete kapattırdı

Güncelleme Tarihi:

Harf hatası resmi gazete kapattırdı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2008 00:00

Osmanlı basını, en zor günlerini şüphesiz ki Padişah İkinci Abdülhamid’in saltanatı sırasında yaşamıştı. Padişahlığı süresince, gazete ve gazetecilere karşı son derece sert tavır alan ve amansız bir sansür uygulatan II. Abdülhamid, hatalı çıkan bir kelimeye öfkelenip resmi gazeteyle, devlet matbaasını bile kapatmıştı.

Padişah II. Abdülhamid, Türkiye’de yayımlanan ilk Türkçe gazete olan devletin resmi gazetesi Takvim-i Vekayi’yi, tahta çıkışından iki yıl sonra 1878’de kapatmıştı. Padişah, 1892’de yani aradan 14 yıl geçtikten sonra gazetenin yeniden açılmasına karar vermişti. Devletin resmi gazetesi, 26 Mart 1892’de açılmıştı. Ancak gazetelere karşı müthiş bir sansür uygulandığı o devirde resmi gazetenin ömrü çok kısa sürdü. 20 Mayıs 1892’de resmi gazete yeniden kapatıldı. O günlerde gazetelerde, gazetenin ’masraflarının yüksek olduğu’ için kapatıldığı yolunda yazılar yer aldı. Ancak Osman Nuri’nin daha sonra Şehremaneti Mecmuası’nda yazdığına göre, gazetenin kapatılmasının başka bir nedeni vardı. Buna göre, gazete bir tashih yani yazım hatası nedeniyle padişahın öfkesinin hedefi olmuştu. Flemenk Kraliçesi’ne nişan verilmesi haberinde, verme anlamına gelen "ita" kelimesi yerine yanlışlıkla "hata" kelimesi yazılmıştı. Bunun üzerine padişah, devletin resmi gazetesinin hiç açılmamış olmasının daha iyi bir karar olacağına hükmederek, gazeteyi kapatmıştı. Böylece devletin resmi gazetesi, İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesine kadar geçecek 16 yıl süreyle kapalı kalacaktı.

Baş aşağı edecekler

1901’e gelindiğinde ise çok ilginç bir olay yaşandı. Abdülhamid, devlet matbaasını da kapattı. O zamanki adıyla Matbaai Amire olan devlet matbaasında, her yıl devlet salnamesi yıllığı basılıyordu. 1876’dan beri Kanuni Esasi’nin metni bu yıllığın başına konuyordu. Abdülhamid, bu davranışıyla Kanuni Esasi’nin yani anayasanın varlığını tamamen ortadan kaldırmadığını geçici olarak kaldırıldığını anlatmak istiyordu. İşte anayasanın metni, yıllık ciltlenirken bazılarında hatayla ters konmuştu. Bazı çevreler, bunu "Padişahı baş aşağı görmek isteyenlerin yaptığı iş" olarak yorumladı. Kapıları mühürlenen matbaa, hemen kapatıldı. Aynı dönemde sansür idaresinin, tahttan indirilen Beşinci Murad’ı kastettiği için her türlü haber ve bilgide Murad isminin yasaklaması, bunun yerine Mirad isminin kullanılmasını istemesi, hürriyet, istiklal, devrim, ihtilal gibi kelimelerin de kesinlikle kullanılmaması o devirde son derece olağandı.

Dua resmine yasak

İstanbul’da Türkçe gazetelerin sansürünü yapan Matbuat Müdürü Ebulmukbil Kemal Bey’in, Serveti Fünün Gazetesi sahibi Ahmet İhsan’a yazdığı bir yazı, gazeteler için sansürün ne kadar doğallaştığını gösteriyordu. Bunun hikáyesi de şöyleydi: O günlerde Hamidiye suları yeni akıtılmış ve çeşmeler açılmıştı. Doktor Besim Ömer, sular hakkında bir makale yazdı ve bu makalenin, çeşme başında bir ihtiyar adamın dua ederken gösteren bir resimle kullanılması için hazırlık yapıldı. Ancak sansür müdürü Kemal Bey, gazete sahibine bunun olamayacağını bildiren bir mektup yazdı. Mektup şöyleydi:

"Çeşme resmi hakikaten pek güzel ve dua her müminin nazarında şüphesiz ki mukaddestir. Çünkü bu bize farzdır. Lákin bu günlerde kötü düşünenler o kadar çoğaldı ki, gazelerde neyi bırakacağımı, neyi kaldıracağımı tespitte şaşırırıyorum. İşte o kötü düşünenlerin, bu güzel resmi görür görmez, ’hah bunu bu şekilde neşretmek, üstü kapalı olarak işimiz duaya kaldı, demektir’ mealinde hezeyanlarda bulunacaklarını biliyorum." Peki o devrin gazeteleri neler yazıyordu?

Gazetede şunları yazın

Resmi vilayet gazetelerinin daha fazla okunmasını sağlamak için, yayınlanan bir genelge, bu konuda ipuçları veriyor. Dahiliye Vekaleti’nden valiliklere gönderilen genelgede, halkın anladığı sade dille yazılması ve şu konulara değinilmesi istenmişti: "Ziraat aletlerinin nasıl kullanılacağı, bunların faydaları, hayvancılığın gelişmesini sağlayacak çareler, dokumacılıkta yeni keşifler."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!