Güncelleme Tarihi:
‘‘Hamam’’dan sonra ‘‘Harem Suare’’ gümbür gümbür geliyor... Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunun 700. yılında dünya sinemasına armağan edilen bir eser... Mimarı genç Türk yönetmen Ferzan Özpetek... ilk yapıtı ‘‘Hamam’’ ile 37 ödül alan sanatçı, şimdi Cannes Film Festivali'nde ‘‘Un Certain Regard’’ (Bir Bakış) bölümünde ‘‘Harem Suare’’ ile boy gösteriyor. Dile kolay, tam 1314 film arasından seçilen ‘‘Harem Suare’’ üstelik Onurlu Sinema şöleninin kapanış galasında gösterime girecek. Ödül töreni ile birlikte beyaz perdeye yansıyacak. Ferzan Özpetek gururlu ve umutlu... Yolu Cannes'dan geçen bir yapıt mutlak başarıya ulaşır. Eleştirmenler ödülü sanki onu bekliyor.
Koskoca Cannes Film Festivali'nde ‘‘Harem Suare’’nin kapanış galasında gösterime girmesini nasıl karşılıyorsun?
- Çok hoş. Düşünebiliyor musun, festival boyunca film konuşuluyor, konuşuluyor. Fermantasyon yapıyor. Çok yararlı oluyor. Bu açıdan ben kendimi mucizeli hissediyorum. Bir sihirli değnek değdirildi gibi.
Film zor şartlarda çevrildi. Sonuçlardan memnun musun?
- İnsanın umduğundan daha iyi olamıyor maalesef, ama tabii çok iyi. Bir de filmi görenlerin hop oturup hop kalkması beni ümitlendiriyor. Filmin imajını, görüntüsünü, kıyafetlerini, öyküsünü beğendiklerini söylüyorlar. Bunları duymak güzel.
Cannes Film Festivali sonrası ne gibi bir beklenti var?
- Şöyle söyleyeyim: Film beş dakikalık bir fragmanı ile Japonlara dört yüz bin dolara satıldı. Bunun dışında bütün Kuzey Avrupa ülkelerine satılmış, İspanya'ya satılmış. Cannes'da Oscar'a doyamayan ‘‘Miramax’’ Amerikan Bağımsızlar Şirketi gelip özel olarak izleyecek. Bir de arkamda ‘‘PFB’’ gibi bir dağıtım şirketi var. Örneğin Cannes'da Festival sırasında büyük bir parti vererek tanıtımı yapacaklar. Harem Suare'nin arkasında uluslararası firmalar bulunması, Image gibi süper basın ve Halkla İlişkiler müesseseleri olması büyük bir şans.
Konusu oldukça ağır ve zor. Nereden çıktın yola?
- İkibuçuk yıldır üzerinde çalışıyorum. Harem'in Osmanlı'da kapanışı beni ilgilendiriyordu. Bir gün şaka ile bir İtalyan arkadaşım sordu. Yahu Harem kapanınca o kadar kadına ne oldu diye. Merak ettim, araştırdım. Bu arada yapımcı bir kadın arkadaşıma konuyu açtım. Onu da sardı. Bu kez o peşimi bırakmadı beni şartlandırdı. Bunun üzerine dünyanın her yerinden Harem ile ilgili kitaplar topladım. Türkiye'de tarihçilerle konuştum. Prof. Dr. Nuran Atasoy'dan büyük yardımlar gördüm. Niye yalan söyleyeyim, diğer Türk tarihçiler aynı inceliği göstermediler.
BİR KOSTÜM YAPITI
Önce Hamam, sonra Harem... İkisi arasında bir ilişki var mı?
- Pek yok gibi. Bir kere Harem Suare bir kostüm yapıtı... Haa şöyle bir ilişki var, o da Hamam'daki o ölmüş teyze kişiliği yani Anita'nın İtalya'dan niçin Türkiye'ye geldiğini anlatıyor gençliğinde. Hamam'da hatırlarsın sigara içilen ağızlık biçiminde bir yüzük vardı. Bu filmde o yüzük nereden geldi işte o anlatılıyor.
Film bir co-prodüksiyon. Hani aklıma gelmiyor değil. Şayet Oscar yabancı film adaylığı için yarışsa hangi ülkeyi temsil eder?
- Bir kere filmin yüzde sekseni Türkçe. Yönetmeni Türk, Türkiye'de çevrildi. Oyuncuların büyük bir bölümü Türk. Ama ve ama... Hamam'ı hatırlıyorsun. Üzücü olaylar yaşanmıştı. Başıma birçok şey gelmişti. Ben bugün için derim ki; eğer filmin arkasına da ‘‘Miramax’’ gibi büyük bir Amerikan dağıtım şirketi olursa ve Türkiye Harem Suare'yi seçip göndermezse, çok büyük bir yanlış olur. Miramax'ın gücü Amerika'da belli. Örneği Benigni'nin ‘‘La vita e Bella’’sıdır. Oscar'ların kaderi yüzde 90 dağıtım şirketine bağlı. Tabii kararı yine kurul verecek ama bence Hamam için halkın seçmesine rağmen hata yapıldı.
Harem Suare için gereken desteği görmediğini söyledin.
- Ben filmlerimde Batı ile Şark arasında bir bağlantı kuruyorum. Birleştirmeye çalışıyorum. Türk'üm. Ülkemi seviyorum. Filmlerimin teması Türkiye. Ama gereken desteği göremiyorum. Şöyle söylesem daha doğru olur. Ne destekliyorlar ne engelliyorlar. Karşıdan izliyorlar. Bürokrasiye çok takılıyorum. Ama kendi yağımla pişiyorum. Çünkü arkamda iyi bir yapımcı triosu var.
Biraz oyunculardan söz eder misin?
- Başrolde Safiye'yi oynayan Marie Gillain var. Film boyunca Türkçe konuşuyor, inanılmaz iyi. Onun yaşlılığını Lucia Bose oynuyor. Siyahi Nadir'i Alex Descas canlandırıyor ve Anita'yı da Valeria Golino. Türk oyunculara gelince. Serra Yılmaz bir harika. Haluk Bilginer Abdülhamit rolü ile zirvelerde. İtalyanlar gözlerine inanamadı. Ayla Algan Valide'yi oynarken ders veriyor, Ali Başar, Selda Özer, Başak Koklakaya da Nilüfer Açıkalın da beni çok memnun etti.
Ve Pelin Batu...
- Ahh, işte o inanılmaz bir olay. Biliyorsun Pelin, siyasete atılan Roma eski büyükelçimiz İnal Batu'nun kızı. Roma'da bir resepsiyonda gördüm ve hemen teklifimi yaptım. Nevres'i ilk kez kamera deneyimi olmasına karşın kusursuz canlandırdı. Çok fotojenik... Herkes kim bu, nereden buldun bu tatlı kızı diye soruyor.
Hamam, Harem derken sırada ne var Ferzan?
- Aslında ilk yazdığım ilk projem var. ‘‘Anadolu Çiçeği’’... Cumartesi Anneleri ile ilgili bir senaryo.
MÜZİĞİ SÜKSE YAPACAK
Hamam'dan kaç ödül kazanmıştın...
- Sanıyorum 37 filan. Tam 16 festivale davet edildi. İlk filmim olarak çok iyi bir sonuç.
Bu film kaça mal oldu?
- Yaklaşık 4.5 milyon dolar.
Ferzan, Hamam'ın müziği çok sevilmişti. İki İtalyan ödüller de kazanmışlardı.
- Bizim Pivio ve Aldo De Scalzi Harem Suare'nin de müziğini üstlendiler. Büyük sükse yapacak sanıyorum. Gizemli olduğu kadar derin bir müzik. Buram buram şark kokuyor.
Peki Şark sana neyi simgeliyor?
- Batı ile Şark ilişkisi büyük bir güncel tema. İki değişik kültürün birleşmesi veya çarpışması. Hangi yönünü alırsan medyatik bir iletişim var. Harem Suare'de, kapanma olayı ile birlikte harem ağaları, cariyeler, odalıklar, analıklar kendi dünyalarından koparak dış dünyanın yasalarına örflerine, adetlerine, yaşam koşullarına nasıl uyum sağlayacaklar. İşte soru bu.
Ve İtalyanlar... İnanılmaz iddialıydılar. Hele La Vita e Bella'dan sonra adeta bir hezimet. Cannes'da bir eserleri yarışma bölümünde.
- Aslında beni topa tutuyorlar. Yarışmada bir ve ‘‘Bir Bakış’’ta beni sayarlarsa, ikinci bir filmleri var.
Evet Ferzan son bir soru... Senin yapıtın kaç film arasında Cannes'da kendisini kabul ettirdi?
- 1314 film arasında 39. film...