Güncelleme Tarihi:
Konuk Dışişleri Bakanı Harrazi, geceyi geçirdiği Conrad Otel’de bu sabah basın mensuplarıyla kahvaltılı sohbet toplantısı yaptı. Kendisinin de medyadan geldiğini ve 8 yıl süreyle İran Haber Ajansı IRNA’nın genel müdürlüğünü yaptığını hatırlatan Harrazi, her zaman medyaya özel ilgisi bulunduğunu söyledi.
Türkiye ile İran’ın siyasi iradesinin, iki ülke ilişkilerinin gelişmesi doğrultusunda yönlenmekte olduğuna işaret eden Harrazi, İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin uyguladığı dış politikanın da komşularla iyi geçinme, barış ve istikrarın sağlanması ve ülkelerin içişlerine karışılmaması esaslarına dayandığını bildirdi.
Harrazi, „Gün geçtikçe bizim diğer ülkelerle, özellikle de Türkiye ile ilişkilerimiz daha çok gelişmektedir. Türkiye ve İran’ın rejimlerinin farklı olması ilişkilerimizi etkilemez“ dedi.
Bölge istikrarı için: Her iki ülkenin ekonomik yönden birbirini tamamlayıcı durumda olduğunu ve kendilerinin olumsuz rekabet anlayışı yerine yapıcı işbirliği çabası içinde bulunduklarını ifade eden Harrazi, sözlerini şöyle sürdürdü:
„Bölgede güvenliğin ve siyasal istikrarın sağlanması için iki ülkeye de büyük görev düşmektedir. El ele vererek bunu yapabilirler. İki ülkenin derin ve zengin kültür varlıkları vardır. Bunları pekiştirerek kültür alanında da çok iyi atılımlarda bulunabiliriz. Her iki devlet ve millet, el ele versin ve daha büyük refaha kavuşmak için işbirliğine gitsin. İnsanlarımızın temas etmesi ve biraraya gelmesi bizi sevindirecektir. Bunun için biz, özel sektörlerin işbirliği yapmasından da çok büyük mutluluk duymaktayız.“
İki ülke ilişkilerinin gelişmesi için medyaya da büyük görev düştüğünü vurgulayan Harrazi, „Türkiye’nin medyasını çok azimli ve çalışkan görüyorum. Medyanızın bu akılcı yaklaşımından dolayı da büyük mutluluk duymaktayım“ dedi.
PKK konusu: Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Harrazi, „terör örgütü PKK konusunda İran’ın ne gibi önlemler aldığı“ sorusu üzerine şöyle konuştu:
„Bizim dış politikamızı biliyorsunuz. PKK’yı biz reddediyoruz ve onun yaptıklarını kesinlikle benimsemiyoruz. İran ile Türkiye arasında güvenlik alanında işbirliği vardır. Ortak güvenlik komisyonları ve komiteleri halinde her yıl görüşmeler yapılıyor. Orada bu konular da görüşülüyor. İran ile Türkiye’nin arasında, bu konunun kökünün kazınması için böyle işbirliği vardır. Her iki ülke de, toprağının böyle bir terör odağından temizlenmesini istiyor. İki ülke arasında uzun sınır boyları vardır, bunu yanlış kullananlar olabilir. Önemli olan, bilgi akışının sağlanmasıdır.“
Harrazi, İran ile Türkiye sınırları arasında doğrudan bir telefon bağlantısı kurduklarını ve böylece herhangi bir olay durumunda derhal bağlantı kurulabileceğini kaydetti.
İran Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi, ülkesinde Muhammed Hatemi’nin cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra komşu ülkelerin İran’a bakış açılarının değiştiğini belirterek, „O da, Sayın Hatemi’nin komşularla olan ilişkilere daha çok özen göstermesinden, meyil vermesinden kaynaklanıyor“ dedi.
Harrazi, Conrad Otel’de yaptığı basınla sohbet toplantısında soruları yanıtlarken, „Hatemi’nin cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra İran’a karşı bakış açısı değişti mi?“ sorusuna şu karşılığı verdi:
„Son 2 yıl zarfında görüyoruz ki, komşularımızın tavırları eskisine nazaran değişmiştir. Uzakdoğu ülkelerinin de bize olan tavırları değişmiştir. Demek oluyor ki, bütün komşularımızla halihazırda iyi bir ilişkideyiz. Onların İran’a bakış açıları değişmiştir, yeni bir bakış açısı vardır. O da, Sayın Hatemi’nin komşularla olan ilişkilere daha çok özen göstermesinden, meyil vermesinden kaynaklanıyor.“
Harrazi, bir gazetecinin, “İsrail ile Suriye barış sürecine giriyor. Bu gerçekleşirse, İran da İsrail ile yakınlaşmaya girer mi?“ yolundaki sorusu üzerine, tarafların iki tur görüşmede bulunduğunu ve henüz barış sürecine girilmediğini kaydetti.
Görüşmelerin çıkmaza girdiğine ve İsrail ile Suriye’nin bir daha ne zaman görüşeceklerinin belirsiz olduğuna işaret eden Harrazi, şöyle konuştu:
„Biz bu konuya sıcak bakmıyoruz. İsrail, diyelim ki, Suriye’nin bütün isteklerini yerine getirse bile, Golan’dan geri çekilse bile, biz bu konuya sıcak bakmıyoruz. Görüyoruz ki, İsrail burada iyi bir rol oyuncusudur. Taahhütlerini yerine getirmekten kaçınıyor. Tabii, eğer 1967’de işgal ettiği Golan topraklarını bırakırsa, bu mutlu bir olay olacaktır. Ama bu tür gelişmeler, bizim İsrail’e karşı olan tavrımızı değiştirmez. Çünkü biz İsrail’i resmen bir devlet olarak tanımıyoruz.“
Tazminat konusu: İran Dışişleri Bakanı Harrazi, „Türkiye’nin geçen yıl yaptığı sınırötesi operasyonda yanlışlıkla hayatını kaybeden İranlılarla ilgili tazminat konusu çözümlendi mi?“ şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı:
„O operasyonla ilgili olarak Türk tarafından uzmanlar geldi, bizim uzmanlarla birlikte inceleme yaptılar. Sonunda Türk tarafının (Yanlışlıkla bombaladık) diye bir tabirleri vardır. Türkiye Cumhuriyeti, bunun tazminatının ödenmesini resmen kabul etmiştir. Halihazırda görüşmeler devam ediyor. Türk tarafı tazminat ödemeyi kabul etmiş, fakat tazminat konusunda henüz bir sonuç alınamamıştır.“
İran-ABD ilişkileri: İran-ABD ilişkileriyle ilgili bir soru üzerine, ABD’nin, İran’ın bölgede önemli ve güçlü bir devlet olduğunu görmezden gelemeyeceğini kaydeden Harrazi, sözlerini şöyle sürdürdü:
„Son dönemde özellikle ABD’nin dostları, İran ile ilişkilerini geliştiriyorlar. İleride ABD de İran’a karşı olan tavırlarını değiştirmek zorunda kalacaktır. Biz halihazırda ABD ile ilişki kurma niyetinde değiliz, ama tavırları değişirse ve bizi anlamaya başlarlarsa, belki o zaman fikrimiz değişir. İran’ın gerçeklerini anlarlarsa ve davranışlarında samimi olurlarsa, belki o zaman bizim fikrimiz değişir.“
Harrazi, “İran ile Türkiye arasında doğalgaz anlaşmasında bir pürüz bulunup bulunmadığı“ yolundaki bir soruya da, projenin asla durdurulmadığını, Türkiye’de finansman zorluğu bulunduğu için gecikme olduğunu ve bu zorluğun yakın zamanda aşılmasıyla projenin yoluna devam edeceğini bildirdi.
Doğalgaz ilişkimizin sembolu olacak: Türkiye’nin bu konudaki taahhütlerini yerine getirmeyi kabul ettiğini ve 2001 yılı Haziran ayında bunun tamamlanmasını beklediklerini ifade eden Harrazi, ancak kendilerinin çok yakında sınıra yakın bir yerde doğalgazın meşalesini yakacaklarını ve en azından doğalgazın Erzurum’a kadar verilmesi için hazırlıkları olduğunu vurguladı.
Gürbulak Sınır Kapısı’ndan Erzurum’a kadarki bölgede doğalgaz borularının hazır olduğunu, sadece pompalama sisteminin eksik bulunduğunu kaydeden Harrazi, „Doğalgaz, Türkiye ile İran ilişkisinin sembolü haline gelecektir. Bu proje, Türkiye’yi doğalgazda tek kaynağa bağlı olmaktan çıkaracaktır“ dedi.
Çeçenistan sorunu: Kemal Harrazi, Çeçenistan sorununa ilişkin bir soruyu yanıtlarken de, Ruslarla yaptıkları temaslar sırasında İslam aleminin bu konuda rahatsız olduğunu ve Müslümanların Ruslar tarafından öldürüldüğünü bildirdiklerini anlattı.
Fas ve Katar dışişleri bakanları, İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreter Yardımcısı ve İranlı yetkililerin oluşturduğu bir heyetin, Moskova ile Çeçenistan’ı ziyaret ettiğini hatırlatan Harrazi, halen bir İKÖ heyetinin bölgede bulunduğunu söyledi.
İran Dışişleri Bakanı Harrazi, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çeçen sorunu, aslında Rusya’nın iç sorunudur. Fakat orada Müslümanların katledilmesi nedeniyle, yapıcı görüşmelerle bunun durdurulmasını istiyoruz. Maalesef orada canını kaybedenler ve yerini-yurdunu kaybedenler Müslümanlardır. Bunun için de, insancıl yardımların onlara gönderilmesi bir an önce sağlanmalıdır.“
Harrazi, Türk gazetecilerin, ülkesinin tarihi ve doğal yerlerini mutlaka görmesi gerektiğini de belirterek, “İran’da buluşma“ dileğinde bulundu.
Bu arada, foto muhabirleri ve kameramanların sadece Harrazi’nin toplantı salonuna girerken görüntü almalarına izin verildi. Salona ise sadece muhabirler alındı. Harrazi, salona gelişi sırasında ve salondan ayrılırken, erkek gazetecilerin tek tek elini sıktı, bayan gazetecileri ise sadece eğilerek ve „Hürmet“ diyerek selamladı.
Kemal Harrazi’nin basınla sohbet toplantısına, İran’ın Ankara Büyükelçisi Seyid Muhammed Hüseyin Lavasani ile İstanbul Başkonsolosu Nasar Hamidi Zare de katıldı.